Bölüm 40: 'Sen de gel evimize gidelim'

48.5K 2.5K 46
                                    







***


Dün gece sen uyurken yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana işte bu yüzden, sırf bu yüzden, yeni bir isim verdim sana.


***





        Telefonunun çalmasıyla izin isteyip odadan dışarıya çıktı Melek. Leyla'yı ziyaret için geldikleri hastane odasını daha fazla gürültü çıkararak rahatsız etmek istememişti. Arayan okuldan birileri olunca mecbur açmak zorunda kalmıştı.

        Telefon görüşmesi boyunca uzun koridoru turlamıştı. Nihayet sorunu halledip telefonu kapattığında Leyla'nın odasına gitmek için yürümeye başladı. İki koridoru birleştiren kısma geldiğinde karşısına çıkan adamı görememişti. Hızını alamayıp adama çarpınca adamın elindeki kahveler dökülmüş ikisine de bir miktar zarar vermişti.

        Emirhan birinin kendisine çarpmasıyla elindeki kahvelerin vereceği zararı önlemek için hamle yapmıştı yapmasına ama kahvelerin hem kendisinin hem de karşıdaki kadının ellerine dökülmesini engelleyememişti.

     ''Ah...'' Kadının ağzından dökülen nidayla canının yandığını anlamıştı. Kendi eli de yanmıştı ama Emirhan şuan bunu hissedebilecek durumda değildi. Zarar verdiği kadını görünce bütün düşünme yetisini kaybetmişti genç adam. Hemen genç kızın elini elleri arasına almış, zarar tespiti yapmaya bile başlamıştı.

        Melek ellerini çarptığı adamın ellerinden kurtarmaya çalışıyordu ama adamın buna müsaade ettiği yoktu. Sonunda başını kaldırıp adama hitaben konuşacağı sırada adam ondan önce davranmıştı.

      ''Ben sizin canınızı yakmayı ne zaman bırakacağım merak ediyorum. Canınız çok yanıyor mu?'' genç kızın ellerine üfleyerek acısını hafifletmeye çalışıyordu. Melek, genç adamı görmenin şokuyla tepki verememişti. Kendine gelip konuşması gerekiyordu.

     ''Hayır, çok fazla acımıyor. Lütfen öyle söylemeyin. Sizin bir suçunuz yok. Benim yüzümden döküldü kahve. Yine önüme bakmıyordum.'' Utançla başını eğip ellerini tekrar kurtarmaya çalıştı iri ve kuvvetli ellerden. Fakat çabası yine boşaydı. Emirhan'ın tuttuğu eli bırakmaya niyeti yoktu.

     ''Yine suçun hepsini üstlenmeye çalışıyorsunuz. Ben de hatalıyım, sıcak içecek taşıyordum daha dikkatli olmalıydım.'' Dedi avuçları içindeki elleri incelerken. '' İkinci derece gibi görünüyor. Bir hemşireye gösterip, merhem sürdürsek iyi olur. Gelin benimle.'' Genç kızı ardına takıp geldiği koridora yöneleceği sırada kızın kolundan tutmasıyla durdu.

     ''Lütfen, gerek yok. Önemli bir şey değil. Zaten artık acımıyor.''

     ''Aklım sizde kalmasın. Gelin bir gösterelim, rica ediyorum.'' Genç kızın gözlerinin içine bakıp onay bekledi Emirhan. Uzun zamandır onu görme isteğine karşı koyamıyordu, bulmuşken öyle kolay bırakamazdı.

     ''Bakın, gerçekten gerek yok. Hem işiniz vardır. Lütfen ben iyiyim.''

     ''İşim yok. Bir akrabam için geldim. Sorun yok. Ama sizin varsa acil işiniz...''

     ''Ben de ziyaret için geldim...''

     ''O halde şimdi hemşirenin yanına gidip muayene oluyoruz. Sonrasında da... Sonrasını sonra düşünürüz.'' Emirhan kızın cümlesini bitirmesine izin vermeden karar vermişti bile. Melek daha fazla itiraz edememişti çünkü bütün itirazları reddedilmişti. Annesinin ve ağabeyinin kendisini merak edeceğini biliyordu ama kendisini peşinden sürükleyen bu adama karşı koyamıyordu. Günlerdir aklını meşgul eden adam şimdi karşısındaydı. Ne yapabilirdi ki?

AH SENDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin