23.Bölüm

414 22 0
                                    

Hiç vakit kaybetmeden yapmalıydım acısız olmalıydı ya da tam tersi emin değilim.

"Gitmem gerek" dedim hemen.

"Nereye?"

"Bilmiyorum nereye kadar gidersem oraya. Kesin olan bir deniz kenarı olacağı"

"İzmir de bin tane deniz kenarı var Gece hangisine?"

"Bilmiyorum dedim ya yalnız kalmaya ihtiyacım var. Bu her zaman yaptığım bir kaçış. Ama sana söylüyorum normalde kimsenin haberi olmaması gerek kaçıyorsun çünkü neyse akşama evde olurum" dedim ve ayağa kalktım. Ama bacaklarını çekmiyordu sırık "hani bacaklarını çeksende geçsem"

"Olmaz izin veremem"

"İzin istemedim ki" dedim ve bacaklarının üstünden geçirdim bir bacağımı tam ötekinide geçirecekken Acar iki bacağının arasında şıkıştırdı bacağımı.

"Heyy"

"Olmazdan anlamazmısın sen"

"Normalde sana söylemeyip ortadan kaybolmam gerekiyordu. Ama ben merak etme diye haber veriyorum. Bir de üstüne gitmeme izin vermiyorsun aklımı boşaltmam gerekiyor Acar şimdi çekilde gideyim. Yoksa bir daha ki sefere ruhun bile duymaz bir bakmışsın yokum ve telefonum kapalı ulaşamıyorsun şimdi" kafamla bacaklarını gösterdim "çek"

Bacaklarını çekip ayağa kalktı "ne kadar sıklıkla yapıyorsun şu kaçma olayını"

"Kafama eser çıkar giderim belirli bir zaman aralığı yok"

"Pekala ama her aklına estiğinde haberim olacak ve telefonun açık olacak aradığım zaman açacaksın"

"Tamam" dedim ve sandalyenin üstünden çantamı alıp odadan çıktım Acar da arkamda kapıya geldik.

"Kendine dikkat et telefonun açık olsun"

"Tamam" dedim ve tam arkamı döndüm ki aklıma gelen düşünce ile hemen arkamı döndüm gözlerimi kıstım "beni takip etmeyeceksin"

"Ne? Öyle bir düşüncem bile yoktu" dedi ve gözlerini kaçırdı.

"Yalan söylüyorsun Acar eğer takip edersen bir daha yüzüne bakmam duydun mu beni yapacağımı biliyorsun değil mi?"

"Off tamam"

"Güzel gidiyorum ben"

Ve aşağı indim. İlk önce duş almalıydım ama kısa bir duş alıp saçlarımı yarım yamalak kuruttum. Siyah kotumu geçirip üstüne siyah tşörtü giydim.

Saçlarım ne olsa kaskın içinde olacaktı salık bıraktım. Ceketimi giyip kapıya yöneldim. Ayakkabılıktan botlarımı ayağıma geçirdim kaskımı aldım çantamı da sırtıma taktım ve anahtarları alıp çıktım.

İşte siyah şeytan oradaydı beni bekliyordu. Ahh uzun zaman oldu görüşmeyeli yakışıklı. Anahtarı kontağa taktım direksiyon kilidini açtım ve kaskımı kafama geçirdim.

Saçlarımı kaskın içende bırakmıştım. Vitesi boşa aldım ve kontağı çevirdim debriyajı sıkıp gaz verdim. Vitesi ilk önce bire aldım şimdilik yola çıkınca dörde almıştım. Fazla hızlı değildim yüz seksen yada iki yüz civarında gidiyordum.

Bu canavar için az bir rakam ahh hadi ama oda ne benzin lambası yandı. İleride bir petrol ofisi vardı. Yavaşlayıp pompalara doğru ilerledim.

Motordan inmeden depo kapağını açtım. Genç pompacı yanıma geldi "kaç liralık abi" dedi. Abi?

Kaskımı çıkarıp "elli" dedim.

"Ooo şey abla ben böyle hayvan gibi motoru görünce direk erkek sanmıştım kusura bakma" dedi.

Mavi ve SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin