Esra zaten kabul edecekti. Esraya mesaj atıp cegedimi çıkarmıştım hemen cevap vermişti. Tahmin ettiğim gibi kabul etmişti. Hatta ev aramaya bile başlamıştı. Büyük bir ihtimalle saat sekize doğru damlar ev bulduğunu haber verir.İlk önce iki ya da üç ev arasında kararsız kalır. Bana fotoğrafları gösterir ilk seçtiğini beğenir yarın görmeye falan gideriz. Ve eğer anlaşırsak ev sahibiyle yarın hemen taşınabilirdik. Bar fazla kalabalık değildi on beş on yedi kişi falandı herhalde.
Neyse Egeyle geldiğimizden beri ev konusu dışında neredeyse hiç konuşmamıştık. Konuşamamıştık sürekli gelip bir şeyler isteyen insanlar yüzünden tabi. Arada göz göze geliyorduk. Gülümsüyordu o kadar bir de ben makinenin başındayken gelip sarılmıştı. Daha neler İbrahim abi görseydi kıkk yani işimiz biterdi.
Kızmıştı sanırım ama yapabileceğim bir şey yok sonra gelip saklamak istiyorsan tamam demişti ve tabi bana inatçı demeyi de unutmadı beyefendi. Esra'nın çığlığıyla ona dönmüştüm. Yanında İbrahim abi de vardı. Gelip karşıma oturmuşlardı.
Esra heyecanlı bir şekilde "babam bize evi ayarladı bile Gece çok güzel bir ev site içinde"
İbrahim abi hoşnut bir şekilde "güvenlikli" dedi.
Esra ise kaldığı yerden devam etti "harika bir bahçesi var. Önümüz açık hayvan gibi bir balkonumuz var mutfağı amerikan mutfak ve odalarımız yan yana bebek 2+1 ama bize yeter"
İbrahim abi "evden neden ayrıldığını tahmin edebiliyorum. Ama başka bir şey mi oldu mu?"
"Yok başka bir şey olmadı"
Esra "zaten hiç sevmemiştim o kızı"
İbrahim abi "yani ayrıldınız" dedi.
Ege'nin sırıttığını gördüm aldırış etmeden "Sayılır" dedim. Ege kafasını kaldırıp bize bakmıştı. Biraz kızdırmaktan zarar gelir miydi? Hiç sanmıyorum.
"Hemen görmeye gidelim bence" diyen Esradan başkası değildi.
"Bu saatte mi?" dedim dokuza on vardı. Ne acelesi vardı.
Zaten daha Şuleye bile söylememiştim evden ayrılacağımı kıza biraz ayıp olacaktı. Ama eminim kendine başka bir ev arkadaşı bulabilirdi.
"Selam Ege" diye gelen kıza baktım. Çakma sarışın götünde elbisesiyle o bir karış topukluyla nasıl yürüyorsun sen ya?
"Selam" demişti Ege kafasını kaldırırken.
Neyse Esra heyecanla bir şeyler anlatıyordu. Onu dinlemeye başladım "salon beyaz pembe mavi olsun bence mutfak dolapları beyazmış bak" diye elimdeki telefondan evin resimlerini gösterdi.
Ev güzel görünüyordu Şuleyle kaldığımız evden biraz daha büyüktü odaları ve salonu da mutfak hemen hemen aynıydı. Ama amerikan tarzı olduğu için daha büyük gözüküyordu. Bar tezgahı açık renk ahşap sandalyelere sahipti. Tabi sandalyeler kalacaksa idare ederdi.
Güzeldi ya evet sevdim bu evi. Esra "ayrıca Emir'in evine de uzağız bundan daha iyi ne olabilir"
İbrahim abi "çok ayıp Esra yakın olsa daha iyi olurdu ama zaten güvenlik bizden her hangi bir şey olursa direk haberim olacak" dedi son cümlesinin üstüne basarak ve bana bakarak söylemişti.
"Heyy neden ben?" dedim oysa ki nedenini biliyordum.
İbrahim abi "bence neden sen olduğunu biliyorsun sadece senin için değil senin için de umarım beni ikinizin eve çıkmasına izin verdiğime pişman etmezsiniz"
"Şuan gerçekten kırıldım abi yani ne yapabilirim ki? Ayrıca Esra var o varken bir şey olmaz bana" dedim Esraya göz kırparken Esra kıkırdadı.
İbrahim abi "neler yapabileceğini hepimiz biliyoruz bence "Esraya döndü "sen de uslu duracaksın"
Esra "aşk olsun babacığım ben ne zaman yaramaz bir kız oldum"
İbrahim abi "ikiniz yan yana geldiğinizde. Şimdi de aynı evde Allah o apartmanda oturanlara sabır versin diyorum başka bir şey demiyorum"
"O kadar da kötü komşular olmayız bence"
Esra kötü kahkasını atmıştı "bunu kendin inanarak mı söyledin kuzum?"
İbrahim abi "neyse ben gidiyorum birilerinin çalışması gerekiyor en azından sen de oyalama kızı sonra konuşursunuz bar kalabalık"
Esra "tamam babacığım görüşürüz" bana döndü "yarın gidiyoruz o zaman evi görmeye ondan sonra da eşya bakarız"
"Evet pembe olmayan eşyalar" dedim pembeden nefret ederim. Cidden fazla tatlı değil mi? Sadece ben böyle düşünüyor olamam.
"Off tamam ama bir kaç tanecik arada olsa"
"Tabii ki ortak kullanım alanı olmayan yerlere alabilirsin"
"Yani odama"
"Aynen" dedim yan tarafımda ki bardaklardan bir tane alırken adama birasını doldurup verdim. "Bir şeyler içer misin?" dedim Esraya.
"Yok kuzum daha yeni yemek yedim yerim yok" dedi kafasını tekrar telefona gömerken.
Ben müşterilerle ilgilenirken Esra'nın çığlıyla ona dönmüştüm "Gece" diye bağırmıştı tabii ki sadece mutfak için gördüğü kavanozları gösteriyordu.
Ege kafasını iki yana sallayıp işine geri dönmüştü. Ben de yeni bira kasası için içeri girdim. Sırtımı duvara yaslamasıyla kokusunun gelmesi bir olmuştu "sayılır ne demek küçük hanım yoksa ondan ayrılmak istemiyor musun?" demişti kaşları çatık bir şekilde.
Ahh hala orada mısın sen? "daha Acarla konuşmadım"
"Konuşunca?"
"O zaman evet"
Tek kaşını kaldırdı "pekala"
"Evet başka bir şey yoksa..." dedim üstümden çekilmesini işaret ederek.
"Ahh evet başka bir şey yok" dedi çekilecekken tekrar kollarını koymuştu. "Bir şey unutmuş olabilirim" dedi taksit taksit söyleyecek illa derken öpüp geri çekilmişti.
Küçük bir öpücüktü ama dudaklarını dudağımda hissetmeyi sevmiştim. Gerçekten insan hiç sonu gelmesin istiyordu. Gönül ister akıl def eder tatlım bara geçtiğimde Esra aynı yerinde eşyalara bakıyordu. Beni görünce yanına çağırmış ve internetten aldığı eşyaları göstermişti.
Beğenmediğimizi çıkarmış yerine yenisini almıştı. Bu konu da heyecanlıydı. Neden ailesinin yanından ayrılmak istiyordu? Bilmiyorum gerçi Emir de ayrılmıştı. Yine de bir ailesi varken başka bir eve çıkması mantıksız geliyordu. Ben de evden çıkmıştım ama biz de aile diye bir şey kalmamıştı. Babam denecek o adamla mı kalacaktım? Hiç sanmıyorum annem ve ablam ölmeselerdi yine o evde kalmak ister miydim? Bilmiyorum belki yine çıkardım. Ama şimdi burada olsalardı yanlarından bir saniye ayrılmaz onlarla daha fazla vakit geçirirdim.
Onlar varken genelde ailecek bir yerlere çıkmazdık zaten. Ama ben o arada olan aileli şeylerde onlarla birlikte olmazdım. Annem ablam ve benden oluşan gezmelere katılırdım o adamı görmeye tenezzül edemezdim. Onun da beni görmek istediği söylenemezdi zaten. Onunla aynı evde kalmamıza rağmen fazla konuşmazdık. Hatta bazen hiç sabahları o işe giderken ben de okula gittiğim için karşılaşırdık.
Akşam dokuz on gibi gelirdi. Yemekte olmazdı hiçbir zaman benim de işime gelirdi. Bir de kulüp vardı orada görürdük birbirimizi. Ben ondan ayrı takılırdım oda benden. Bazı insanlar babası olmadığı için üzülürdü. Ben kızardım hep öyle insanlara işte bazen insan arıyor babasını keşke olsa da arkamda dursa diye.
Bazı anlar dedim ya işte az olan bazıları her zaman başının çaresine bakmış bir kız için... zaten benim için Erdem vardı. Benim babam oydu. Şimdi bir de gizemli var işte. Böyle boktan bir kalbe sahip olan insanlar da normal bir şey sanırım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi ve Siyah
Chick-LitHayat saçma bazen en kötü ne olabilir ki diyerek yaşamak lazım. Yani en kötü ne olabilir ki?