Part 27

951 22 12
                                    


(Çarşamba akşamı. Gamze, salonda tek başına otururken yüzünde düşünceli bir ifade vardır. Gözleri uzaklara dalmıştır, zihninin derinliklerinde kaybolmuş gibidir. Aniden kapının açılma sesiyle irkilip başını çevirir ve bakışları Ömer'le karşılaşır. Eve adım attığı ve Gamze'yi gördüğü anda Ömer'in yüzünde kocaman bir gülümseme belirir.)


Gamze: Hoş geldin.

Ömer: Hoş buldum. Benden önce gelmişsin bugün.

Evet. (Ömer'in ceketini çıkartıp yanına gelmesini bekler. Ömer ona doğru yaklaşınca kalkıp ona sarılıp öper.)

(Ömer, Gamze'de bir tuhaflık olduğunu hisseder.) Bir şey mi oldu? (Gamze başını sallar.) Tuna nerede?

Annemde, baş başa konuşalım diye gitmesini rica ettim.

Ne konuşacağız, ne oldu?

Bugün öğleden sonra bankadan izin aldım (Cümlesine devam etmeden önce duraksar, bakışlarını Ömer'in gözlerinden kaçırır.) Haluk'la konuşmaya gittim.

(Ömer'in yüzünde şaşkınlık ve sinir karışımı bir ifade oluşur.) Ne?

Tuna'yı ne kadar üzdüğünü, nasıl ağlattığını gördün sen de. Bir daha aynı şeyin yaşanmayacağına emin olmak, mahkemede de şahitlik yapmayacağımı söylemek için gittim.

Bana niye haber vermedin?

Söylesem aklın devamlı ben de olacaktı.

Beni düşündüğün için bana yalan söyledin yani, öyle mi?

Yalan söylemedim.

Sakladın, gizledin, anlatmadın... Ne demek istersen de. (Sinirle salonda yürümeye başlar.) Yine aynı şeylerin yaşandığına inanamıyorum. Kaç aydır evliyiz, neler paylaştık ama yine de bir arpa boyu yol kat edememişiz. Hala yok sayıyorsun beni. İnanamıyorum. Aynı şeyleri ya tıpatıp aynı şeyleri yaşıyoruz.

Aynı şeyleri yaşadığımız yok, Ömer.

Sen yaptıklarını hata olarak görmüyorsun ki. Öyle görsen bir daha yapmamaya gayret edersin. Bir de aynı şeyleri yaşadığımız yok diyorsun.

Nesi aynı ya?

Haluk, sana ulaşmak için yine Tuna'yı kullandı. Sen de yine dayanamayıp onunla görüştün ve benden sakladın. Bir sonraki aşamada herhalde hapisten çıkıp yine sizi (Cümlesine devam edemez. Sinirden ağlamamak için kendini zor tutuyordur. Salondan çıkmak için yönlenir.)

Nereye gidiyorsun? (Ömer, ceketini alır.) Nereye dedim Ömer.

(Sertçe Gamze'ye bakar.) Sakinleşmem lazım.

Konuşalım biraz daha lütfen.

(Ayakkabılarını ayakkabılıktan alır.) Üstüme gelme, Gamze.

(Ömer'in hızlıca kapıyı çarpıp çıkışından sonra Gamze'nin gözünden istemsizce bir yaş akar. Nabzının ve nefes alış verişinin hızlandığını hisseder. Gözyaşını silip hızlıca montunu giyer ve Ömer'in peşinden gider. Apartmanın biraz ilerisinde Ömer, Gamze'nin arkasında olduğunu fark eder.)


Ömer: Ne yapıyorsun? (Gamze cevap vermez.) Gamze, niye geliyorsun? Üstüme gelme dedim sana.

Konuşmadan birlikte yürüyelim.

(İkisi de hızlı nerdeyse koşar adımlarla yürüyorlardır. Merdivenlerden inip sahile doğru yürürler. Ömer ters bir şekilde Gamze'ye bakıp yolun karşısına geçer. İkisi de farklı yollarda ama birbirlerine paralel şekilde yürüyorlardır. Bir süre bir şey konuşmazlar.)

ÖmGam: YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin