13.Bölüm

501 27 1
                                    

Şuanda Mehmet babanın evindeyim. Acarla konuştuktan sonra pek birşey olmadı Acar başım çatlıyor diyip kucağımda uyuya kaldı.

Uyuyunca beni de bir uyku bastırdı ben de uyudum. Öğlene doğru kalktı biraz daha konuştuk beni ilk başlarda göndermek istemedi.

Biraz tartıştık bu konuda sonra onu gizemli adam Mehmet babanın oğlunun bizimle olmayacağına ikna ettim. Ve şimdi buradayım Acara eğer olurda Mehmet babanın oğlu gelirse onu aramam için söz verdirtti.

Gizemliye her şeyi ayrıntılı bir şekilde anlattım. İlk başta kızar diye düşünmüştüm ama hiçte beklediğim gibi tepki vermedi. Acara bir şans vermiş olmamım beni daha iyi etkileyeceğini söyledi.

Sadece gece tek başıma sahilde oturduğum için kızdı 'ya başına bir şey gelseydi' dedi. Ve eğer Acar beni üzecek olursa ben de onu üzerim demişti.

"Bir kahveye daha hayır demezsin umarım" İkinci bardak kahve benim gibi kahve meraklısı için azdı bile tek hayır demiyeceğim konuydu heralde.

Kafamı evet anlamında salladım Nergis yatmıştı kahveleri kendimiz yapmıştık. Daha doğrusu gizemli adam Mehmet yapmıştı bende oturmuştum.

"Böyle zamanlarda çekinmeden benim yanıma gelebilirsin Gece biz bir aileyiz bunu unutma başın sıkışınca ilk arayacağın ben olmalıyım. Tek başına her şeyin üstesinden gelemezsin sevgili kızım ikimizde her zaman bir olmalıyız" fincanı önüme koydu. Kafamı salladım "Acara karşı bir şans vermen onu çok mutlu etmiş olmalı hele ki o kadar içtikten sonra"

"Evet sanırım"

"Acar seni seviyor Gece sana değer veriyor ve en önemlisi seni her şeye karşı koruyabilecek bir genç umarım bir gün sen de ona karşı bir şeyler hissedersin"

"Bilemiyorum Acar çok iyi birisi ama onunla çok zıttız. (ağzını açacaktı ki ondan önce davrandım) zıt insanlar en iyi anlaşan insanlardır biliyorum yine de nasıl olacak bilmiyorum" dedim.

Biraz daha konuşup yatmaya karar verdik. Merdivenlerden çıkıp benim odamın önünde durduk "iyi geceler küçüğüm"

"İyi geceler Mehmet baba" Dışarıdan söylemesi hala tuhaftı. Gülümseyip odasına geçti.

Ben de içeri girdim. Bu oda da incelemediğim yerler vardı. İlk önce lavabodan başladım büyüktü siyah ayna klozet takımları her şey uyum içindeydi.

Dolapların birini açtım içinde parfüm, ruj, rimel, eyeliner, fondeten vs her şey vardı. Lavabodan çıkıp birde buradan baktım odaya güzeldi.

Giysi dolabı ağzına kadar kıyafetle doluydu siyah ağırlıklıydı. Elbiseler pantolonlar şortlar. Kafamı yatağa çevirdim siyah mevresim takımının al benisi vardı ve ben ne kadar uykumun olduğunu fark ettim.

Elime geçen geceliklerden birini giydim ışığı kapatıp yatağa uzandım. Kafamı yastığa koyar koymaz uyumuştum resmen. Bu şaşırtıcıydı ama uyumuştum aldırış etmedim.

Sabah saatin çalmasıyla uyanmıştım saat daha yedi buçuktu ama evin kurallarına uymak zorundaydım kalkıp yüzümü yıkadım üstümü değiştirip aşağı indim.

Gizemli adam Mehmet çoktan uyanmış salonda kahvesini yudumluyor ve gazetesini okuyordu. Her zaman ki gibi üstünde takım vardı. Adama yakışıyordu ama ya jilet yani.

Beni görünce yüzüne sıcak gülümsemesini yerleştirip "günaydın küçüğüm" demişti.

Ben de aynı şekilde gülmeye çalıştım ve "günaydın" dedim.

Salona indiğimde seli koşarak yanıma geldi onu da sevdim ve koltuğa oturdum. Seli kafasını bacağımın üstüne koydu kafasını okşadım.

"Bugün şirkette çok işim var küçüğüm bugünlük yanında olamayacağım ama söz yarın telafi edeceğim" Kafamı gülümseyerek salladım.

Mavi ve SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin