Bölüm 5: 'Kork Güzelim'

94.3K 3K 729
                                    






***


Onunla kavga etmeyi başkasıyla gülmeye değişmem.


***



        Eve geldiğinde girdiği çalışma odasından henüz çıkmamıştı. Bugün yaşananları tekrar tekrar düşünüyor tarafların asıl amacını saptamaya çalışıyordu. Ahsen'in amacını biliyordu ama Aybar Ağa... İşte o tam bir kapalı kutuydu. Ne yapacağı hiç belli olmayan bu adama hiç güvenmiyordu. Ölmeden önceki zamanlarda obabasının bazı imalarda bulunduğunu hatırlıyordu Çiyeşan için fakat ne kadar araştırmaya çalışırsa çalışsın bir türlü bir yere varamıyordu. İşin peşini bırakmaya da niyeti yoktu.

        Eline geçtiğinden beri defalarca kez okuduğu dosyayı tekrar okumak için çalışma masasının çekmecesinden çıkardı. Ahsen Karahan'ın kendisini vurmasının ardından yakın adamından istediği kız hakkındaki her şey bu dosyadaydı. Kızın yirmi dört yıllık yaşamını kelimesi kelimesine birçok kez okumuştu.

        Okudukları zaman zaman onu şaşırtıyordu. Tıpkı yaşını öğrendiğinde şaşırmış olması gibi. Ahsen kesinlikle yaşını gösteren bir kız değildi. Gerçek yaşından küçük duruyordu. Öyle ki Yavuz kızı ilk kez gördüğünde on sekizden büyük olduğunu düşünmemişti bile.

        Annesini kendi doğumunda kaybetmişti. Bütün ailesi babası, babaannesi ve ağabeyinden ibaretti. On dokuz yaşına kadar ailesiyle birlikte yaşamış babasının vefatından sonra ağabeyi tarafından İstanbul'a üniversiteye gönderilmişti. Üniversitede mimarlık okuyan Ahsen üniversiteden iyi bir dereceyle mezun olmuştu. Beş yıllık üniversite hayatını anlatan, içinde okul notlarını da barındıran ayrı bir dosya bile mevcuttu. Yavuz ise o dosyanın çok fazla üzerinde durmamıştı. Onu ilgilendiren buradaki hayatıydı.

        Onu hiç görmüş olamaması ise Antep'te çok fazla zaman geçirmemiş olmasındandı. Tatillerde geldiğinde bile zamanını bağ evinde geçiren bir kızdı Ahsen. Yavuz'u şaşırtan bir diğer konuysa kızın usta denebilecek bir şekilde silah kullanıcısı olmasıydı. Bir ağa kızının bu kadar iyi silah kullanıyor olması görülmüş şey değildi. Ateş kardeşini bu konuda da en iyi şekilde eğitmişti. Ateş ve Ahsen arasında ağabey-kardeşten de öte bir ilişki vardı. Bu, anne ve babalarını kaybetmiş iki kardeşin birbirine olan düşkünlüğüydü.

        Kızın başına buyruk ve dediğim dedik hareketleri hayatının her evresinde mevcuttu. Ateş'in bir ağabey olarak bu kızla nasıl başa çıktığını gerçekten merak ediyordu. Kendi kız kardeşleri, Melek ve Berfin'den herhangi biri bile böyle olmuş olsa iki gün dayanamaz çıldırırdı Yavuz. Allah'a şükür ki öyle değillerdi. Küçük kız kardeşi Berfin biraz fazla konuşurdu ama yinede böyle huyları olmadığı için mutluydu genç adam. Zaten Yavuz, Serhat hariç hiçbir kardeşinden şikâyetçi değildi. Seviyordu kardeşlerini, Serhat'ı da seviyordu fakat yaptığı hatalar bu sevgisini günbegün azaltıyordu. Birinin ölümüne sebep olması ise son noktaydı. Karahanlara karşı vicdanı rahat değildi. Küçüklüğünden beri o ailenin düşman olduğu empoze edilmeye çalışılmış olsa da insanların birbirine düşman olmasını kabullenemiyordu. Büyüdükçe de bunu ailesine anlatmaya çalışıyordu.

        Annesi babasını kaybettiğinde bitirmişti bütün düşmanlığı. Elinde çocukları kalınca bir anne olarak çocuklarından daha önemli bir şey olmuyordu. Mihriban, genç kızken en yakın arkadaşıydı Meryem Hanımın. Nasıl olurdu da onun ailesini düşmanı bilirdi? Ataların başlattığı bir şeyi nasıl olurda başkalarına mal edebilirdi? Mihriban ile olan arkadaşlığı iki düşman aileye gelin olduklarında bitmişti. Sözde bitmiş olan bir şey kalpte biter miydi?

AH SENDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin