Merhaba arkadaşlar değişiklik olsun diye bugün ki bölüm çok uzun o yüzden çayınızı kahvenizi hazırlayın ve yeni bölüme odaklanıp ben de yazarken gerçekten 3 günümü bu bölüme hazırladım ve inananın bende sizler gibi İzmir ve İzmir macerasını çok merak ediyorum umarım sizde beğenirsiniz bol vote ve yorum bekliyorum..Bu aradada arkadaşlar ikinci kitabım karanlığım Güneş'i huzurlarınızda desteklerinizi bekliyorum püsküllü belamı okuyanlar o kitabıda bir heyecanla okuyacağına inanıyorum bu arada da aynı şekil de komedi o kitabım da da devam edecek kaçırmanızı isterim
Daha fazla uzatmadan bölümüme dönelim isterseniz :) :) Bu aradada bu bölümde bol bol resimler var hepsinide beğeneceklerinizden eminim.Size bir süprizim var ? :D Eminim de çok hoşuna gidecek bir sürpriz arkadaşlar Melis ve Mehmet'le tanışmak istermisiniz tanışmak isteyenler bana özelden yazsınlar ve sormak istediğiniz sorularını kendilerine sorun bence ;) ;)
Şimdiden iyi okumalar :) Yorumları unutmayalım :)
***
-Melis hadi hadi.
-Tamam yav bağırma kolu komşuyu uyandıracaksın.
-Kızım yarım saatdır çıkamadın evden ne yapıyorsun ya.
-Ya tamam tamam geldim işde. Elektriği kapattım ocakları da kontrol etdim şimdi çıka biliriz.
-Sonunda.deyip asansörün kapısını açıp içeri girdim.Melis hala kapıyı kapatıyordu hayır o bir şey değil sabahın 5 de uyandım bir an önce yola koyulmamız için ama Melis hanım elektriği kapat balkonların kapısını kilitle yok yatağı toplayayım ha birde temizlik yapmadığı kalmıştı.
Hayır anlamadım olay şu abi zaten eve kadın geliyordu.Hoş bu kadın her işi yapıyor e sen kadın geleceğini bile bile ne diye evi düzeltiyorsun sırf arkamdan pis demesin diye yapıyordu.Ve kesin bu huy Türkler de vardır. Yardımcı kadına rezil olmayalım diye temizlik yapan ilk Türk kadın yoksa bile emin olun ki Melis vardı.
-Ya hayatım sen bütün dolabını doldurmadığına emin mısın ?
-Evet neden ki.
-Hatun sadece üç gün kalıcaz ve sen bütün dolabı doldurmuşsun küçük bir valize.diye söylenerek arabanın bagajını kapatıp şoför koltuğumun da yerimi alıp hızla arabayı çalıştırıp yola çıktım.
-Ya hayatım öyle diyorsun ama sonradan oraya gittiğimde keşke onuda alsaydım diyorum.Melisin cevabına kafamı çevirip ona baktım. Ciddiydi heralde yani kesin ciddiydi hayır yani anlamadığım şey neden kime güzel görüneceksin.
-Neyse ne artık şu lanet olası yola çıkalım akşam olmadan otelde olmak istiyorum.deyip kafamı olumlu sallarken yola baktım.Güneş yeni yeni doğuyor ve ürpertici bir soğuk vardı kendi camımı kapatıp klimayı açtım.
Saatin erken oluşu İstanbul trafiğinden kurtuldun demektir.Yani ne kadar erken çıkarsan çık trafik olmazdı ve buda demek oluyor ki 130 ve 140 la gidile bilirdi. Yada en azından şu İstanbul'dan çıkana kadar deyip gazı kökledim.
Melis çantasından çıkardığı krakerleri tek tek ağzında çattırtarak yerken birden gözümü yoldan çekip ona baktım.Bizim hatun tuzlu sopaları götürüyordu mübarek.
-Hayatım açıktın mı?deyip tekrardan önüme döndüm.
-Hayır acıkmadım sadece midemi tutsun diye yiyorum sende ye deyip bir tane sopada bana uzattı. Sobadan ziyade çubuk kraker işde .Melise iki bana bir modu bir süre devam edince en sonun da gına gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Püsküllü Belam
RomanceSerinin ilk kitabı ! Gerçek yaşanmış bir aşk hikayesi dır. Not:Mehmetin melisi tavlama maceraları :) yoğum aşk ,sevgi,tutku , romantik içerir.