Püsküllü Belam

İyi Ki Yanımdasın

Arabanın durmasıyla yavaşça gözlerimi açıp camdan dışarı baktım.Gelmiştik birden toparlanıp melise baktım hala uyuyordu. Sinan arabayı evinin önüne park ettiğin de yavaçca arabadan inip Melisi kucağıma alıp evin içine girip onu odaya çıkarttım. Hala çok solduğun görünüyordu üzerine battaneyi atıp salona indim.

Hemen hemen her şey iyiydi.Ev gayet iyi görünüyordu mutfağa ilerlediğim de masa hazır bir şekil de ocağın başın dada bir kadın duruyordu.Normal de olsa bu kadın neden burada diye kıyameti koparırdım.Ama melisin yemek yemeğe ihtiyacı vardı.

-Melis hanıma bir tepsi hazırlayın.deyip mutfaktan çıktım.Evin kapısını açtığım da Serkan elindeki valizleri eve getiriyordu.

-Sinan nerede?

-Abi arabanın yanında.Serkanın lafını başımla onaylayarak sinanın yanına indim.Melisle burada yalnız kalmam lazımdı en azından onu toplayana kadar onunla yalnız kalmam lazımdı.

-Abi bir şeye ihtiyacın mı var?

-Sinan adamları toplayın siz dönün içerdeki kadınlada konuş onu gözüm görmesin.deyip eve doğru ilerlerken arkama dönüp ona baktım.

-Dolumusun?Sinan kafasını olumlu anlamda salladı.

-Tamam o zaman bana ver deyip ona doğru ilerledim.Sinan belindeki silahı çıkartıp bana uzattı aynı zaman da arabanın anahtarını da uzattı hiç düşünmeden silahı alıp belime soktum arabanın anahtarlarını da elime alıp ona baktım.

-Hadi artık topla şu milleti.deyip hızlı şekilde eve doğru girdim.Yukardan gelen bağrış sesiyle herkes merdivenlerden yukarıya bakıyordu. Hızlı şekilde merdivenler den yukarı çıkıp odaya girdim.

-Şitttt hayatım tamam buradayım deyip ona sarılıp kendime bastırdım. Yine ağlıyordu ağlaması benide maf ediyordu. Ne olmuştu ki nasıl derdim ona ne oldu diye neyin var dıye.Melisi kucağıma alıp odadaki banyoya getirdim.Hiç bir şey demiyordu konuşmuyor yüzüme bile bakmıyordu. İkimizde küvetin için girip melisin üzerindekileri yavaşça çıkarttım.

Bende üzerimi çıkartıp sıcak suyu açtım melis bir anda arkasını dönmüştü bana hiç bir tepki vermiyordu elime şampuanı alıp saçlarını sakince yavaş yavaş yıkadım içim yanıyordu altında durduğum sıcak sudan daha beter içim yanıyor acıyordu. Onu böyle görmek beni maf ediyordu.

Banyonun duşa kabinin den aşa asılan lifi alıp melisin omuzlarına yavaşça surdum. Ağladığını duya biliyordum. Elimdeki fili kenara bırakıp onu belimden tutup kendime döndürdüm. Sıcak suyun altında gözyaşları akıp gidiyordu.Kendime çevirip bir elimle beline kenetleyerek onu kendime çektim.Bir elimle de ıslak saçlarını okşadım.

İki elimi sırtıma dolayıp omuzuma gömdü kafasını dökülen gözyaşlarını omzuma her değdiğim de içim acıyordu. Ağlamaması için her şeyi yapsam da içindeki acısını dindiremiyordum. İkimizde acılıydık benimde canım yanıyordu ama en azından onun kadar canım yanmıyordu. Zordu hemde çok zordu savaşmak güçlü durmak gerçekten de zordu yorulmuştum.

Yaklaşık bir 10 dakika sıcak suyun altın birbirimize sarılık bir şekilde durduk. Ne ben nede o konuşuyordu. Ne diye bilirdim ki ne söyleye bilirdik.Melisin belini kavrayıp onu kucağıma alıp lavabonun üstüne oturtup üzerine havluyu örtüp saçlarını başka bir havlu ile kuruladım. Belime bir havlu sarılıp ıslak pantolondan kurtulup melisi koyduğum yerden kucağıma alıp odamıza getirdim.

-Hayatım üzerini giyinmem lazım.deyip onu yatağın kenarına otutdurdum. Bende üzerime eşortman altı giyinip aşaya mutfağa indim.Adını bilmediğim yardımcı kadın melise bir tepsi hazırlamıştı.Tepsiyi alıp yukarı odaya çıkıp melise baktım.