(Cumartesi günü. Ömer salonda oturuyordur, Gamze baş ağrısıyla uyanmış ve yataktan çıkmadan baş ucundaki çekmeceden ağrı kesici alıp içmiş, bir süre uzanıp daha sonra yataktan kalkmıştır. Yüzünü yıkayıp mutfağa doğru giderken salonda oturan Ömer'i görür, yanına geçer.)
Gamze: Günaydın. (Ömer bir şey söylemeden başını sallar.) Başım çok ağrıyor, on ikiye kadar da uyumuşum. (Salon masasında duran kahvaltılıkları görür.) Kaldırmamışsın sofrayı.
Ömer: Sen de yersin diye.
Gamze: (Ömer'in tavırlarından ve konuşma tarzından bir sorun olduğunu sezer.) İyi misin sen?
Sonra konuşuruz, kahvaltını et. (Ömer içeriye doğru yürür. Gamze'nin yüzü düşer, sofraya oturup kahvaltısını bitirir. Ömer elinde iki bardak kahveyle tekrar salona gelir. Birini masaya, Gamze'ye bırakır.)
Teşekkür ederim. (Ömer başını sallar.) Sen bu saatlerde kahve içmezdin pek.
Ben uykusuzum, senin aksine.
Yatsaydın sen de biraz.
Sinirliyim sana. Uyuyamadım gece.
Bana mı sinirlisin? Ne oldu?
Ne mi oldu? Dün neler yaptın, farkında bile değilsin.
Biraz fazla kaçırmışız içkiyi.
Biraz mı? Biraz mı sadece? Ben olmasam nasıl dönecektiniz acaba?
Sen alacaksın diye onun rahatlığıyla içtik zaten. Begüm de biraz hızlı içiyor, ona eşlik edeyim derken ben de kaptırdım.
Valla neyin rahatlığıyla içtiğin beni ilgilendirmiyor. Eğlenmek için çıkacağız dedin tamam dedim, karışmadım. Karıştım mı? (Gamze hayır anlamında başını sallar.) Ama mekanda sandalyelere çıkıp oynamak, sokak ortalarında yok evlenmeden öpüşmedik bile ten uyumumuz var diye konuşmak ne oluyor?
(Gamze şok içinde bakar.) Ben böyle mi söyledim?
Evet, bir de deli gibi güldünüz insanların içinde, herkes bize baktı. Yerin dibine girdim.
Yemin ederim, hatırlamıyorum. İnşallah Begüm de hatırlamıyordur. Kendimde değildim ama olsam öyle şeyler der miyim?
Kendinde olmayacak hale gelene kadar içmeye kızıyorum ben zaten. Begüm Hanım taksiyi sağa çektirdi kustu, sen desen eve geldin hala evde dans etmeye devam ettin. Ne oluyor size böyle? Hayır bilmediğim bir sorun mu var? Kafanı bu denli dağıtmanı gerektirecek?
Yok, yok. Dediğim gibi biraz hızlı içince çarptı.
Bir daha çarpmasın.
(Ömer'e doğru yürür, yanına oturur. Gülümseyerek Ömer'e doğru sokulur. ) Ten uyumumuz var mı dedim gerçekten kadına? (Ömer başını sallar.) Başka ne dedim?
Ten uyumu olmadan ilişki yürümez dedi o da, sen de bizim ki yürümeyi geçtim koşar uçar dedin.
(Gamze güler, sonra hemen güldüğü için suçlu hissedip parmaklarını dudağının üzerine götürüp gülüşünü gizler.) Tamam doğru bir şey demişim ama yine de demeseymişim keşke. Tuna nerede bu arada?
Sadık enişte ve Erdem'le parka gitti futbol oynamaya. Ben de gidecektim ama seni bırakıp gidemedim. Nasıl uyanacağını bilemediğim için...
(Ömer'e biraz daha sokulur, sevimli bir şekilde ona bakar.) Özür dilerim.
Ömrümden ömür gitti sanki dün. Bir daha böyle bir şeyin yaşanmasını istemiyorum.
(Başını sallar.) Söz. Sen de git istersen parka yanlarına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖmGam: Yeniden
FanfictionÖmGam Yeniden: Ömer dizisinin çifti ÖmGam için yazılmış alternatif bir hikaye. 27. Bölümden devam edecek şekilde yazdım. Okuyan/okumaya başlayacak kişilere şimdiden iyi okumalar, umarım beğenirsiniz.