Part 51

802 23 11
                                    


(Pazar günü, Pazar kahvaltıları için Ömer mutfakta pancake yapıyordur. Tuna ve Gamze de salondadır. Gamze, Tuna'nın alçısının üzerine resim yapıyordur. Ömer, pancakekleri yapmayı bitirdikten sonra sofrayı kurar.)


Ömer: Gelin, pancakeler soğumadan yiyelim.

Tuna: Anne, bitmedi mi daha?

Gamze: Çok az kaldı, bir saniye.

Tuna: Soğuyacaklar ama.

(Ömer, Gamze'nin ne çizdiğine bakmak için yaklaşır. Gamze, Ömer'in geldiğini anlayınca resmi eliyle kapatır.)

Gamze: Bitmedi daha, bakma. (Tuna'ya döner.) Sen de acele ettirme beni. (Ömer, Tuna'nın yanına oturur ve Gamze'yi beklerler.) Tamam! (Tuna kolunu kendine doğru çekip annesinin çizimine bakar ve gülmeye başlar.) Böyle bir ilham geldi.

Tuna: (Yüzü düşer.) Üç hafta kalacak mı şimdi bu?

Gamze: Nesini beğenmedin ya? Aa! Çok özendim.

Tuna: Çocuksu olmuş biraz. Bir de kaç gündür düşünüyorsun ne çizeceğini, buna mı karar verdin anne?

Ömer: (Gülüyordur.) Çok güzel olmuş, ben bayıldım. Sen çocuk kitabı falan mı yazsan acaba? Bu hayal gücünün boşa gitmemesi lazım.

Gamze: Sen dalga geçmeseydin bari. (Kalemlerin kapağını Ömer ve Tuna'ya sertçe bakarak kapatır.) İkinizi de sanatçı ruhlu kişiler olarak bilirdim ama yanılmışım.

Ömer: (Gülümseyip ayağa kalkar, Gamze'yi de kaldırmak için elini uzatır.) Dalga geçmiyorum ki gerçekten çok beğendim.


[Gamze'nin çizdiği resim. Balıkları Hüdaverdi Junior ve buzdolabındaki kardan çocuğu kızağa binmiş geziyor gibi çizmiştir. ]


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Gamze: Dün gece yemini verirken Hüdaverdi Junior'la çok empati yaptım. Ben evden çıkamıyorum günlerdir, o aylardır minnacık akvaryumda. Kardan çocuğumuz zaten buzlukta kalmak zorunda. (Ömer'in elini tutup aağa kalkar.) Üçümüz de bir alana sıkışıp kaldık ya onları kızakla, özgürce gezerken hayal ettim.

Ömer: (Gülerek Gamze'ye sarılır.) Günlerdir dediğin daha beşinci gün bugün.

Gamze: (Başını arkaya doğru atar.) Beş mi? Otuz beş gibi daha çok.

Tuna: Abartsaydın anne. (Sofraya doğru yürür.) Bu arada, kahvaltıdan sonra arkadaşlarımla buluşacağım. Ben de evde oturmaktan sıkıldım.

Ömer: Tamam, canım.

Gamze: Ama o çıkıyor. (Dudaklarını büker.)

Ömer: (Gülümser.) Ama onun yatak istirahati yok. (Ellerini Gamze'nin yanaklarına koyup baş parmağıyla yanaklarını okşar.) Balığımızla bile empati yapmaya biraz ara verir misin?

ÖmGam: YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin