90.Bölüm

253 18 1
                                    

Gerçekten ben bir adamdan hoşlanmış mıydım? Hala buna akıl erdiremezken bir de üstüne bu adamın beni intikam oyunu için kullandığını fark ediyorum. Siz olsanız ne hissedersiniz? Ne hissetmem gerekiyor? 

İçimde en ufak bir kıpırtı yok. Bir meltem bir esinti hiç. Boş bomboş...

Ama beni öptüğünde bir şeyler hissetmiştim. O an bir kalbimin olduğunu hissetmiştim. Gerçekten kalbimin attığını hissetmiştim. Sanki...sanki beni ele geçirmişti o an. O kısacık anda hiç olmadığım kadar iyi hissetmiştim. O kısacık anda sevildiğimi hissetmiştim ve sevdiğimi. Ama şuan da hiçbir şey yoktu içimde. Bana kalbimin sesini dinlememi söylemişti. Ona boş gözlerle baktım. Bunu nasıl yapacağımı bilmiyor ve yapmak istemiyordum.

Ellerimi ellerinin arasına aldı. Sadece gözlerime bakıyordu. Belki yanlış anlamışımdır. Belki o sadece Egeydi. Belki o gerçekten benden hoşlanmıştı. Ahh saçma  bu düşünceler bana ait değildi. Aptal kalbimden geliyordu. Beynim ise onu def ediyordu. Öyle de olmalıydı zaten.

"Sadece şuan da ne hissettiğini söyle"

"Hiç" dedim yalan söylemeden.

"Hiç mi? Bir kaç duygu kırıntısı bile mi?"

Bakışlarımı yere çevirdim daha doğru tutmuş olduğu ellerime. Kafamı iki yana sallarken "sadece..." sesim kısık çıkmıştı. Sesimi düzeltip sırtımı dikleştirdim bakışlarımı sabitledim. "Sadece acı" dedim. Nedenini bilmeden öylece dökülü verdi dudaklarımdan.

"Niçin?" demişti.

"Sanırım onları özledim"

"Biliyorum ben de özlüyorum. On sekiz sene geçmesine rağmen hala özlüyorum. Bazen yüzünü hatırlayamıyorum. Ama içimde bir yerlerde hala onun varlığı hissediyorum. Sesini, kokusunu duyuyorum. Bana dokunuşunu anımsıyorum. Belki bir resmi olsaydı yüzü aklımdan hiç çıkmazdı...en azından elinde ona ait bir şeyler var"

"Neden hiç fotoğrafı yok?"

"Babam annem öldükten sonra her şeyi çatı katına kaldırdı. Ona ait her şeyi oraya girmeme izin yoktu"

"Bir fotoğrafa bile mi izin yoktu?" Tanrım benim babamdan da acımasızı varmış. Benim ki en azından onlarının anısına saygı duydu. Yani duydurdum. Bütün eşyaları evde duruyor. Tek anahtarı bende o adam giremez asla hele ki o yanında ki sürtükle asla.

Kafasını salladı "Küçükken anneme her baktığımda gözlerinde saf sevginin tonunu görürdüm. Babamda da öyle ama o annem öldükten sonra çok değişmişti. Bana eskisi gibi bakmıyordu. Geceleri yanıma gelip üstümü örtmüyordu. Kahvaltı ve akşam yemeği dışında birbirimizi görmezdik. Konuşmazdık zaten sonra ben eve gelmemeye başladım onun da fazla aldırış ettiği söylenemezdi. Sonra İtalya'ya taşındım artık onunla iletişimimi kesmiştim"

Hala elimi tutuyordu. Baş parmağıyla parmak aralarımdaki boğumları okşuyordu. Kafasını kaldırdı "sonra buraya geldim. Ondan intikam almaya çalışırken başkaları zarar görecekti. Bunu en başından biliyordum" durdu bana bakıyordu. Bunları neden bana anlatıyordu. Amacı ona acımam mıydı?

"Bunu bile bile yapacak mısın?" duygusuz çıkmıştı sesim.

"Bilmiyorum. Sen ne yapardın?"

Hıh ben mi? Bunları tekrar anlatıp içimde ki nefreti tekrar mı görmek istiyorsun?

"Benim ki sadece ona yönelik olurdu başkalarına değil. Benim vereceğim zararı sadece o hissederdi. Onun üstünde açtığım her bir yaradan dökülen kan benim nefretim olurdu. Sadece onun üstüne akardı. Diğerlerinin değil. Benim derdim sadece o olurdu. Diğerleri umurumda bile değil"

Mavi ve SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin