Part 75

481 16 6
                                    


(Gamze, Ömer'e duyduklarını idrak etmesi ve sakinleşmesi için zaman tanır, yanına gitmez. Ömer, birkaç kez bank ve deniz arasında volta atarken gözleriyle onu takip eder. Ömer adımlarını sert bir şekilde atıyordur, öfkesi dışarıdan bile hissediliyordur. Kendi kendine bir şeyler düşünüp birkaç kez başını sallar. Oldukça kızgın bir ifadeyle Gamze'ye yaklaşır.)


Ömer: Benim evimde, evimin salonunda bu konuşmayı yapıyor. Ben evdeyken, iki adım ilerinizdeyken benim karıma hisleri olduğunu söylüyor. (Sesini yükseltir.) Gebertirim ben bu adamı.

Gamze: Sakin olur musun biraz? (Ayağa kalkar.)

Ömer: Ne sakin olacağım ya? Herifin teki benim evime giriyor, karıma ondan hoşlandığını söylüyor, ben bu durumda nasıl sakin olayım?

Gamze: (Ömer'i yatıştırmak ister.) Yanlış anlaşılma gibi düşünelim, ben de akşam konuşup bu yanlış anlaşılmayı düzelteceğim.

Ömer: (Sinirleri bozuk bir şekilde güler.) Öyle düşünelim hatta özür dile sen en iyisi. Yanlış anlamasına sebebiyet verdiğin için git özür dile o şerefsizden. Gelsin bizim evde konuşun yine, ben yalnız bırakırım sizi.

Gamze:  Bak, benim tek istediğim  şey Mehmet'in benim böyle bir düşüncem olmadığını öğrenmesi ve hayatımızdan tamamen çıkması. (Ömer'i elinden tutup banka geri oturtur.) Bugün öğlen onunla bu yüzden buluşacaktım ama aradı, öğle yemeğine yetişemeyeceğini, iş çıkışıma gelebileceğini söyledi. (Ömer sinirle nefes alıp yan tarafa, denize doğru dişlerini sıkarak bakar.) Sonra da Begüm'le buluşacaklarmış, onunla buluşmadan önce yanına gelirim dedi. Begüm'ün onunla görüşmesini istemedim yani gerçekleri bilmeden onunla buluşmasını istemedim. O yüzden o öğle yemeğine gelemeyeceğini söyleyince Begüm'ü aradım, onunla buluştuk. Begüm'e anlattım.

Ömer: Diyorum çok düşüncelisin diye. Harika bir insansın, nasıl da düşünmüşsün Begüm'ü. Hemen arayıp buluşma ayarlamışsın. Ama aynı evin içinde iki gün vakit geçirdiğin kocana anlatmak aklının ucundan geçmemiş. Ah, ben onu evdeyken duyacaktım. Sana söylediklerini kendi kulaklarımla o an duyacaktım. O zaman görürdü o gününü.

Gamze: Sen bir şey yapma. Sinirle kendini tutamayıp bir tepki verebilirsin, o yüzden Mehmet'le ben görüşeceğim.

Ömer: Böyle biriyim değil mi ben senin gözünde? Kendini kontrol etmekten aciz biriyim.

Gamze: Öyle bir şey demedim.

Ömer: Dedin. Haluk'a yumruk atmıştın, çiçek veren adamla kavga etmiştin dedin.

Gamze: Yapmadın mı peki bunları?

Ömer: Kabul ediyorsun yani benim hakkımda böyle düşündüğünü.

Gamze: Sinirlendiğinde fiziksel tepkiler verebiliyorsun. Bu tepkinin bir yaptırımı olmasından korktum, ya kavga etsen ve Mehmet gidip darp raporu alsa. Karakolda ifade vermen gerekecek, mahkemelik olacağız durduk yere.

Ömer: Durduk yere falan değil, şerefsiz (küfür etmemek için kendini tutar.) iyi bir dayağı hak ediyor.

Gamze: Şöyle konuşma işte, bak. Geriyorsun beni. Tam tanımıyoruz Mehmet'i daha, o da sinirlenince gözü dönen biri olabilir. Sana bir şey yapsa biz ne yapacağız, sadece kendini değil beni, bebeğimizi, Tuna'yı da düşünmen lazım. Ben seni düşündüğüm için bekledim, konuyu kapatıp anlatmaya bu yüzden karar verdim. Ya da sen yumruk atsan o ayağı kayıp düşse ciddi bir şekilde yaralansa ya da ölse o zaman ne olacak? Bizi hapiste görüş günlerinde mi göreceksin?

ÖmGam: YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin