***Seni düşlerime aldım, uykusuz kaldım. Seni uykularıma aldım, düşsüz kaldım.
***
Bulut Konağı'ndan girerken ikisi de sessizdi. Ahsen söyleyeceği her şeyi söylemişti. Yavuz'un da söyleyecek bir şeyi yoktu. Şimdilik...
Toplantı salonuna girdiklerinde hiç kimse yoktu salonda. Sedirlerden birine aralarında mesafe bırakıp yan yana oturduklarında salon kapısı açıldı. Önde Aybar Ağa ardında Yakup Ağa girdi içeriye. Yavuz Ahsen'i toplantı öncesi uyarmamıştı olur olmadık yerde konuşmaması için. Hoş uyarsa da Ahsen'in dinleyeceğini hiç sanmıyordu.
''Yavuz Ağa! O ikisini sakladığın yeri söylemiyormuşsun.'' Aybar Ağa eliyle Yakup Bulut'un oturmasını işaret etti. Ahsen ve Yavuz'un karşısına oturan Yakup Ağa bu odadan kızının yerini öğrenip çıkacağına emindi.
''Toplantı için sayı biraz eksik değil mi Aybar Ağa?'' Yavuz'un konuşmasına izin vermeden sorusunu sormuştu Ahsen.
''Sana bir soru sordum Yavuz Ağa! Görüyorum ki senin yerine avukatın konuşuyor.''
''Ben kimsenin avukatı değilim!''
''Ala! O zaman sus ve bu işe karışma! Yavuz Ağa kaçanlar için törenin ne dediğini biliyorsun değil mi?'' Ahsen susturulmasıyla daha çok sinirlenmişti. Aybar Ağa ile büyük bir tartışmaya girmeye hazırlanırken Yavuz'un elini sıkıp kendisini durdurmasıyla susmak zorunda kalmıştı. Normalde asla genç adamı dinlemez kendi bildiğini okurdu ama bu sefer onu dinlemek zorunda kalmıştı. Elinden bir kaza çıksın istemiyordu.
''En az senin kadar iyi bilirim Aybar Ağa! Öyle ki aşiret toplantılarının sayı tamamlanmadan yapılmayacağını da söyler töre, onu da iyi bilirim.''
''Bu diğerlerini ilgilendiren bir mesele değil.''
''Bizi nereden ilgilendiriyor o vakit?''
''O ite istemişsiniz Ayşe'yi.''
''Doğru, istedik vermediler. Sonrasında da hiçbir şekilde bu işe karışmadık.''
''Yavuz Ağa kimseyi kandırmayalım. Karının nasıl biri olduğunu cümle âlem biliyor. Töreye nasıl karşı geldiğini de. Bu da tam onun başının altından çıkmalık bir mesele. Karışmadan durmuş olmaz. Bu mümkün değil.'' Ahsen kendisine yapılan ithamlara istemsizce gülmüştü. Kendisini bu kadar iyi tanıyabilmeleri gerçekten hayret ediciydi.
''Bizim bu işle alakamız yok Çiyeşan. Daha ne kadar anlatacağım bilmiyorum. ''
''Töre bulundukları yerde öldürüleceklerini söyler. Kızın nişanlısıyla konuşuldu. Kız temizse kabul edecek. Değilse herkesin gözü önünde ikisi de infaz edilecek. Oğlan için iki türlü de sonuç ölüm. Karar verilmiştir. Eğer sizin de bu işte parmağınız varsa işte o zaman ne olur bilmiyorum. Aşiret toplanıp karar verecek. Şimdi iyice düşünün taşının kararınızı verin. Bildiğiniz bir şey varsa söyleyin. Aksi halde siz de zarar göreceksiniz.''
''Ne demek temizse? Siz ne dediğinizin farkında mısınız? Böyle iğrenç bir şeyi konuşuyor olamazsınız. Kızı babası yaşında bir adamla evlendirecektiniz sevdiğiyle kaçtı. Yakalanırsa çocuğu öldüreceksiniz. Kıza da bekâret kontrolü yaptırıp bakireyse evlendirecek değilse onu da mı öldüreceksiniz? Siz insan mısınız? İnsanlık bunun neresinde?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AH SENDE (TAMAMLANDI)
General FictionKor olmuş elem dağı bir semer misali sarmıştı bedenlerini... Kalp ağrıtıcı feryatlar dilleri zorluyor, bir türlü dökülmeyen vaveylalar boğaz yakıyordu. Suskunluk en sarsıcı tepkiydi. Ağzı bıçak açmıyor, kederli gözler asla kurumuyordu. Derdi veren R...