Part 74

513 20 21
                                        


(Pazar gününü evden çıkmadan, sabah kahvaltıda pancake yiyerek öğlen birlikte oyun konsolundan oyun oynayıp uzanarak ve tembellik yaparak geçirmişlerdir.

Pazartesi sabahı, Gamze uyanır uyanmaz boğazında bir düğüm hisseder. Başucundaki su şişesine uzanıp su içtikten sonra yataktan kalkar. Rahatça derin bir nefes alabilmek için pencereyi açar ama gerginliğine havanın sıcaklığı da eklenince nefes alamadığını hissederek pencereyi geri kapatır.

Mehmet'le konuşacağı düşüncesi, kalbini hızla çarptırırken, sonrasında Ömer ve Begüm'le yüzleşecek olmanın endişesi, içini daha da karartır. Taşıdığı sırrın ağırlığı günlerdir kendisini hem zihinsel hem de fiziksel olarak yormuştur.

Kahvaltı etmek için odadan çıktığında Tuna'nın odasından gelen sesleri duyup odasının kapısını açar. )


Gamze: Günaydın! Erkencisin.

Tuna: Çalışmıyorum ya bugün, İzem'le havuza gideceğiz sabahtan.

Gamze: Okula gittiğin günler kolundan tutup yataktan çeksek uyanmazsın şimdi kendiliğinden uyanmışsın.

Tuna: (Eşyalarını çantasına yerleştirirken Gamze'ye bakar.) Bunun sonunda havuza gitmek var ama. Okul zorunluluk, bu eğlence.

Gamze: (Tuna'ya yaklaşıp kolunu okşar.) Kahvaltı etmedin değil mi daha?

Tuna: Yok, geleceğim birazdan sofraya. (Tuna yataktan kalkıp kulaklığını şarjdan çıkartır. Gamze, Tuna'nın kulaklığını çantasının ön gözüne koymasını ve eşyaları yerleştirmesini izler. Mehmet'in söylediklerini Tuna'ya anlatması gerekmediği ve ondan bir şey saklamadığı için Tuna'nın yanında olmak Gamze'ye iyi geliyordur ama Tuna aynı şekilde hissetmez. Gamze'nin gözlerini üzerinde hissediyordur.) Niye beni izliyorsun anne?

Gamze: İzleyemez miyim?

Tuna: Bir şeyler yaparken biri izleyince rahatsız oluyor insan ama.

Gamze: Biri değilim ben annenim. (Tuna'ya sıkıca sarılır. Tuna'nın hala masum bir çocuk olması ve onun saf sevgisinin etkisiyle kendini huzurlu hisseder.)

Tuna: (Güler.) Sarılırken karnın bana deyince gülesim geliyor.

Gamze: Niye? (Tuna'nın gülüşüne gülümser.)

Tuna: Ne bileyim hem büyük, top gibi hem de içinde bebek var diye herhalde.

Gamze: Karnıma top gibi demezsen sevinirim.

Tuna: Öyle ama.

Ömer: (Ömer, seslerini duyup Tuna'nın odasına gelmiştir.) Günaydın!

Tuna: Günaydın.

Gamze: Günaydın.

Ömer: Kahvaltı hazır. (Gamze'nin çenesi Tuna'nın başında duruyordur, ellerini ona sarmıştır. Ömer de yanlarına gidip Tuna'ya sarılıp Gamze'nin yanağını öper.) Portakal sularınızı da sıktım, sofrada sizi bekliyorlar.

Tuna: Sabahları nasıl bu kadar erken kalkıyorsun ya? Ben gözlerimi zor açıyorum.

Ömer: (Bir an duraksayıp vereceği cevabı düşünür.) Çünkü Allah beni çağırıyor oluyor, Tuna. Onun davetini geri çeviremem. (Gülümser.) Her sabah O'nun huzurunda olma fırsatına sahip olduğumu bilmek bana kalkmak için güç veriyor. Sonra eve geldiğimde bu dünyadaki en sevdiğim insanların, ailemin karnını sağlıklı şeylerle doyurabileceğimi bilmek de kahvaltınızı hazırlamak için beni motive ediyor.

Tuna: Üşengeç değilsin hiç.

Gamze: Söylediği ona şeyden bu sonuca mı vardın? (Tuna başını sallar. Ellerini Tuna'nın omuzlarından çeker.) Yüzümü yıkayıp geliyorum.

ÖmGam: YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin