57.Bölüm

325 21 0
                                    


Araba yolculuğu bitmiş bizim eve gelmiştik. Güzel çam yarmaları Mehmet babaya ötmemişlerdi. Arabadan inip kapıya yöneldim.

İçeri girerken bizim siyah şeytana bakmadan geçemedim. Tüm asaletiyle beni selamladı gülümsedim. Ahh seviyorum bu koca oğlanı sen olmasan bu hayat nasıl çekilirdi. Derslere seninle gideceğim için koşa koşa giriyorum. Motoru olmayan insanlara acıdım. Bu zevki yaşamamış olan insancıklara. Rüzgarın yüzünü okşayıp geçmesini hissedememiş insanlara.

Gaza yüklendiğinde çıkan sesle kulakları dolmamış insanlara. Yolun altından yağ gibi kayıp gitmesini hissedememiş insanlara. Trafik polisi durdurduğunda motoruna hayranlıkla bakıp geçmene izin vermesini yaşamamış insanlara. Bilseler ne kadar çok şey kaçırdıklarını ahh motorumun olmadığını düşündüm. Hayır tüylerimin diken diken olduğunu hissettim.

Hafif bir rüzgar geçmişti sanki üstümden hemen bu düşünceden kurtulup anahtarları çıkardım. Dersim ondaydı ve saat sekiz olmalıydı. Kapıyı açıp içeri geçtim. Şule Acarlarda olmalıydı o yüzden sessiz olmaya çalışmamıştım. İçeri girip kıyafetlerimi çıkarıp duşa girmem bir olmuştu. Suyun altında uzunca bir süre kalmıştım. Kendime gelemiyordum. Aklımda çok fazla şey vardı.

Dün gece boşunaydı gizemlinin oğlunu bulamamıştım. Beynimde ne sana çok uzak ne de çok yakınım ama hep seninleyim sözü yankılanıyordu. Beynimdeki sesleri susturamıyordum. Biri onu bulacaksın diye bağırırken diğeri boşuna çabalama onu bulamayacaksın diye bağırıyordu.

Bağırmak istiyordum onlara ama beni dinlemezlerdi. Birbirleriyle kavga edip bağırmaktan başka yaptıkları bir şey yoktu. Duştan isteksizce çıktım. Havluyu bürünüp saçımı havluyla kuruladım. Odama gidip üstümü giyindim. Saçlarımı kurutma makinesiyle kurutup kendimi yatağa attım. Gözlerimi kapattım kafamdaki kavgacıları kovdum.

Ben ne kadar kovarsam onlar beni bir o kadar esir aldılar. Beynim o kadar doluydu ki bugün ki dersin nasıl geçeceğini bilmiyordum. İki saat bir şeydi ama daha annem ve ablamın mezarını ziyaret edecektim. Ve bu bugünün en can alıcı kısmıydı. Emir'in benimle gelmesi iyi miydi yoksa kötü müydü? Bilmiyorum. Ama yanımda birinin olması iyi olacak gibi geliyordu. Ama yalnızlık en iyisiydi tek başıma gitmek istiyor muydum? Emin değilim. Kapının açılma sesi Acardı muhtemelen ya da Şule ki Acar kapıyı tıklatıp yavaşça kafasını uzattı.

Sırıttı kafamı geri yatağa attım Acar yanıma oturdu. "selam" dedi bana kırılmışça geldiğimi söylemediğim için olmalı. Alışık değilim koca adam rapor vermeye beni de anla ayrıca çok üşendim. Ayrıca çokta umurumda değil boş ver.

"Mesaj atacaktım aslında ama ahh telefon çok uzaktaydı" dedim üşengeçliğimin arkasından.

"Sen çok tembel bir kızsın...kay kenara" dedi yanıma yatarken.

Bana tembel diyene bak sen ahh şuan da laf yetiştirecek durumda değilim. Her zaman ki gibi sessiz kalmayı tercih ettim. Acar bir müddet tavanı seyrettikten sonra bana bakmaya başladı. Benim gözlerim kapalı uyumaya çalışıyordum. Biri bu çocuğa bir insanın uyurken başkasının bakmasından rahatsız olacağını anlatsın zira ben çok yorgunum.

Heyy dostum çek o yeşil gözlerini üstümden uyumaya çalışıyorum burada gözlerimi açmadan "bana bakmaya devam edersen uyuyamam" dedim. Ne kadar görmesem de şuan da sırıttığına eminim.

En son bunları hatırlıyorum sanırım sonra uyudum bak sen bir de başkası sana bakarken uyuyamazdın. Ahh neyse saat kaçtı derse geç kalmak istemiyorum bir de. Kafamı kaldırıp komidinin üstündeki telefona baktım. Acarın kolunu üstümden çekip telefonu aldım. Saat on olmuştu oha iki saatten beri uyuyorsun Gece ne ohası ya ben gece bir de yatıp sabah yani öğlen beşte kalktığımı hatırlıyorum yani sen hayırdır neyse Acarı da uyandırdım galiba hareketlendi.

Mavi ve SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin