66.Bölüm

292 17 0
                                        

                        
Motordan inerken Ege biraz zorlanmıştı neredeyse yıkılacaktı kolunun altına girdim. Ege kocaman bir sitede oturuyordu. Garajdan çıkıp bloğun içine girdik. Ege'nin telefonu çaldı arayan İbrahim abiydi Canerler haber vermiş olmalıydı.

Ege telefonu açtı "efendim abi" dedi duvara yaslanırken. Karşı tarafı dinledi "tamam yanımda zaten" dedi bu kadar acı çekerken bile sesi titremiyordu.

Telefonu bana uzattı "efendim abi" dedim.

"İyi misin Gece? O şerefsiz hangi cehennemden çıktı bilmiyorum ama Ege'nin evine gönderdim bizim çocukları ben gelene kadar o evden çıkmıyorsun" dedi ve kapattı.

Telefonu Egeye uzattım dudakları kurumuş yüzü solmuştu. Mavi gözlerinde yorgunluk vardı gözleri ne kadar çok şey anlatıyordu.

Yutkundu "beşinci kat..."

Asansör harika ama şuan da korkumu yenmeliydim Ege ayakta duramıyordu. Asansöre binip beşinci katı tuşladım. Kusacak gibi hissetmiştim. Bu asansörden miydi? Yoksa karnıma yediğim tekmelerden miydi? Her ikisini de düşünmemeye çalışarak gözlerimi kapattım.

Ege'nin kokusu tekrar ve tekrar burnuma dolarken rahatlamaya çalıştım. Tik sesiyle geldiğimizi anladım ve hızlıca çıktım kolumda ki Egeyi unutarak "ahh" dedi sessizce.

"Şeyy afedersin" dedim.

Ege kafasını salladı cebinden anahtarı çıkarmaya çalıştı. "Nerede?" dedim beceremediğini görünce.

"İç cepte" dedi tekrar duvara yasladı.

Elimi cegedinin iç tarafına sokarken ahh lanet yakındık ve o ısrarla nefesini yüzüme üflüyordu. Sigara ve mentol kokusu karışık ve fazla etkiliyciydi kendine gel Gece.

Anahtarı çıkarıp içeri geçecekken karşı taraftaki kapı açıldı. Kapı komşusu yani tombul yaşlı teyze üzerinde sabahlığıyla çıktı "aa çocuğum iyi misin?" dedi.

Ege kollarını belime koyup içeri ilerletti "iyiyim Hacer anne geç uyu sen rahatsız ettik" dedi kibar bir sesle.

Kadın kafasını sallayıp bakışlarıyla beni süzüp içeri geçti. Bizde kapıyı kapatıp geçtik. Salon kocamandı gri ve siyahtan oluşuyordu. Sağ tarafa dönünce mutfak gözüküyordu. Beyaz ağırlıklıydı içeriyi incelemeyi bırakıp geniş L koltuğa yatırdım Egeyi.

"Hastaneye gitmeliydik" dedim cegedini çıkarırken.

"Hayır iyiyim ben" dedi kafasını geri atarken.

"Tişörtünü çıkarda bir bakayım" Fazla derin değildi ama kanıyordu sarılması gerekiyordu.

"Evde bandaj falan var mı?" dedim kaşlarım çatılı.

"Banyoda çantada olacaktı koridorun sonunda"

Banyoya gidip çantayı aldım. Oksijenli suyla temizleyip merhemi sürdüm ne kadar da sıcak ve dikkat dağıtıcıydı. Ahh kanın sıcaklığı parmaklarımın arasından geçerken sadece yarayı temizlemek çok zordu yutkundum. Derin nefes aldım. Ona zarar vermeyecektim yarasını temizleyecek ve ondan uzaklaşacaktım.

Ne kadar yarayı deşip daha fazla kan akmasını istesemde kendimi tuttum ve işimi bitirdim. Ahh bu zordu ve ben bunu başarmıştım. Kendime şaştım. Sanırım şu asansör yüzündendi. Ahh lanet kusma hissi yine gelmişti. Kaşlarımı çattım ağzımı tuttum Ege eğilip "iyi misin?" demişti.

Mavi ve SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin