Gizemli adam Mehmet baba neden bu kadar fazla tepki vermişti? Karşılaşmamızı neden istemiyordu? Gizemli oğulu daha çok merak etmiştim.Sesini duymuştum ama nasıl biriydi acaba. Sadece karaltı olarak görmüştüm ama hiçbir şey anlaşılmıyordu. Mehmet baba telefonla birisini aradı açmamıştı sanırım sinirlenmişti yanına gittim.
Anlamayan gözlerle onu sorguladım. Bana baktı tekrardan bir numara tuşladı.
"Beni burada bekle tamam mı? Onu bulmam lazım hemen dönerim" dedi ve hızla merdivenleri çıktı. Oğlunu mu bulmaya gidecekti?
Neden kapıyı çarpıp gitmişti ki. Neden olacak aptal Gece senin yüzünden tabi ki. Ama onun annesine benzemem benim suçum değildi ki? Hem gözleri nasıl olmuştu beni görünce. Mehmet baba aşağı indi.
"Çıkmam lazım küçüğüm hemen döneceğim" anlımdan öpüp çıktı. Nergis ondan öğrenebilirdim herşeyi.
Mutfağa gittim nergis sandalyeye oturmuştu elini kafasının altına koymuş düşünüyordu. Benim geldiğimi fark etmemişti.
"Nergis" dedim irkildi.
"Ayy korkuttunuz beni küçük hanım" dedi elini kalbinin üstüne koyup.
"Daha demin olanlar da neydi öyle Nergis" dedim ve karşısına oturdum.
"Aa hayır size anlatamam Mehmet bey beni öldürür vallahi bu sefer"
"Hadi ama Nergis olanlar benim yüzümdendi bilmeye hakkım var senden hiçbir şey duymadım" dedim.
Dudağını dişledi. "Cık olmaz anlatamam"
"Tamam sen anlatma sadece sorularıma cevap ver. O giden Mehmet babanın oğlu muydu?"
"Evet dem..." ağzını kapattı. "Ağzımdan laf almaya çalışma"
"Beni de anlamalısın benim yüzünden şimdi baba oğul kavga mı etsin Nergis? Onlara yardım edebilirim tabi anlatırsan ama anlatmazsan senin yüzünden ikisi de birbirini yer"
"Allah korusun ben istermiydim böyle olsun yavrum benim mavişimin yüzü gülsün istedim. Seni görünce gözleri nasıl da parladı. Yıllardır görmediği annesini tekrardan hatırladı. O kısacık anda eski haline döndü..." ve sustu. "Çok bile konuştum bunları Mehmet beye anlatmak yok ama"
"Çok az şey söyledin Nergis ama neyse merak etme Mehmet babanın bundan haberi olmayacak"
"Hanımıma ne kadar benziyorsun bir bilsen Mehmet beyle ilk evlendikleri gün gibisin. Evlendiklerinden bir yıl sonra benim sarı kuzum doğdu elimde büyüdü. Kereta mas mavi gözleri vardı. Gülümserdi hep ama öksüz kaldıktan sonra onu hiç gülerken görmedim. Kendini kapatmıştı insanlara karşı oysa ki gülmek ne de çok yakışırdı. Mavi gözlerinin içi parlardı bir de gülünce yanağında gamzesi çıkardı. İnsanın ısırası gelirdi (gözünden bir damla yaş süzüldü.) Şimdi gamzesi olduğunu bile unutur hale geldim" dedi ve ağlamaya başladı.
Burnunu çekti "neyse işte (ayağa kalktı) benim yapmam gereken işler var yeterince konuşturdun beni zaten"
"İsmi ne peki?"
Güldü "bak işte bunu asla söyleyemem bu sefer kesin Mehmet bey beni öldürür"
Ayağa kalktım bahçeye doğru yürüdüm. Koltuğa oturdum ne olur sanki ismini söylesen. Ali veya veli ne fark eder ki? Selide yanıma zıpladı oturdu.
"Aslında benziyoruz şu gizemli oğulla he ne dersin? Sen gördün değil mi onu ahh annesi öldüğünde kim bilir ne kadar çok canı yanmıştır. Onu çok iyi anlıyorum ben ondan iki kat daha fazla acı çekmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi ve Siyah
ChickLitHayat saçma bazen en kötü ne olabilir ki diyerek yaşamak lazım. Yani en kötü ne olabilir ki?