***İnsan sevdiği müddetçe,
affeder...
***
Günlerdir odasından çıkmamıştı Ahsen. Konakta neler olup bittiğinden haberi yoktu. Pek bir şey olduğu da söylenemezdi gerçi. Ali dışında.
Ali o gün olaylar olduğunda bütün gün hastanedeydi. Leyla'nın kontrolleri bütün gün sürmüştü. Konağa geldiğinde Miroğlu ile karşılaşmayı beklemiyordu. Olanlardan habersizdi. Öğrendiğinde etrafında sağlam bir şey bırakmamıştı. Ahsen nasıl böyle bir karar alırdı aklı almıyordu. Günlerdir konuşmak için fırsat kolluyordu ama sevdiği odasından dışarı adım atmamıştı. Kapısında sabahladığı bile olmuştu fakat hiçbir tepki alamamıştı. Yemek bahanesiyle odasına girmeyi bile denemişti. Ama sonuç hüsrandı. Getirilen yemeklere elini bile sürmüyordu. Su bile içtiğinden şüpheliydi Ali.
Sevdiğini bu saçma karardan vazgeçirmek için yapmayacağı şey yoktu. Öyle ki Miroğlu ile konuşmaya bile gitmişti. Yavuz da kararlıydı geri adım atmıyordu. Rahşan Hanım ile bile konuşmuştu. Bu işe karışmaması gerektiği ile ilgili bir ton nutukta ondan gelmişti. Nasıl herkes kayıtsız kalabiliyordu? Neden kimse durdurmak için bir şey yapmıyordu?
Kafasına koymuştu Ali. Sevdiğiyle bu gün görüşecekti ne yapıp edip konuşacaktı. Kapıdan kovsa bacadan girecekti. Kapıyla falan vakit kaybetmeyecekti. Yine yüzüne kapanacağından emindi. Bu yüzden direkt pencereden tırmandı. Gecenin karanlığında kimse onu fark etmezdi. Tek dileği pencerenin açık olmasıydı. Neyse ki bu gün şans ondan yanaydı.
Pencereden içeri girmeye çalıştığında Ahsen yatağında oturur pozisyondaydı. Kendisini fark etmesiyle ayağa fırlaması bir olmuştu.
''Ali! Ne işin var senin burada?''
''Ağam siz benle bir türlü konuşmayınca bende bu yolu buldum. Lütfen biraz dinleyin.''
''Dinleyecek bir şey yok Ali. Şimdi lütfen dışarı çık ve beni yalnız bırak.''
''Neden yalnız kalmak istiyorsun?'' Ali resmiyeti bir kenara bırakmıştı. Şimdi bir dost gibi Ahsen bilmese de bir sevgili gibi konuşmalıydı. Ahsen yalnız değildi. Ali vardı hiç yoktan. Ali onun her şeyi olmaya razıydı.
Ahsen soruya cevap vermeyince devam etti Ali. ''Bunu yapmak zorunda değilsin. Hala vazgeçebilirsin. Kimse seni zorlayamaz. Eğer o adamsa seni zorlayan hemen söyle bakarız icabına.'' Bahsettiği kişi Yavuz'du. Yavuz'un canını yakmak için her şeyi yapardı Ali.
''Saçmalama. Kimsenin beni zorladığı falan yok. Bu benim kararım. Lütfen daha fazla sorgulama.''
''İntikamsa derdimiz alırız. Serhat hastanede korunmasız. Miroğlu silmiş onu. Başında bir adam bile beklemiyor. Tek kelimenle hallederim. Yeter ki iste. Hatta iste Miroğlu'nun da canını alayım. Ama bunu yapma.''
''Ali anlamıyorsun. Sorun bu saydıkların değil. Onlarda var tabi ama şuan sorun Çiyeşan. Benim o toplantılara katılmam gerek. Ailemin gururu için. Ve bunun için her şeyi yaparım.''
Ahsen kalktığı yatağa geri oturmuştu, Ali ise hala ayaktaydı.
''Ateş burada olsaydı buna asla izin vermezdi.''
''Ama yok. Öyle değil mi? Bıraktı gitti bizi. Asla bırakmayacağım diye söz verdiği halde gitti. Şimdi lütfen beni yalnız bırak.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AH SENDE (TAMAMLANDI)
General FictionKor olmuş elem dağı bir semer misali sarmıştı bedenlerini... Kalp ağrıtıcı feryatlar dilleri zorluyor, bir türlü dökülmeyen vaveylalar boğaz yakıyordu. Suskunluk en sarsıcı tepkiydi. Ağzı bıçak açmıyor, kederli gözler asla kurumuyordu. Derdi veren R...