Herkese iyi hafta sonları....Yarın yılın son günü dolayısıyla bu bölüm de yılın son bölümü :) Kitabın gidişi nasıl beğeniyor musunuz merak ediyorum. Düşüncelerinizi paylaşırsanız mutlu olurum :)
Final haftasındayım yılbaşı tatili vesilesiyle bölüm paylaşıp sınavlarıma çalışmaya döneceğim :( Dertlerimle sizi üzmek istemem -ki zaten hikayemizdeki olaylar yeterince üzüyor- ama ciddi manada yoğun geçen bir hafta içindeyim. Geçen bölümde ettiğiniz dualar için çok teşekkür ederim ve dualarınızın devamını dilerim :)
Şimdiden herkesin yeni yılını kutluyorum :) Allah herkese sağlık, başarı, aşk, sevgi, arkadaşlık, dostluk, sonsuz mutluluk versin.... Daha başka istediğiniz ne varsa gani gani nasip etsin :)
Mutlu yıllar, iyi okumalar....
***
Yürü, gölsen seni uğurlamakta, küçülüp küçülüp kaybol ırakta...
***
Berfin'in evden gidişinin ardından kimse ne yapacağını bilemiyordu konakta. Melek kardeşinin kurban verildiği bu duruma alışamıyor, genç kızın yokluğunda geceleri onun odasında uyuyordu. Yavuz çoğu zaman eve geç vakitte geliyor, geldiğinde karısını ayakta görünce içten içe kendisini yorduğu için sinirleniyordu. Adamın hali içler acısıydı. Berfin'in başına gelenler için sürekli kendisini sorumlu tutması ailesinin de gözünden kaçmıyordu. Korkuyordu Yavuz artık, Aybar Ağa'nın yeni hamlesinden korkuyordu. Bir kez daha ailesini koruyamamaktan korkuyordu.
Ahsen'se bir orada bir burada günlerini geçirmeye çalışıyordu. Yavuz'un içinde bulunduğu buhrana çözümler üretmek için çabalıyor, işin içinden çıkamıyordu. Günlerinin çoğunu Arslan'la birlikte okula giderek geçiriyor, okula gitmediği günler soluğu Berfin'in yanında alıyordu.
Genç kızı bir zamanlar kendi evi olan konakta yalnız bırakmak istememişti başlarda. Arslan'ın onu sürekli yanında istemesine de karşı gelememiş iki konak arasında bölünüp gitmişti. Okulda Arslan'ın arkadaş edinmesine şahit oluyor, her sabah elini tutarak okula getirdiği oğlunu uzaktan izliyordu Ahsen. Arslan'daki en büyük gelişmelerden biri iştahının açılmasıydı. Küçük çocuk Ahsen'in kendi eliyle yemek yedirmesinden hoşlanıyor genç kız ne yedirirse silip süpürüyordu. Birkaç hafta bile olsa çocuktaki kilo artışı gözle görülür derecedeydi. Bu Yavuz'un da gözünden kaçmıyordu. Belki de şu sıralar onu tek mutlu eden şey oğlundaki değişimdi. Arslan sürekli gelişme gösteriyordu göstermesine ama Berfin bir adım bile yol kat etmiyordu. Karahan Konağı'nda herkes Berfin için sefer oluyordu ama genç kız kimseyle çok fazla konuşmuyor, günlerini kendine verilen odada geçiriyordu. Bu süre içinde Ali ile karşılaşmamaya da özenle dikkat ediyordu.
Ali gün geçtikçe kendini toparlamış, Kaburgalarındaki kırıklardan kurtulmuştu. Yine eskisi gibi Ateş ile işleri hallediyor, çoğu akşam dedesinin Antep'te kaldığı evde geçiriyordu. Berfin'in konakta daha rahat hareket edebilmesi için yapıyordu bunu. Fakat genç kızın ne durumda olduğu çok iyi biliyordu. Vicdanı en büyük hastalığıydı Ali'nin. Ve bu amansız hastalığın tedavisi yoktu.
Ahsen'in geçirdiği haftalar içinde en büyük sınavı aslında Yavuz'du. Elinde olmadan bir şekilde kendini genç adama yakın buluyor, kalbine söz geçiremiyordu. Adamın eve geç geldiği geceler yaşananlar hep aynı oluyordu. Ahsen geç gelen adamın, saatler önce kucağında uyuttuğu miniğinin yanına kıvrılıp yatmasına ses etmiyor, o da Arslan'ın diğer tarafına geçip uyumaya çalışıyordu, güç verircesine Arslan'ın üzerindeki adamın elini tutarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AH SENDE (TAMAMLANDI)
General FictionKor olmuş elem dağı bir semer misali sarmıştı bedenlerini... Kalp ağrıtıcı feryatlar dilleri zorluyor, bir türlü dökülmeyen vaveylalar boğaz yakıyordu. Suskunluk en sarsıcı tepkiydi. Ağzı bıçak açmıyor, kederli gözler asla kurumuyordu. Derdi veren R...