Sevgili okuyucularım herkese merhaba. Hafta sonu yoğunluğum nedeniyle yeni bölümü paylaşamamıştım. Bundan dolayı çok özür diliyorum herkesten. Daha fazla geciktirmeden bölümü paylaşıyorum.Öncelikle size kötü bir haberim var. Aslında çok da kötü sayılmaz. Yani benim için çok değişik bir durum. Hem seviniyorum hem de üzülüyorum. Siz ne dersiniz bilemiyorum tabii. Kısa zamanda bu kadar okuyucuya sahip olduğum için gerçekten mutluyum. Okunmak, yorumlarınızı gülümseyerek okumak beni en mutlu eden şeylerden biri. Ve inanın bunun hiç bitmemesini diliyorum Allah'tan. Fakat nereye kadar diyeceksiniz. Her şeyin bir sonu vardır elbet. Ve son bir gün aniden geliverir.
Gelelim kötü habere. Çoğunuz tahmin etmiştir zaten. Evet, doğru. Ah Sende maceramız artık sona yaklaşıyor. Finale çok az kaldı. İnanın nasıl hissettiğimi ben de bilmiyorum. Ah Sende benim bir parçam gibiydi. Nasıl final yapacağım, nasıl onlara veda edeceğim bilmiyorum. Ama onları sonsuza kadar rahat bırakmam diye düşünüyorum. Final olsa bile arada özel bölümlerle yine hatırlatır, canım karakterlerimle sizleri buluştururum.
Ah Sende benim ilk hikayem, göz bebeğim. Seveniyle sevmeyeniyle bir aile olduğum karakterlerim... Ne söylenir nasıl denir bilemiyorum. Ne desem, ne yapsam bilmiyorum. Benim için çok zor. Sizin için de öyledir eminim.
Umarım bu süreçte sizi memnun edebilmiş, hayal dünyamı ayaklarınız altına serebilmişimdir. Durun yahu. Hemen gitmiyorum. Biraz ayrılık duygusallığına bağlasam da daha 7 bölüm var. Yedi bölümde, özel bölümlerde ve yeni kitaplarımda yanımda olacağınıza eminim.
Veda konuşmasını final bölümüne yani 79. bölüme saklıyorum. Bu biraz vedaya giriş oldu. Herkese yanımda oldukları için, kitabımı okuyup yorum yaptıkları için ve desteklerini esirgemedikleri için çok çok çok teşekkür ediyorum.
Bu kadar veda sözleri yeter biraz da finale kalsın. Şimdi sizi bölümle baş başa bırakabilirim. Keyifli okumalar.
***
Benim uykularımda uyu sen
Benim gözyaşlarımda dök gözyaşlarını.
Düşüncelerime fısıldıyorsun
Burada değilsen bile, burada oluveriyorsun.
Derdimin mükâfatısın sen
Yüreğimde yükselen duamsın...
***
Ahsen göğsündeki ağırlıkla gözlerini açtığında Arslan'ın boynu dizlerine düşmek üzereydi. Arslan'ın başını hızlıca yakalayıp tekrar göğsüne koydu. Çocuğun başından yayılan sıcaklıkla gözlerini tamamen açıp üzerindeki şekerparesi elverdiğince toparlanmaya çalıştı. Arslan'ın alnını iki eliyle kontrol edip ateşini ölçtü. Elleriyle tam olarak anlayamamıştı. Bu sefer dudaklarını çocuğun alnına dayadığında gerçeğin farkına vardı. Çocuğun vücudu oldukça sıcaktı. Arslan'ın ateşi vardı. Balkondaki sedirde uyuya kaldıklarına inanamıyordu.
Nasıl böyle bir ihmalkârlık etmiş olabilirdi? Havanın serinliğini bile bile küçük çocuğun burada uyumasına nasıl göz yummuş olabilirdi? Böyle mi anne olacaktı evladına? Bu nasıl annelikti? Daha ilk dakikadan yaptığı hatanın telafisi var mıydı?
Arslan'ı kucağına aldığı gibi içeri girdi. Küçüğü sıcak kucağına daha çok sinmiş kucağında resmen büzüşmüştü. Çok üşüdüğü her halinden belliydi. Şimdi bir de titrediğini fark etmişti Ahsen. Arslan'ı yatağa bırakıp üzerindekileri çıkarmaya başladı. Aslında direk hastaneye gitmeyi düşünmüştü fakat yine de üzerindekileri çıkarıp miniğini soğuk tutması gerekiyordu. Arslan neredeyse çırılçıplak kaldığında dolaptan çıkardığı battaniyeye sarıp tekrar kucakladı. Odadan çıkıp merdivenleri koşar adım inmeye başladığında avluda birkaç kişinin hala uyumadığını ateşi sönmemiş yemek kazanlarının başında durduklarını gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AH SENDE (TAMAMLANDI)
General FictionKor olmuş elem dağı bir semer misali sarmıştı bedenlerini... Kalp ağrıtıcı feryatlar dilleri zorluyor, bir türlü dökülmeyen vaveylalar boğaz yakıyordu. Suskunluk en sarsıcı tepkiydi. Ağzı bıçak açmıyor, kederli gözler asla kurumuyordu. Derdi veren R...