Sabah gözlerimi ısrarla çalan kapıyla araladım sabahın köründe alacaklı gibi kapıyı çalanda kimdi.Yataktan doğrulup üzerime polar hırkamı giyip belimi bağlayarak merdivenlerden indim. Kesin birine bir şey olmuştu merdivenlerden dikkat ederek dış kapıya yönelip kapıyı hemen açmamla karşımda Sinanı görmemle panikle yüzünü baktım.-Sinan birine bir şey mı oldu ?
-Hayır yenge günaydın! İçimden tuttuğum nefesi dışarıya bıraktım.
-Sinan sabahın köründe kapıyı alacaklıymış gibi ne çalışıyorsun be adam ?deyip ona baktığımda elindeki tabağı bana uzattı. Gözlerimi tabağa bakıp sonra Sinana baktım.
-Yenge Nermin hanım yolladı dün ki sarmalar.
Gözlerimi açarak elindeki tabağı alıp üzerindeki stresi açıp ağzıma bir tane attım vay harika olmuştu. Nermin annem bu işi biliyordu valla tabağı Sinana uzattım.
-Sende al bir tane harika olmuş emin ola bilirsin.
-Saol yenge afiyet olsun benim gitmem lazım.
Ağzıma bir tane sarma atarak kafamı olumlu anlamda sallayıp arkamı dönüp kapıyı ayağımla kapatıp ağzıma tıkıştırdığım sarmalarla mutfağa gittim. Biliyorum hepiniz diyeceksiniz bu kız delirdi mi ama inananın bana hamilelik böyle bir şey sabahı akşamı fark etmiyor. Tabağı masanın üzerine koyup iki parmağımı emerek mutfaktan çıktım.
Merdivenlerden çıkıp üzerimi değiştirim konsolun üzerindeki duran telefonumu alıp ağzımdaki tat bitmeden tekrardan seri adımlarıyla mutfağa inip tabağın başına oturdum.Özlemiştim ne zamandır sarma yememiştim tabağın kenarından çekip Mehmet'e yolladım.Tekrardan yemeğe başladığımda içimdeki canavarı doyuramıyordum resmen bir tane bir tane diyerek tabağın yarısını bitirmiştim resmen allahım ilk defa bu kadar doyduğumu hatırlamıyordum. Telefonu serçe parmağımla kaydırarak rehberde Koçiş ismini bulup aramaya başladığımdan telefonu hopörlere alıp önümdeki sarmayı ağzıma attım.
Normalde telefonu ilk çalışta açan adam şimdi telefonlarına bakmıyordu bile. Çağrımı görüp bana döner düşüncesi ile kalan sarmaları buzdolabına koydum. Bugün evdeydim sonbahar oldukça sert geçecekti havanın kararması buna bir işaretti.
Salona geçip koltuğun üzerinde ayaklarımı uzatıp masanın üzerindeki anne çocuk dergilerini alıp okumaya başladım. Bebeğim için okuyup bilinçlenmem lazımdı her ne kadar psikiyatrı uzmanı olsam da bu bebek yetiştirmeme engel değildi tabikide ama bildikleri yeni bir bilgi katmam lazımdı ve bunun içinde bebeğimin gelişmesi için bildiklerime daha çok bilgi eklemem lazımdı.
Bir kaç sayfa çevirip önemli olan kelimelerin üzerini fosforlu kalemle çizdim. Gerçekten de bir çocuk yetiştirmek çok zormuş kaldı ki de bu kurallara Mehmet'in uyacağı şüpheliydi. Tebessüm ederek sayfayı çevirdiğim de orta sehbanın üzerin de çalan telefonla tabikide Mehmet arıyordu.Tebessüm ederek yerimden kalkıp telefonu elime alıp ekrana baktım yabancı numaraydı arıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Püsküllü Belam
RomanceSerinin ilk kitabı ! Gerçek yaşanmış bir aşk hikayesi dır. Not:Mehmetin melisi tavlama maceraları :) yoğum aşk ,sevgi,tutku , romantik içerir.