Part 99

353 13 6
                                    


(Cuma akşamı, dışarıda şiddetli bir yağmur yağmaktadır. Gamze'nin iş toplantısı planlanandan daha uzun sürmüştür ve eve her zamankinden iki saat geç gelmiştir. Evin girişine gelince, şemsiyesini kapatır ve su damlalarını silkeler. Çantasının fermuarını açarak anahtarlarını arar. Eve adım atar atmaz yuvasında kendini huzurlu hisseder.)


Gamze: (İçeriye seslenir.) Ben geldim!

Ömer: (Salondan seslenir.) Hoş geldin!

Gamze: (Güneş ve Meyra koşarak kapının girişine gelip annelerine sarılır.) Canlarım benim, ben çok özledim ama ben sizi.

Güneş: Biz de seni çok özledik, anne.

Meyra: Çok özledik seni anne.

Güneş: Oyunumuz yarım kaldı. Sen de gelirsin salona, anne. (Meyra'nın elinden tutar. Birlikte salona geri koşarlar.)

Gamze: (Evlerinin girişine oturur ve salona, Ömer'e seslenerek konuşur.) O kadar uzun sürdü ki toplantı. (Bir yandan topuklu çizmelerini çıkartıyordur.) Tam diyorum konu kapandı artık gideceğiz herhalde, birden biri yeni bir konuya açıyor. Bitmedi bir türlü. Zaten yemek yemişiz, çay içip tatlı bile yemişiz üzerine birer çay daha söylüyorlar. (Ayakkabılarını ayakkabılığa koyup salona yürür.) Kalktık sonra onlar başka – (Gamze, salona adım attığında gördüğü manzara karşısında kelimeler boğazında düğümlenir ve aniden kahkahalara boğulur. Kahkahaları giderek yükselir, salonun her köşesine yayılır.)

Meyra: Niye gülüyorsun anne, güzel olmamış mı babam?


(Ömer, salonda yerde bir minderin üzerinde oturuyordur. Kızlar, saçlarına rengarenk tokalar ve prenses tacı takmıştır. Boynunda ise Gamze'nin kolyeleri sarkmaktadır. Kızlardan biri bir eline, diğeri ise diğer eline büyük bir konsantreyle oje sürüyordur. Gamze, gözlerinden yaş gelene kadar gülmeye devam eder.)


Gamze: Mükemmel olmuş! (Çantasından telefonunu çıkartır. Ömer çaresizce Gamze'ye bakıyordur.)

Ömer: (Gamze'nin telefonunu çıkarttığını görünce panikler.) Gamze, sakın! Sakın fotoğrafımı çekme böyle.

Güneş: Baba, oynatma elini ama ojen bozulacak.

Gamze: (Kızının söylediklerini şakacı bir şekilde tekrar eder.) Ömer'ciğim oynatma elini bak ojen bozulacakmış.

Meyra: Ömer değil Prenses Gabby.


(Gamze kendini tutamayıp gülmeye devam ediyordur.)


Güneş: Gabby değil Aurora olacaktı hani.

Meyra: Ayrora istemiyorum.

Güneş: Ayrora değil Au-rora.

Ömer: İkisi de olmasam ben yine Ömer olsam, olur mu? (Gamze'nin fotoğrafları çektiğini görür.) Ama Gamze, çekme sen de ya. Çekme dedim.

Meyra: Prensescilik oynuyoruz baba, şimdi Ömer olamazsın.

Gamze: (Ömer'e yaklaşınca boynundaki kolyeleri görür ve tekrar güler.) Benim kolyelerim mi onlar?

Güneş: Evet. Senin kolyelerin çok güzel anne.

Meyra: Hem bizim kolyelerimiz küçük geliyor babama.

Ömer: Denediler takmayı da boğulacaktım.

Gamze: Sizin klipsli prenses küpeleriniz vardı onları takmamışsınız.

ÖmGam: YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin