87.Bölüm

237 16 4
                                    

                     
'Güzel günler geliyor' peki bunu hangi kafası güzel söylemiş.

Ne içtiyse bana da verin. Anlatsanıza biraz sadece ben mi bokun içindeyim şu hayatta? Bir tek benim günlerim kötü olamaz gerçekçi olun biraz. Hayat toz pembe değil insanlar kanatlı melek değiller. Ahh bak aşık oldum oda bana deliler gibi aşık bunu biliyorum çok mutluyuz.

Nah biliyorsun nah çok mutlusunuz değilsin birader tamam ol mutlu ol. Kaç günlük sonunda her şey bitecek ve yine üzüleceksin. Yine eski hayatına döneceksin. Hayat masallarda ki gibi değil büyü artık hiçbir şey hiç kimse mükemmel değil. Şu adam hariç. Ondan nefret etmek istiyorum. Ama sadece kendimi kandırıyorum belki de gerçekten nefret ediyorum bilmiyorum.

Neyse konuda bu değil zaten bu adamın bir zayıf noktası olmalı. Tek bir şey tek bir kusur hiçbir şey bulamıyorum. Annesi desek ölmüş gitmiş kadın babası zaten değil kardeşi falan var mı? Hımm bilmiyoruz öğrenmeli. Apartmanın önünde motora yaslanmış kollarını göğsünde birleştirmiş Ege efendi. Ayağa kalkıyor bana bakıyor.

Hatta gözlerini ayırmıyor. Duruyorum önünde ikimizde ifadesiz bir suratla süzüyoruz birbirimizi belki ikimizde birbirimizden nefret ediyoruz. Şuna bak gücünü nefretten alan iki insan biri gelir nefretinin kurbanı olan beni seçer. Karşısındakinin ne kadar tehlikeli olduğunu bilmeden araştırmadan. Ondan hoşlanmasını sağlar. Ama kız doğru düzgün düşününce bu adamın zaten sıradan bir insan olmadığını biliyordur. Ama görmek istememiştir. Adam "küçüğüm" demişti nefretini saklayarak. Oysa ikisi de birbirlerini oracıkta öldürebilirdi.

"Geç kaldın"  biliyorum...her şeye geç kalmadık mı zaten? Ne önemi var. Bırak şimdi de geç kalalım ne acelemiz var bu oyun daha uzar.

Omuz silktim "olabilir"

"Ne konuştunuz ne anlattı sana?" neden senden değil de kumraldan hoşlanmamıştım? Hem onunla daha fazla vakit geçirmiştim. Onu tanıyordum en azından gizemli bir hayatı yoktu.

"Hiç aynı şeyler"

"Yani bitti mi?"  bırakalım da kazananın kendisi olduğunu sansın acısını çıkaracağız zaten.

"Evet arkadaş olmaya karar verdik"

Kaşları çatıldı "arkadaş mı?" dedi kafamı salladım. "Arkadaş kalamayacaksınız bitirin başlamadan"

"Niye bence arkadaş olabiliriz"

"Fazla haşır neşirlik iyi değildir ve o adam seninle asla arkadaş kalamaz"

"Denemeden bilemeyiz"

"Bazen denememek gerekir mesela şimdiki gibi" Omuz silktim belki haklıydı. Kumral arkadaş kalamazdı ama kimin umurunda. "Demek ben gelmesem gelmeyecektiniz küçük hanım"

"Aslında evet. Gelmeyecektim"

Kollarını belime dolamış "peki ya bu küçük hanım şimdi gelmek ister mi?" dedi.

Hayatım rol yapmakla mı geçecekti? Bu adamdan nefret ederken yüzüne gülümsemek can alıcıydı. Nasıl anlatabilirim ki bu mantıksızdı. "Olabilir"

"Güzel hadi gidelim"

Ahh çok güzel arkasına binmek mi? Bineceğiz artık ne yapalım üzgünüm siyah şeytanım seni süremeyecek kadar yorgunum. Bu koku olmasa işim çok daha kolay olabilirdi. Neyse on dakikalık bir aradan sonra yani yoldan sonra gelmiştik. İndim burası hala soğuk ve rüzgarlıydı. Ama gece ayrı bir güzel olmuştu. Ayrıca etrafta kimse yoktu. Aslında buraya gelmem aptallık olarak görülebilir.

Sessiz ve ıssız bir yer ve Egeyle yalnızım. Hiç akıllıca değil ha evet bence de ama oyunumuzun başındayız. Bunun da aklı benim gibi çalıştığı için ikimizde şuan birbirimize zarar vermeyecektik. Tabii ki de şuan daha yeni başladık. İlk baştan korkutmayalım ona da yazık demek isterdim ama demeyeceğim. Bu oyunun sonunda kaybeden taraf hangimiz olacaktık acaba? Ben mi? Yoksa siz mi bayım? Yaşayacağız ve öğreneceğiz.

Ama bu tecrübe sizin için iyi bir tecrübe olmayacak bayım üzgünüm. Daha farklı şartlar altında olsaydık daha farklı hayatlarımız olabilirdi. Ama bunu siz istediniz. Yapabileceğim tek şey oyununuza katılmak. Ama unutmayın oyunda sadece kendi çıkarlarıma oynayacağım.

Bana istemediğim bir şey yaptıramazsınız. Bunu o sikik kafanıza sokmanız dileğiyle...

Mavi ve SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin