(Sabahın erken saatlerinde, günün ilk ışıkları henüz ortaya çıkıyordur. Ömer namazını kılmıştır, sessizlik içinde seccadesini toplarken, odanın kapısında küçük ayak seslerini duyar. Başını sese doğru çevirdiğinde, Güneş'in minik adımlarla ona doğru geldiğini görür. Güneş'in elinde uyku arkadaşı olan oyuncak ayısı vardır. Ömer, kızının sabah mahmurluğuyla yanına gelmesine gülümseyerek karşılık verir. Güneş, babasının yanına gelince gözlerini ovuşturarak konuşur. Yüzünde üzgün bir ifade var.)
Güneş: Baba.
Ömer: (Eğilip Güneş'e sarılır.) Kızım, günaydın.
Güneş: Yanımda yatar mısın?
Ömer: Yatarım, tabii. (Güneş'i kucağına alıp yanağını okşar.) Uykun mu var hala babacığım? (Güneş başını sallayıp başını babasının omzuna koyar.)
Güneş: Meyra uyandırdı beni.
Ömer: Meyra mı uyandırdı?
Güneş: Gece yanıma gelmiş. Uyuyordum sırtıma çarptı bacağı.
Ömer: Kıyamam ben sana, güzel kızım. Acıyor mu canın?
Güneş: Şimdi acımıyor ama kızdım Meyra'ya.
Ömer: O da uykusunda, istemeden yapmıştır, babacığım. Seni çok seviyor, bilerek canını acıtmaz.
(Güneş'in odasına geldiğinde Ömer, Güneş'i kucağından indirir.)
Ömer: (Sessizce konuşur.) Ben şimdi kardeşinin yanına yatayım, sen de kucağıma gel olur mu?
Güneş: Tamam.
(Ömer yatağa uzanır ve dikkatlice Meyra'nın yamuk duran ve duvara değen başını tutarak onu kendi kolunun üzerine yerleştirir. Meyra, elini babasının karnına koyarak derin uykusuna devam eder. Ömer, "Gel, kızım," diye fısıldadığında Güneş de yatağa çıkıp babasının göğsüne başını yaslar. Ömer, iki kızının da başına sevgi dolu öpücükler kondurur ve onları kollarıyla sararak gözlerini kapatır. Üzerine kitaplar yazılan ve insanların ömür boyu peşinden koştukları mutluluğun bazen küçük bir çocuğun yatağına sığacak kadar küçük ve sarılıp uyumak kadar basit olduğunu düşünerek gözleri kapalı bir şekilde gülümser. İki kızının da kollarında güvenle uyudukları anın huzuruyla Ömer de tekrar uykuya dalar.
Sabah uyandığında Ömer'i yanında göremeyen Gamze, onun kahvaltıyı hazırlıyor olduğunu düşünerek lavabodan çıkar çıkmaz mutfağa gider. Mutfakta kahvaltı için hiçbir hazırlığın olmadığını görünce, Ömer ve Güneş'in erken uyandığını bildiği için şaşırır ve Güneş'in odasına gider. Kızlarını ve Ömer'i birbirlerine sarılarak uyurken görmek Gamze'nin kalbini sıcacık yapar. Bir süre onları sessizce izledikten sonra yatak odasından telefonunu alıp geri gelir. Fotoğraflarını çeker ve videolarını kaydeder.
Daha sonra, kahve yapmak için mutfağa gider. Kahvesi olurken, Tuna'nın yanına gidip bir süre de oğlunu uyurken izler. Yarın sabaha karşı Tuna'nın gidecek olması, uzun bir süre görüşemeyecekleri ve bu odanın boş olacağı düşüncesi, Gamze'nin gözlerinin dolmasına sebep olur. Derin bir nefes alıp alt dudağını ısırır ama gözlerinden akan yaşlara engel olamaz. Tuna'nın uyanıp onu böyle görmesini istemediği için hızlıca göz yaşlarını siler. Kahve makinesinden gelen sesi duyunca mutfağa gidip kahvesini koyar ve bahçeye yürür. Bahçede oturup kahvesini içerken Tuna gitmeden önce halletmeleri gereken bir şey olup olmadığını düşünür.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖmGam: Yeniden
FanfictionÖmGam Yeniden: Ömer dizisinin çifti ÖmGam için yazılmış alternatif bir hikaye. 27. Bölümden devam edecek şekilde yazdım. Okuyan/okumaya başlayacak kişilere şimdiden iyi okumalar, umarım beğenirsiniz.