Part 26

935 17 18
                                    


(Pazar sabahı, Ömer camiye gitmek için çıkarken Gamze ve Tuna da onunla birlikte çıkmıştır. Gamze ve Tuna direkt Reşat'ın evine geçerken Ömer, Reşat ve Tahir camiden sonra yanlarına gelecektir. )


Tuna: Niye bu kadar erken çıktık ya daha hava aydınlanmadı.

Gamze: Üçümüz birlikte çıktık işte. Eve geçince uyursun biraz daha.

(Caminin yakınına gelmişlerdir.)

Ömer: Ben buradan döneyim, siz geçin.

Gamze: Tamam canım.

Ömer: (Vedalaşırlarken Tuna'ya bakar.) Tuna gözleri kapalı yürüyor. Koluna gir bari Gamze de düşmesin.

Gamze: Tuna, oğlum açsana gözlerini.

Tuna: Açamıyorum anne, kaldıramıyorum göz kapaklarımı.

Gamze: (Gülerek Tuna'yı iki omzundan tutup yürümesi için yönlendirir. Ömer'e döner.) Git, sen hadi. Geç kalma. (Ömer başını sallayıp gülümseyerek yanlarından uzaklaşır.)


(Gamze ve Tuna, Reşat'ın evine vardıklarında Gamze çantasından anahtarını çıkartıp eve girer. {Not: Bu evrende Reşat ve Çiçek evli değil.} Babaanne uyuyordur. Tuna, salona geçip uzanır. Gamze Tuna'nın üzerini örtüp mutfağa kahvaltıyı hazırlamaya geçer. Biraz sonra içeriye Şükran girer.

Şükran: Gamze!

Gamze: (Gülümseyerek Şükran'a yaklaşır.) Canım, hoş geldin. (Sarılırlar.) Nasılsın?

Şükran: İyiyim, sen nasılsın?

Gamze: İyiyim ben de. Yalnız mısın, çocuklar nerede?

Şükran: Adem, babasıyla camide. Eda salonda.

Gamze: (Salon penceresini açıp salona bakar. Eda'nın da Tuna gibi salonda yattığını görür.) Yatmış o da.

Şükran: Yatmıştır, dün gece geç uyudu. Su içmeye kalktığımda odasının ışığı yanıyordu, telefonundan dizi izliyormuş.

Gamze: Tahir de artık olmadığına göre bir televizyon al sen de, çocuk rahat rahat izlesin.

Şükran: (Birden gözleri heyecanla açılır.) Bu benim aklıma hiç gelmemişti ya. İyi ki dedin. Alıştık tabi Tahir'in kurallarına.

Gamze: Özgürlüğe de alışırsınız, merak etme. Nisa'lar gelecek mi?

Şükran: Gelecekler ama beş çocukla şimdi evden çıkması uzun sürmüştür. Geç gelir belki ama kahvaltıya yetişir.

(Birlikte kahvaltıyı hazırlar, sofraya yerleştirirler. Yapılacaklar bittiğinde Gamze, Ömer'in odasına çıkar. Ömer'in eşyaları olmadan bu oda ona boş gelir. Eski sıcaklığını kaybetmiş gibi... Kapısı, duvarları bile olmayan bu küçük odada kendini eskisi gibi yuvasında hissedemez. Yatağa oturup etrafına bakınır. Gözlerini kapatır; bu odada konuştukları şeyleri, yaşanılanları aklından geçirir. Gidecek hiçbir yerleri yokken onlara sığınılacak liman olmuş, küslerken bile bir arada uyudukları için aralarında bir köprü oluşturmuş bu odayı, odanın enerjisini hissetmeye çalışır. O sırada duyduğu ayak sesleriyle gözünü açar. Merdivenlerden odaya doğru çıkan Ömer'le bakışırlar. Ömer de Gamze'nin yanına oturur ve odaya bakar.)

Ömer: Eşyalar olmadan çok boş, değil mi?

Gamze: Ben de aynı şeyi düşündüm buraya çıkar çıkmaz.

Ömer: (Gülümser. O da bu odada geçirdikleri zamanları hatırlar.) Seni odamda ilk kez gördüğüm, burada ilk kez uyuduğun gece nasıl mutluydum sana anlatamam. Evlendiğimizi tam anlamıyla o zaman idrak ettim sanki.

ÖmGam: YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin