Dış Hatlar (Ayrılık Vakti)

2.7K 99 25
                                    


  Sabah gözlerimi açtığım da Mehmet yanımda yoktu. Ağzımdaki çikolatalı pasta tadı hala ağzımda hissede biliyordum.Ama rüya olamazdı herhande konsolun üzerine baktım hiç bir şey yoktu. Hayır ama lütfen rüya olmasın. Konsolun üzerinde duran telefonu elime aldım.

-Günaydın hayatım. diye Mehmet'e mesaj attım. Yatakdan kalkıp odamdaki banyoya seri adımlarla ilerleyip rütin işlerimi hallettikten sonra banyodaki sıcak suyu açıp küvetin içine girdim. Kısa bir yıkanmadan sonra üzerimi giyinmek için odama gitdip hemen yatağımın üzerinde duran telefonumu elime aldım herhangi bir mesaj yoktu.

Dolabıma ilerleyip üzerimi giyindim. Odam da hazırlamış olduğum valizin üzerinde dikkatımı beyaz bir poşet dikkatimi çekmişti.Yatağımdan kalkıp valizin üzerindeki poşeti alıp açtım. Dün burcunun yazdığı ilaçtı bu istemsizce tebessüm edip telefonumla Mehmet'i aradım. Uzun bir çalmanın sonucu açmıştı bitanem sesi uykulu geliyordu.

-Günaaaaaaayyyyyyydddııııınnnnnnnn Sevvvggggiiiilllliiiiimmmmm .

-Günaydın hayatım.

-Hayatım hala uyuyor musun ?Sabah oldu hayatım az sonra gidicem ben.

-Tamam uyandım. Sen neden aradın beni sabah sabah.

-Arayamaz mıyım Mehmet deyip telefonda bağırdım. Bazen bu adam beni mutlu ettiği kadar bir o kadar da sinir ediyordu beni dengesiz işde.

-Bebeğim bağırma telefon da sabah sabah zaten eve 4 de geldim. Başım çok ağrıyor. bu durumda ona merhamet ede bilirdim ama beni sinirlendirdiği için hiç bir şey demeyecektim.

-İyi ben sadece ilacı nasıl aldın diye soracaktım.

-Burcudan ismini aldım biliyordum senin alamayacağını o yüzden alayım dedim.

-Hım peki teşekkür ederim.

-Rica ederim bitanem.Sen bana kızdın mı neden öyle soğuk konuşuyon bakıyım benimle.

-Bir şey yok hazırlanmam lazım sonra görüşürüz.

-Hayatım uçağın ne zaman.

-İki saat sonra.

-Tamam sen hazırlan uçaktan indiğin de beni ararsın.İyi yolculuklar

-Tamam deyip telefonu kapattım .Hayvan ya gerçekten hayvan dün akşam havaalanına gelecem diyen adam şimdi iyi yolculuklar diyordu. Delirmek elimde değildi bende ararsam onu Melis değilim.Saclarımı seri bir şekilde kurutup  aşaya salona indim.

-Günaydın ev halkı.deyip koltuğa oturdum.

-Günaydın hala biz ne zaman uçağa binicez.

-Fındık kurdum kahvaltımızı yapıp hemen çıkıçaz o yüzden hemen masaya koşuyoruz deyip Mutfağa ilerledik. Bütün ev halkı masanın etrafın da annemin çay servisini yapmasını bekliyorlardı. Bende ocaktaki demliği alıp masanın üzerindeki bardakları doldurdum.

-Kızım nasıl oldun iyimisin. Kafamı kaldırıp babama baktım.

-İyiyim baba deyip ocağın üzerine demliği koyup masaya oturdum. Aç değildim zar zor tabağımdakileri yemeğe başladım.

-Melis bende iki güne gelicem bilgin olsun .Kafamı kaldırıp abime baktım.

-Olsun abi gel deyip bardağımdan bir kaç yudum aldım.Mehmet'le kavga etmiştik üslüne üstlük de vedalaşmadan beni yolcu edecekti.3 gün görüşmeyecektik müstahaktı.

-Size afiyet olsun deyip masadan kalkıp odama çıktım. Valizlerimi aşaya indirdim. Şimdiden heyecan basmıştı beni. Sınavlarım bir yana bu değişiklik bana gerçekten iyi gelecekti. Salona indiğim de evdeki herkes bir telaşla koşuşturuyordu. Abim bana Serkan'ın pasaportunu verdi. Yavaş yavaş evden çıkmaya başlamıştık.Serkan'ın pasaportunu ve benim pasaportumu yan yana koyup resmini çektim.Sosyal medyada yayınladım. Artık gitme vakti gelmişti sarkanın ayakkabılarını giyindirip benim ayakkabılarımın yanında resim çektim.

Püsküllü BelamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin