11.Bölüm

500 26 0
                                    

Bağırış sesi ardında cam kırıldı neler oluyor ya sabah sabah. Bir kırılma daha bu sesler bizden değildi ahh yukarıdan geliyordu. Acar yavrum ne yapıyorsun sen? Odadan çıktım Şule de aynı anda odasından çıktı oda duymuş olmalıydı.

"Akşamdan beri böyle gece sızmıştı şimdi tekrardan içmiş olmalı niye akşam öylece çekip gittin Gece? Çocuğu ne kadar üzdüğünü görmüyor musun? Ona bir şans vermek bu kadar mı zordu?" Bir de senin dırdırın eksikti zaten.

Tekrardan kırılma sesi "bırak Gece benim değilken ne önemi var" diye bağırmıştı sesi bizim eve kadar gelmişti. Aptal kumral işte ne olacak bütün apartmanı ayağa kaldıracak. Gitmem gerekiyor mu yanına? Yok canım ne münasebet daha neler.

Bir kırılma sesi daha "ne bekliyorsun gitsene"

"Şimdi mi?" diye saçma bir soru sordum farkındayım.

"Yok yarın bir ara uğrarsın Gece tabi ki şimdi yürü" Gitmeli miydim? Emin değilim. Bağırışmalar devam ediyordu. Bir ayağım kapıya doğru giderken diğer ayağım geri gidiyordu.

"Git ve o çocuğu almadan gelme" diyen Şuleye baktım.

Ahh lanet daha fazla dayanamadım ve üstümdeki geceliklere aldırış etmeden yukarı çıktım. Zile bastım kapının açılmasını bekledim sonunda Utku kapıyı açtı beni gördüğüne şaşırmıştı.

"Gece geleceğini düşünmemiştim" İçeriden tekrar sesler geldi. "Tam zamanında geldin hadi gel ben zapt edemiyorum birde sen dene"

İçeri geçtik salonda yerde koltuğa yaslanmış elinde içki şişesiyle oturuyordu. Yerde cam kırıkları vardı gözleri kızarmıştı ağlamış mıydı?

Uyumadığı çok belliydi gömleğinin düğmeleri sonuna kadar açıktı. Çıplak göğsü açıktaydı ve dikkat dağıtıcıydı. Kafasını kaldırdı beni gördü şaşırmıştı.

Kafasını arkaya attı gülümsedi "senin gerçek olmadığını biliyorum bunu daha öncede gördüm" demişti. Yanına yaklaştım Utku gelmemişti dışarıda kalmıştı. Yavaşça karşısına oturdum.

"İçki aptallaştırırmış bak ne hale geldim. Ama acımı hafifletmedi (yüzüme dokundu kaşlarını çattı) niye hala kaybolmadın şuanda gitmen gerekiyordu. Ellerimden kum gibi kayıp gitmen gerekiyordu"

"Belki bu sefer hayal değilimdir" dedim. Oturduğu yerde dikleşti gözlerini kıstı sonra kendini tekrar arkaya attı ve şişenin dibini gördü.

"Gerçek değilsin sen Gece gururundan eve bile gelmedi. Şimdi benim yanıma geleceğine mi inanacağım? Ne kadar içmiş olsam bile böyle bir şey olmayacağını biliyorum" dedi. Ahh bu çocuk beni tanıyor.

Şişeyi tekrar ağzına götürdü ama bitmişti şişeyi ters çevirdi salladı "bak buda bitti" zar zor ayağa kalkmaya çalıştı. Ben de kalktım yürüyemiyordu bile sallanıyordu kolundan tutup ona destek oldum. Bana şaşırarak bakıyordu.

"Sen nasıl..." elini yüzümde gezdirdi "gerçek misin Gece sen misin hayır gerçek olamazsın" Elini belime koydu bana baktı ayakta duramıyordu. Koltuğa yığıldı koltuktan bana bakıyordu güldü.

"Birazdan kaybolucaksın ve ben yine tek başıma kalacağım. Bu kadar kısa zamanda sana ne kadar da çok alışmışım her nefes aldığımda burnum sızlıyor. Senin kokunla dolmayacaksa ne anlamı var ki nefes almanın"

Kafasını yana çevirdi yerde açılmadık bir şişe vardı. Kolunu uzattı ve şişeyi alıp açtı kafasına dikti daha fazla dayanamayıp şişeyi elinden aldım. Kafasını bana çevirdi hala benim gerçek olduğuma inanmıyordu şaşırmıştı.

Mavi ve SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin