68.Bölüm

260 15 0
                                        

                        
Emirler gelmişti eski ağaçlarla kapanmış yolda ilerliyorduk beş dakikalık yol kalmıştı. Ege yolu görünce 'vay anasını yola bak kırk yıl düşünsem buradan yol geçeceği aklıma gelmezdi' demişti.

Yol gerçekten de kapalıydı eski bir yer olduğu için ağaçlar düşmüş, sarmaşıklar örtmüştü. Topraklı bir yoldu ama çok güzel bir yerdi. Tertemiz havası daha girişinden burnumuza gelen çam kokusu çarpıp gitmişti. Tarlaların arasında bizim evle birlikte üç ev vardı. Bağırsan kimse duymazdı yani...bizim ev ne ya Savaşla Erdem'in işte neyse Savaş'ın saklanması için mükemmeldi.

Emir motorla yanımızda İbrahim abi ve diğerleri arkamızda iki araba gidiyorduk. Ahh Savaş seni kimse elimden alamayacak. Ben senin kuzeninim ya sen nasıl beni sevebilirsin birlikte olacağımız da belli olmayacağımız da neden böyle hissettin. Hayır madem hissettin neden gösterdin bana? Neden söyledin? Neden zorla benimle birlikte oldun? Eskiden kötü biriydi evet ama bana karşı çok fazla korumacıydı.

Sevecen şevkatliydi ben ise kuzen sanmıştım. Annem her zaman kuzenlerimle iyi anlaşmamı söylerdi. Onlardan başka kimsemiz olmadığını söylerdi. Birileriyle iyi anlaşmalısın derdi bende öyle yapmıştım. Ama o ne yaptı başka şeye çevirdi. Aptal beyni götünden çalışıyor. Beni sevdiğini söyleyip bana saldırmıştı. Onu zorla sevemezdim ki. Erdeme bir bakıma borçluydum.

Durduk gelmiştik evden biraz ilerde durmuştuk bizi fark etmesin diye arabadan indik.

Emir kaşlarını çatmış "burayı başka kim biliyor?" demişti.

"Erdem, ben ve Savaş"

Emir kafasını salladı İbrahim abi yanımıza geldi eve göz attı. Evden uzak olduğumuz için gözetleyebiliyorduk. Evde bir kıpırdama yoktu. Evde mi değil mi? Bilmiyorum ama eğer geldiyse işini bitirmeden dönmezdi. Üç sene geçmişti kini hala dinmemişti. Bizde genetik bir şey herhalde bu intikam onu sevmediğim için benden intikam alacaktı. Yok artık Erdem de gelmişti.

Onun burada ne işi var. Emir öldürebilir dur ben haber vermedim Emir de vermiş olamaz yoksa ikizini ziyarete mi geldi? Hayır Erdem Savaşı günahı kadar sevmezdi. Ama ikiziydi ya ona acıdıysa.

"Bunun burada ne işi var lan" Emire döndüm. Gözleri siyaha bürünmüştü.

Erdem motordan inip yanımıza geldi yani benim yanıma İbrahim abi "ben çağırdım" diyince hepimiz şaşırmıştık.

Erdem Emire sırıttı "Savaşı Gece ve ben olmadan yakalayamazsınız"

Emir dişlerini sıkıyordu. Ama rahat gözüküyordu "iyi sen gireceksin o zaman Geceyi karıştırma"

İbrahim abide "Emir haklı" diyerek Emire onay vermişti.

Erdem kafasını hayır anlamında salladı ciddi bir hale bürünmüştü "Gece olursa sizin geldiğinizi düşünmez ama sadece ben girersem şüphelenebilir"

Ege sessizliğini bozup konuşmuştu "o zaman Geceyle ben giderim zira şu ikize güvenmiyorum"

Emir "bende geleceğim ikinizi yollayamam"

Ege "fazla kalabalık olursa anlayabilir. İkimiz gideriz sonra siz girersiniz"

Erdem "hayır ne sen ne de sen gidiyorsun Geceyle ben gideceğim sizi görürse asla dışarı çıkmaz"

İbrahim abi "peki ya sana nasıl güveneceğiz ikizinin tarafına geçmeyeceğin ne malum" dedi evet haklı olabilirdi.

Erdem "bana güvenmek zorundasınız eğer Gece ye zarar verecek olsam çoktan vermiş olurdum. Onun yanına gelmiş olurdum. Ayrıca sizden öğrendim Savaşın geri geldiğini"

Emir "ona nasıl güveniriz. Ya yarı yolda bırakırsa ya bunların hepsini ikisi planladıysa"

İbrahim abi "Gece söyledi bize bu evi Erdem değil ona güvenmek zorundayız"

Şuan da ne kadar istemesem de bahçedeyim kapıyı çalıyorum. Erdem yanımda Ege ve diğerleri ise ağaçların arkasında

"Açmayacak anahtarı çıkar" dedim Erdem saksının içinden anahtarları çıkardı.

Derin bir nefes aldı. Bana baktı devam etmesini işaret ettim. Anahtarı çevirdi ve işte içerideydik. Her şey bıraktığımız gibiydi. Koltukların üstünde çarşaflar üç sene önce örtüldüğü gibiydi. Arka bahçenin kapısı açıktı içeri güneş giriyordu.

Hafif esen rüzgar perdeleri havalandırıyordu. Erdem evin içini kontrol ederken bende bahçeye çıktım. Havuzun üstü yapraklarla donatılmıştı. Rüzgar tenimi okşayıp geçerken kendimi izleniyormuş gibi hissettim. Savaş buradaydı nefes alıp verişini duyuyordum.

"Geç kaldın"dedi sesi aynıydı. Kısık ama ciddi sessiz can yakıcı her zaman ki Savaş ne zaman o korkutucu adama dönüştü.

Gözlerinin kahvesi parlayan adam ne zaman donuk bakışlara büründü. Kuzenim Savaş barış diye dalga geçtiğim o çocuksu adam ne zaman büyüdü? Ne zamandan beri insanlara zarar verir oldu?

Ne zamandan beri bana zarar verir oldu? Bu Savaş eski Savaş değildi. Nefesini ensemde hissettim bir adım ötemde ki yabancı bir adamdı o.

"Her şey daha farklı olabilirdi. Biz çok farklı olabilirdik hayatımız çok daha farklı olabilirdi" sesi kulaklarımı doldurdu.

Derin bir nefes aldım temiz havayı içime çektim iliklerime kadar hissettim. "Evet farklı olabilirdi ama sen bunları mahvettin" dedim kaşlarım çatılmıştı.

Güldü alaycı bir gülüştü bu "ben değil sen mahvettin"

"Sen benim kuzenimsin Savaş. Ben senin küçük kız kardeşindim. Sen benim abimdin ikimizin sahip olmadığı abi ve kardeştik" sesim ciddi çıkmıştı.

"Sen her geçen gün o kadar güzel oldun ki...küçük kız kardeşim genç kız olmuştu" burukça güldü "diğerleri bana korkuyla bakarken benim küçük kız kardeşim sevgiyle bakıyordu. Erdem ve senden başka kimsem yoktu. Hiç görmediğim bir anne gibi bakıyordun bana ama kuzendin denedim ama yapamadım işte" sesi gittikçe kısılıyordu.

Ona döndüm kapıda Erdem dikeliyordu. Savaşın arkası dönüktü görmüyordu. Kafamı hayır anlamında salladım. Kaşlarını çatmış tamam der gibi kafasını salladı.

Gözlerimi Savaşa çevirdim "hani bana zarar vermezdin Savaş? Hani senden başka kimse bana vuramazdı? Dün gecekiler neydi?" dedim kaşlarım çatıktı ve sinirliydim ama konuşmalıydım onunla.

"O aptallara sana dokunmamalarını söyledim ama Ege denen orospu çocuğu bana saldırınca sende onlara saldırınca onlarda karşılık verdiler" güldü "sana öğrettiklerimi unutmamışsın küçük kardeşim"

Ne düşünmüştü ki onlar bize saldırınca bizde öyle duracak mıydık? Saçma elini koluma uzattı geri çekildim. "Dokunma bana" biraz bağırmış olabilirim.

"Uzak dur ondan Savaş" Erdem'in sesiyle ona döndük.

"Kardeşim sende mi buradaydın? Tek gelmeyeceğini düşünmem gerekirdi" dedi. "Hiç değişmemişsin kardeşim" sırıttı tehditkardı.

Erdem "Sana söylemiştim Gece bizim kuzenimiz demiştim beni bir defa dinleseydin bunların hiçbiri olmayacaktı kardeşim" ahh bir de sizin kavganız eksikti.

Savaş "Evet kardeşim bana söylemiştin ama ben her zaman başıma buyruktum şimdi de öyleyim üzgünüm" bana döndü "üzgünüm böyle olsun istemezdim. Hayata ikinizle başladım üçümüz her şeye karşı güçlü durduk bütün zorluklara karşı ama artık oyun bitti yolun sonuna geldik. Üçümüz...." belindeki silahı çıkardı.

Ahh yapma "üç kurşun ilk önce sen Erdem kardeşim sen ikimizin ölmesini görmeyeceksin sonra sen Gece Erdemi göreceksin en son ben ikinizi de göreceğim cehennemde görüşmek dileğiyle....." silahın patlama sesi.

En son Erdeme doğruydu hayır hayır lütfen olmasın Erdeme döndüm. Savaşın elindeki silahı alıp fırlattı. Eğer o değilse vurulan kimdi peki?

Ben miydim? Ama acı hissetmiyorum Savaşa baktım karnını tutuyordu kırmızımsı kanı oluk oluk akıyordu. Karşımda Emir ve Ege vardı. Gerçekten de oyun bitmiş miydi?

Mavi ve SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin