Eve geldim hızlıca merdivenlerden yukarı çıktım. Anahtarla kapıyı açıp zaman kaybetmeden duşa girdim. Saçlarımı ve vücudumu yıkayıp çıktım. Havluma sarılıp odama geçtim hızlıca Utku'nun evde olabileceği sonradan aklıma gelmişti. Ya da kumralın ama evde kimse yok gibiydi hiç ses yoktu.
Neyse hızla üstümü giyinip havluyla saçımı kuruttum. Makinayı çalıştıramazdım çok ses çıkardı. Bunların sessizlerini ne zaman yapacaklardı acaba.
Kapının tıklamasıyla duraksadım hayır kumrala yakalanmıştım.
"Gece benim Şule" diyerek giren Şuleye rahatlamayla baktım. Oh be kumral değilmiş "nerede kaldın akşam bari benim telefonlarımı açsaydın"
"Sessizdeydi duymamışım" dedim saçımı kurutmaya devam ederken.
"Hımm yanında kaldığın şu çocuk dün gelen çocuk değil mi?" dedi telefonda ki fotoğrafı gösterirken. Esra'nın koyduğu fotoğraftı bu. "Herhalde bebek sizin değil ama tatlı ve ahh bu çocuğun üstünde neden bir şey yok çok dikkat çekici" dedi kıkırdayarak.
"Hayır benim değil"
"Bunu Acara göstermemiz lazım"
"Hayır sakın o zaman haklıyken haksız duruma düşerim"
"Evet haklısın. Dün her yerde seni aradı delirdi vallahi beni bile sıkıştırdı senin nerede olduğunu biliyormuşum da ona söylemiyormuşum falan falan" dedi göz devirdim zira umurumda değildi ne yaparsa yapsın.
"Derse mi gideceksin?" kafamı salladım "tamam acele et Acar gelebilir okula da gelebilir ya da bara ya da buraya"
"Tamam tamam çıkıyorum zaten"
"Tamam kendine dikkat et" dedi ben çıkarken hızlıca merdivenleri indim.
Motora atlayıp sevgili kuzenimin yanına gittim. Erdem'in evinden fakülte daha yakındı hemen geçerdim. Acaba ne konuşacaktı benimle telefonda söyleyemeyeceği önemli bir şey olsa bari. Boşuna gitmiş olmayayım zaten geç kaldım derse.
Neyse Erdemlerin apartmanının önünde durdum ve kapıya yöneldim. Kapı her zaman açık olurdu şimdi de öyleydi asansör mü? Hayır hızlı bir şekilde altı kat çıktım. Son kata geldiğimde biraz yorulmuştum. Kapıyı çaldım duvara yaslanırken.
Erdem kapıyı açtı kafasını çıkardı kimseyi göremeyince beni görünce iç geçirdi "yine mi merdivenlerden çıktın bücür yenmelisin artık şu asansör korkunu zaten zayıfsın merdiven ine çıka iyice kaybolup gideceksin"
"Sende altıncı kata taşınmasaydın" dedim içeri geçerken.
"Senin için zemin kata mı ineyim hanım efendi"
"Tamam neyse ne konuşacaksın benimle"
"Kahvaltı yapacağım bücür hadi gel sonra"
"Derse yetişmem gerekiyor Erdem"
"Benim de karnımı doyurmam gerekiyor bücür" dedi ahh sinir.
"Tamam çabuk ye" dedim benim de karnım açtı ve ben de otlandım "hadi konuş artık"
"Tamam ne sabırsızlandın"
"Evet öyle dur geçen gün neredeydin ilk önce onu söyle"
"Hani ne söyleceğimi merak ediyordun söylüyorum işte dinle karıştırma" dedi kaşlarımı çatarak baktım "Ege Savaş'ın sana yaptığı...şeyi biliyor"
![](https://img.wattpad.com/cover/39708273-288-k345743.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi ve Siyah
ChickLitHayat saçma bazen en kötü ne olabilir ki diyerek yaşamak lazım. Yani en kötü ne olabilir ki?