(Cumartesi öğlen. Tuna, arkadaşlarıyla buluşmak için dışarı çıkmıştır. Gamze, odalarını toparlarken Ömer de salonda oturuyordur. Dün gece fark etmeden yatağı ve yatak başlığını çikolatalı pasta yaptıkları için Gamze'nin odayı temizlemesi uzun sürmüştür. Yorulmuş bir şekilde salona girdiğinde Ömer'in masada oturduğunu görür. Kulaklıklarını takmış telefondan bir şeyler izleyerek not alıyordur. Yavaşça arkasından yaklaşıp ne izlediğine, tuttuğu notlara bakar. Kağıtta gülümseyen bir zürafa ve kalp görür, daha da yaklaşacakken Ömer onu fark edip panikle telefonunu kapatır. )
Gamze: Ne izliyorsun? Niye sakladın benden?
Ömer: Saklamadım. Sen niye gizlice geliyorsun?
Gizlice falan geldiğim yok kulaklıkların takılı diye duymamışsın. (Kaşlarıyla kağıdı işaret eder.) Ne onlar?
(Ömer söyleyip söylememe konusunda kararsız kalır. Bakışları kağıtların üzerindeyken konuşmaya başlar.) Geçen gün iş seyahatinden döndüğünde kavga etmiştik, sen de ağlamıştın ya iyi iletişim kurmayı öğrenmemiz gerek diye. O, içime oturmuştu. İstemeden de olsa söylediklerimle kalbini kırmak... Ben de doğru iletişim nasıl kurulur videoları izliyordum.
Gerçekten mi?
(Başını sallar.) İzledikten sonra sana da anlatacaktım.
Ciddi misin? (Notlara baktıktan sonra gülerek Ömer'e sarılır ve yanaklarını öper.) Senin kadar benim de ihtiyacım var bu eğitime.
Anlatayım mı biraz şimdiye kadar öğrendiklerimi, beş dakikası kalmıştı zaten.
Anlat. (Sandalyede dik bir şekilde ciddiyetle oturup Ömer'i dinlemeye başlar.)
Şimdi; iki çeşit iletişim varmış biri çakal biri zürafa. Zürafa olan doğru iletişim şekli, çünkü zürafaların hem kalpleri büyük olurmuş hem de boyunları uzun olduğu için yukarıdan, geniş bir bakış açısıyla etraflarını görürlermiş. Kullanmamamız gereken dilse çakal dili.
Kulağa bile kötü geliyor, çakal dili.
Evet. Çakal dilinde karşı tarafı suçluyorsun; yargılama, varsayım, strateji ve talep var. (Çizdiği zürafa resmini kaldırır.) Ama zürafa dilinde gözlem, hisler, ihtiyaçlar ve istek var. Bu iletişimde cümlelerimizi bu dörtlüyü kullanarak kuruyoruz.
Peki. Bir örnek verebilir misin?
(Kağıttan okur.) Görüyorum ki şöyle şöyle yapıyorsun, bu bana kendimi böyle hissettiriyor, ama benim şu şekilde davranmana ihtiyacım var bu yüzden lütfen şunu yapar mısın onun yerine? (Gamze de kağıda bakar, anlamaya çalışıyordur.) Tuna'ya da mesela kızıyorsun ya sana ters cevap verip odasına gidiyor diye. Ona şöyle diyebilirsin: Yine konuşmamızı yarıda bırakıp odana gittiğini görüyorum, bu bana kendimi önemsenmiyormuşum gibi hissettiriyor ama beni dinlemene ve saygı duymana ihtiyacım var. Bu yüzden lütfen bir daha ki sefer konuşmayı bitirmek istediğinde gitmeden önce en azından bana haber verir misin?
Ömer çok uzun oldu böyle de, bunu dinlemektense bağırmamı bile tercih edebilir yani Tuna.
Canım ama dikkat etmemiz gerek. Birbirimize karşı da Tuna'ya karşı da. İleride bir çocuğumuz olduğunda ona karşı da.
Haklısın ama biraz uzun geldi. Deneriz tabii ki yine de.
Öğretmen dedi ki; söylediğimiz, yaptığımız her şeyin arkasında bir ihtiyaç vardır. Karşımızdaki insanın o anda başka bir şeye ihtiyacı olabilir, ihtiyaçlarınız kesişmeyebilir. İletişim bu yüzden önemlidir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖmGam: Yeniden
FanfictionÖmGam Yeniden: Ömer dizisinin çifti ÖmGam için yazılmış alternatif bir hikaye. 27. Bölümden devam edecek şekilde yazdım. Okuyan/okumaya başlayacak kişilere şimdiden iyi okumalar, umarım beğenirsiniz.