∞***
Onurumu ayaklar altına alıp hayatı yaşamaktansa,
hayatı ayaklar altına alıp
onurumla yaşarım...
***
Sabah uyandığında aklında dün yaşadıkları vardı. Meydan okumasına çok güzel meydan okumuştu da Çiyeşan'a karşı nasıl kazanacaktı hiçbir fikri yoktu. Banyoda işini halledip aşağıya indiğinde günlerdir olduğu gibi tek kişilik bir kahvaltı masası Ahsen'i bekliyordu. Leyla günden güne daha iyiye gidiyordu ama çok fazla odasından çıkmadığı için kahvaltısını odasında yapıyordu. Babaannesi de bazen Leyla ile birlikte yapıyor bazense öğün atlıyordu. Ahsen bunun farkındaydı ama bir türlü konuşamamıştı yaşlı kadınla. Alması gereken ömürlük ilaçları olan bir kadın için öğün atlamak pek akıl işi değildi ama bunu Rahşan Hanıma dinletmek pek mümkün olmuyordu.
İsteksizce avluda hazırlanmış kahvaltı masasına oturdu. Canı bir şey yemek istemiyordu ama dirençten düşmek de Ahsen'e göre değildi. O güçlü olmaya alışmıştı. Özgüveni yerinde, sabırlı bir kızdı Ahsen. Hayat ona böyle olması gerektiğini küçük yaşta öğretmişti.
Zor bela bir şeyler yedikten sonra masayı toparlamaya başladı. Evde tonla çalışan olmasına rağmen kendi işini kendi yapmayı severdi. Kendinden yaşça büyük insanların ona hizmet etmelerini kabul edemiyordu.
Kimseye görünmeden masayı toplamıştı. Emine Ablasına yakalanacak olursa ona iş yaptırmayacağını biliyordu. Masayı silip mutfağa girdiğinde Ayten öğle yemeği için sebzeleri hazırlıyordu.
''Hanım Ağam neden çağırmadınız ben toplardım.''
''Ben yaptım işte Ayten. Ne olacak. Elime yapışmadı ya.''
''Annem duyarsa beni haşlar da ondan dedim Ağam.''
''Bir şey olmaz merak etme. Aramızda sır.'' Göz kırpıp mutfaktan çıkacağı sırada Ayten'in kendini durdurmasıyla arkasını döndü.
''Rahşan Ağam sizi soruyordu Ağam. Bir görünün isterseniz.''
''Tamam, uğrarım şimdi. Ha bu arada bana ağam diyorsun dikkatimden kaçmadı.'' İşaret parmağını kıza doğru sallarken niyeti kızı korkutmak değildi. İnsanların, önünde el pençe divan olmalarını istemiyordu. Kızın başını önüne eğip suçlanmasıyla içten gülümsemesini yollayıp kollarını sıvazladı.
''Aramızda resmiyeti gerektirecek bir durum yok canım. Nasıl istiyorsan öyle seslenebilirsin. Ahsen Abla her zaman tercihimdir tabii ama sen ne dersen kabulüm. Lütfen rahat ol.''
Ayten'e sarılıp ayrıldı mutfaktan. Daha fazla kalıp kızı utandırmak istemiyordu. Babaannesini büyük salonda buldu. Yanına gittiğinde yaşlı kadın içinden dua ediyordu. Duasının bitmesini bekledi.
Rahşan Hanım duasını bitirip torununa baktı. ''Nereye kayboldun dün sen?''
''Sanki bilmiyorsun Rahşan Ağam.'' Ahsen yaşlı kadının sinir olduğunu bildiği halde yapardı bunu. Ahsen gibi o da hazzetmezdi ağa kelimesinden. Hele bir de torunları kullandı mı iyice bir sinir olurdu. Allah gani gani rahmet eylesin Ateş'i de çok kullanırdı babaannesine 'ağam' kelimesini. Yâdına düşünce torunu duygulandı yaşlı kadın. Torununa belli edip onunda moralini bozmak istemedi. En güçlü yanlarından biriydi yaşlı kadının içinde bulunduğu durumdan çabuk sıyrılmak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AH SENDE (TAMAMLANDI)
General FictionKor olmuş elem dağı bir semer misali sarmıştı bedenlerini... Kalp ağrıtıcı feryatlar dilleri zorluyor, bir türlü dökülmeyen vaveylalar boğaz yakıyordu. Suskunluk en sarsıcı tepkiydi. Ağzı bıçak açmıyor, kederli gözler asla kurumuyordu. Derdi veren R...