Mavi ve Siyah

85.Bölüm

Dışarı çıkmış ve bir sigara molası vermiştim. Emir'in getirdiği sandeviçe hayır demedim. Gerçekten şu düzensiz beslenmeme kısa sürede son vermem gerekiyor. Emir yarın bardan sonra arka sokakta bekleyeceğini söylemiş ve evine gitmişti.

Şuan yan tarafımda oturan adamla yere yayılmış bir şekilde oturuyoruz. Ahh belki böylesi daha iyiydi. Onun hakkında neler düşünmüştüm? Onu sevmeye başlayabilirdim. Şöyle düşününce iyi ki de bu oyuna başlamışız. Yoksa kendimi bu adama kaptırabilir miydim? Bunu ben de bilmiyorum. Belki benim ki sadece hoşlanmak olacaktı. Onun ötesine geçmeyecekti benim gibi bir dengesiz yapabilirdi.

Sınırlarımı zorluyordum resmen neyse zaten içeri geçmemiz gerekiyordu. Saat kavramını unutmuştum artık neyse bu dünyaya dönecek olursak "gidelim mi?" dedi.

"Olur" dedim ayağa kalkarken.

"Sen iyi misin?" diye sordu. Ne önemi var ki iyi olup olmamamın? Kötü olsam ne yapacaksın? Mutlu mu olacaksın? Yoksa daha nasıl kötü olabilirim ona mı bakacaksın? Ahh artık bir önemi yok.

"Yorgunum biraz"

Gülümsedi "bar benim küçüğümü yorulmuş demek ki" dedi gülümsemesinin yerini ciddilik alırken "artık eve gidince Acar seni kollarının arasına alır huzurlu huzurlu uyursun kollarında yorgunluğun da geçer umarım"

Bu çocuk benden de dengesiz arkadaş daha demin küçüğüm yorulmuş mu derken saniye sonra yerden yere vuruyor yok anlayamıyorum ne yapmaya çalışıyor?

"Saçmalıyorsun Ege"

"Ya tabi biz saçmalayalım sevimsizin koynunda yatılsın" diye mırıldandı.

Ahh gerçekten mi ikinci bir kumral vakasını kaldıramam. Hele ki bu kumral yani sarışın her neyse beni kumral gibi sevmiyordu da. Neyse oyunumuzu bozmayacağım bayım.

"Sen de başka kızlarla birlikteydin geride kalan şeylere takılmamalısın"

"Takılmayayım mı? Ahh ben diğerleriyle uyumuyordum. İşim bitince çekip gidiyordum"

"Ben de birlikte olmadım zaten uyudum sadece bence eşit"

"Çok iyi bir teselli oldu sağol şimdi daha iyi hissediyorum"

"Ne demek her zaman"

"Dalga mı geçiyorsun Gece?"

"Hayır"

"Güzel ben de geçmiyorum o herifle nasıl birlikte uyursun? Şimdi ne olacak ondan ayrılacaksın son kez birlikte uyursunuz artık"

"Ahh sikti attı sanki" diye mırıldanmıştım.

"Duydum seni küçük hanım" dedi iyi ne güzel duymuş muş. "Her ne konuşacaksa artık konuştuktan sonra orada kalmayacaksın" dedi yaa çok biliyorsun sen.

"Zaten evden ayrılacağım Ege sadece bir gece kalacağım...kendi evimde"

"Bir de sevimsizin evine gitseydin. Ahh seni kapının önünde bekleyeceğim ne konuşacaksa çabuk konuşsun sonra benimle geleceksin"

"Niye?"

"Tabi alışkınsın onunla uyumaya değil mi?" ahh uzattın ama.

"Hayır Ege bağımlısı falan değilim. Uzatma artık bak adam bekliyor" dedim barda bekleyen adamı göstererek adam bira istiyordu. Ben de istediğini verdim.

Ege ise köpürmüş bir şekilde köşesine çekildi. Bar biraz daha durgunlaşmıştı. Mehmet baba da yazık şirkette sabahlayacakmış bugün. Neden ondan intikam almak istiyordu? Dışarıdan gözüktüğü gibi değil miydi? Belki. Neyse arada ayyaşlar sızıp kalmıştı. Onlar da gittikten sonra barı toplamaya başladık.

İkimizde konuşmuyorduk. Çok saçmaydı sonuçta beni sadece kullanıyordu. Neden beni önemsiyormuş gibi yapıyordu sanki? Beni kendine bağlamak için mi? Bu şekilde bir kızı kendine aşık edemezsin koca adam. Belki kıskanarak diğerlerini evet ama beni asla. Kısıtlamalardan nefret ederim. Ama şuan da senin kazanıyormuş gibi görünmen lazım. Ama biliyor musun bu oyunu ben yöneteceğim?

Ve sen geleceksin koca adam madem böyle bir işe kalkıştın cezasına katlanmak zorundasın. Yanıma gelecek ve benden özür dileyeceksin. Şu kırılmış kız ayaklarına yatacağım ve siz ahh sizi buraya kadar getiren düşünceleriniz de boğacağım. Kafanda dönen çarklara takılıp düşeceksin. Siz bayım ahh bana aşık olana kadar pes etmeyeceğim o duygularınızı sakladığınız gözlerinizi sökmek pahasına bundan vazgeçmeyeceğim.

Siz beni seçtiğiniz için pişman olacaksınız. Son bardağı rafa kaldırdım Egeye arkam dönüktü ne yapıyordu? Umurumda da değildi. Birazdan çıkacaktım ister görsün ister görmesin bana emir veremezdi. Orada kalacakmışım burada kalacakmışım bunlar benim kararlarım. Beni siz yönetemezsiniz bunu kavrayana kadar çok acı çekeceksiniz. Ahh bayım sizi bir köpek gibi eğiteceğim ve bunu yaparken çok eğleneceğim.

Biliyor musun? Biz farklı olabilirdik. Ama üzgünüm bununla ne kadar gurur duymasam da o babam denecek herifin pislik kanı damarlarım da akıyor. Akmaya devam edene kadar bunun acısını çekeceksiniz o ruhsuz adamın kanı her geçen saniye yenileniyor ve daha da pislik bir kişiye dönüşmemi sağlıyor. Bana ona benziyorsun diyebilirsin üzgünüm bunu ben seçmedim. O ne kadar istemesem de benim genlerimin sahibi ve bunu her küçük hücrene kadar hissedeceksin.

İşte birinci adım ben değil sen bana geleceksin. Ne kadar sinirini bozsa da. Ne kadar gururuna yediremesen de geleceksin gururunu ayaklar altına alıp bana geleceksin. Arkamı dönecekken belime dolanan kollarla sırıtmıştım. İşte böyle koca adam yüzümde ki sırıtıştan kurtulup ifadesiz halimi almıştım. 

Çenesini omzuma koymuştu "bundan nefret ediyorum ve sen her seferin de bunu yapıyorsun" dedi neyden nefret ediyorsun? Yoksa benden mi? Evet etmelisin. "Benimle olmanı istiyorum o sevimsizle değil onunla değil benimle uyuman gerekirdi. Bana karşı çıkmandan nefret ediyorum. Sen bana karşı koydukça ben sana daha çok geliyorum" kafasını iki yana salladı acı bir şekilde gülümsedi "hayatım bu kadar kötü giderken karşıma çıkmamalıydın"

"Kimsenin hayatı iyiye gitmez"

"Hayatlarında iyi şeyler olan insanlar gördüm normal insanlar" dedi. Hay ben onların ağzına şıçayım.

"Ama bizler normal değiliz"

"Evet değiliz" dedi beni kendine çevirirken "normal olsaydık karşılaşır mıydık dersin?"

"Karşılaşabilirdik. Ama normal bir kız olsam bar da çalışan dövmeli çocukla olmazdım"

Gülümsedi "bende normal bir erkek olsaydım bar da çalışan sadist bir kızla olmazdım"

Gülümsedim keşke söyledikleri gerçek olsaydı keşke gerçekten beni kaybetmekten korksaydı. Keşke oyunu için bir piyon değil de gerçekten bir insanmışım gibi davransaydı bana. Ama bunların bir önemi yok. Beni öpmesinin bir değeri yok bana bakmasının bir anlamı yok dediğim gibi insanlar acımasız.

"Peki bu küçük hanım bu geceyi benimle küçük sığınağım da geçirmek ister mi?"

"Güzel bahane ama hoşuma gitti"

"Bahane değil sadece..." biraz düşündü "ahh tamam pes aşk böcüğü insanlar değiliz hem o sevimsizin olduğu yerde kalamazsın. Hem de benim işime gelir yani o sevimsizle uyuyup da benimle uyumazsan bu sevimsiz için hiç iyi olmaz"

Gülümsedim "tamam bakarız"

"Geçiştiriyorsun yani"

"Hayır geçiştirmiyorum sadece üşendim eve gideceğim sonra İnciraltına geleceğim ahh çok fazla" dedim omuzlarımı düşürerek.

Beni kendine çekti yanağımdan öperken "ben seni götürürüm küçüğüm" dedi.

Ahh bir de küçüğüm demesi vardı. İnsan şurada ruhunu teslim edebilirdi....sen...ahh bunları yapmamalıydın.