64.Bölüm

275 17 0
                                    


Gülümsemişti ama buruk bir gülüştü. Ellerini utanmışça saçlarının arasından geçirdi. Ne kadar gelmemesini istesem ve ona kızgın olsamda o benim tek güvendiğim adamdı. Y
ani ondan sonra salaklık yapıp Emire de anlatmıştım ama bir seferlikti Atlas her zaman tek kalacaktı. Mahçup bir tavırla yaklaştı. Gözlerini benim üstümden ayırmadan geldi ve Arda'nın hemen yanında durdu.

"Selam dostum" dedi Ege elini uzatarak. Gözlerini Egeye çevirdi nereden tanışıyordu bunlar? "Bir an devin karşısına çıtığını sandım"

Atlas "o kadar aptal değilim Ege" dedi ve bana döndü.

Ahh sesini bile özlemiştim. İfadesizce onları dinliyordum gözüm üstündeydi.

"Selam" dedi ilk başta ne kadar cevap vermek istemesem de daha fazla dayanamadım bu koca adamı özlemiştim.

"Selam" dedim yarım ağızla gülümserken.

Gözümün içine bakıyordu. Ahh tamam bakma bana öyle affetmeye hazırım zaten. "Şey...biraz konuşabilir miyiz?"

Dur konuşabilir miyiz mi dedi? Atlas ve miyiz eki? Vay gerçekten de üzülmüş olmalı genelde emir kipiyle konuşurdu Atlas.

"Hadi arkaya geçin siz ben hallederim burayı" dedi Ege.

Atlasa döndüm bana bakıyordu. "Gelsene" dedim kafamla arka tarafı gösterirken.

Atlas barın arka tarafına dolaştı ve peşimden geldi. İçerideki koltukların birine oturdum Atlas da karşıma geçti. Bir süre bana baktıktan sonra "üzgünüm..." demişti derin nefes aldı.

Gözlerini yere çevirdi "ben yanına gelmek istedim ama yapamadım işte o gün mezarlığa geldim ama sen..." bana çevirdi gözlerini "ağlıyordun seni daha önce öyle ağlarken görmemiştim. Yani hiç görmedim aslında..." Duraksadı "...seni öyle görünce gelemedim işte kalabalıktı. Seni o kalabalığın içinden çıkarmak istedim ama yapamadım" dedi koltukta öne kaydı. "Bana istediğin kadar kızabilirsin bağırabilirsin ben senin yanındaydım ama sen benim yanımda değildin diyebilirsin. Hatta küfret ama inan bana yanında olmayı çok istedim"

"Niye gelemedin?" dedim soğuk çıkmıştı sesim.

Gözlerini tekrar yere dikti "çünkü benim yüzümden oldu bunlar eğer benimle konuşmaya çalışmasaydın...şimdi ikisi de yanında olabilirlerdi"

"Saçmalama Atlas senin suçun değildi o lanet yangın çıktığı için yoklar"

Kafasını salladı "hayır görmüyor musun Gece? Etrafımda ki insanlara acıdan başka bir şey vermiyorum seni kendimden uzak tutmalıydım ama yapamadım işte seninde canının yanmasını engelleyemedim"

Koltuktan kalkıp ortadaki sehpaya oturdum. Kafasını kaldırdım "saçmalamayı bırak koca adam evet sana kızgınım ama sadece gelmediğin için senin suçun olduğunu düşündüğüm için değil"

Gözleri yavru köpek gibi bakıyordu. Seni böyle görmeye alışkın değilim kendine gel. "Üzgünüm"

"Biliyorum" dedim kendimi gülümsemeye zorlayarak oda gülümsedi.

"Beni affedecek misin?" Kocaman gülümsedim bana baktı oda güldü "bu evet demek mi oluyor?"

"Evet koca adam öyle oluyor" dedim ve Atlastan beklenmeyen bir şey bana sarılmıştı.

Kolları bütün bedenimi sarmıştı. Kafasını saçlarımın arasına gömmüştü kokumu içine çekiyordu bende ne kadar becerebildiysem sarılmıştım işte. Atlasın kokusuyla dolmuştu burnum her zaman ki gibi elma kokuyordu. Bu beni gülümsetti Atlas aynı Atlastı Ege'nin kokusu daha güzeldi diyen tarafımı kovalıyıp Atlasa döndüm.

Mavi ve SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin