43.Bölüm

322 21 1
                                    

Ahh çok güzel iki günden beri görüşemiyorduk. Gizemli oğul benden vazgeçtiğini sanmıştım.

Bu sefer neredeydim burası bizim evdi. Benim yani eskiden evim dediğim yer. Ne işim vardı burada? Ben gizemli oğul zannetmiştim.

Ne şimdi bu geçmişteyim hem de baya bir geçmişteyim. Bu benim son doğum günümü kutladığım gün. Sekizinci yaşımı kutluyorduk ilk ve son doğum günüm olmuştu.

O gün annemler pasta almışlardı. Şekerler, cips, kola, fanta ne ararsan vardı. Babam denecek o adam bile vardı.

Neydi şimdi bu eski Gece karşımda duruyordu. Herkesin sevdiği herkesle konuşan gülen Gece vardı karşımda. Eskiden bende cicili bicili bir kızdım.

O günden sonra ne eski Gece kalmıştı ne de yüzünden eksik olmayan gülümsemesi. O gün her şey çok iyi gidiyordu. Eski evimiz babaannemler birinci katta ikinci katta amcamlar üçüncü katta da biz otururduk.

Tam bir aile apartmanı ama ne aile!! Biz pastayı kestik sonra babaannem babam denecek o adamı çağırdı aşağı indi.

Beş dakika sonra kudurmuş bir şekilde yukarı geldi. Bağırdı çağırdı masayı devirdi. Pastam masadaki diğer her şey yere saçılmıştı.

Neyle fişteklendiyse artık durmadan bağırıyor bağırıyordu. Ablam beni odamıza götürmüştü. Annemin cılız sesi duyuluyordu o itin borozan sesinin ardından.

Sonra annem koca bir çığlık atmıştı. 'Yeter' diye bağırmıştı. Annemin sesi kulaklarımda çınlamıştı. Ablam koşarak içeri girdi.

Ben de onun arkasından annem sinir krizi geçiriyordu. Kendini yerden yere vuruyordu. Ne yaptığını bilmez halde o itte çıkıp gitmişti.

Bizi ve annemi o halde bırakıp çıkıp gitmişti. Ablam elinde suyla gelmişti. Ama annem bardağı alıp yere atmıştı.

Kendini o koltuktan o koltuğa atıyordu. Yarım saatten fazladır kendine gelmemişti. Ablam beni kenara çekip annemle konuşuyordu.

Ama annem onu duymuyordu bile o gün o adamdan daha çok nefret etmiştim. Ablamın yaptıkları işe yaramıyordu.

Annem onu duymuyordu ki ablamı kenara çektim. Annemin karşısına geçtim 'anne bana bak' demiştim. Ama bakmadı çenesinden tutup kafasını kaldırdım.

O anda nasıl o kadar kuvvetli bir tokat attığımı bilmiyorum. O küçük ellerimden çıkan ses odayı doldurmuştu.

Annemin kafası yana kaymıştı durdu...sessizlik kokusu hava da yükseliyordu. Ablam şaşkınca bir bana bir de anneme bakıyordu.

Oysa ki attığım tokat annemi kendine getirmişti. Annemi yerden kaldırıp yatağına yatırdık. Ablamın kucağında uyuya kalmıştı.

İçeriden kapının açılma sesleri geldi o it gelmişti. Koşarak içeri geçtim o küçücük bedenimle ona nasıl karşı koymuştum bilmiyorum.

İte kaka onu dışarı atmıştım. Bağırmıştım ben bağırdıkça oda bana bağırıyordu. O bağırdıkça ben ondan daha çok bağırdım.

İttirdim... ittirdim takılıp yere düşmüştü. Onu nasıl düşürdüğüme inanamayıp şaşırmıştı. Kalkıp 'ne haliniz varsa görün' diyip çıkmıştı.

O gece eve gelmemişti. Şimdi ki Geceyle göz göze geldik. Küçük Gece ile birbirimize bakıyorduk. Küçük Gecenin gözlerinde nefret vardı.

Yaşından büyük kini vardı. Hiç ağlamamıştı küçük kız ağlamak yerine savaşmayı şeçmişti. O küçük kız hala savaşıyordu. Ağlamak yerine ayakta kalmaya çalışıyordu.

Mavi ve SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin