Bölüm 67'den ALINTI

33.1K 861 52
                                    




Bu haftaki bölümün alıntısı sizlerle :)

Siz alıntıya geçmeden önce bir şeyden bahsedeceğim. Ah Sende haricinde dokuz tane daha hikayeye başladım :) Bu hikayelerde de beni yalnız bırakmazsanız sevinirim. Onlara da bir göz atabilirsiniz :) Beğenecekleriniz çıkabilir :)

İyi okumalar....


***

           

Nihayet doktor ameliyathane kapısında göründüğünde belki de meslek hayatının en ilginç gününü yaşıyordu. Daha önce böyle çok haber vermişti, karşısında insanların yıkıldığına şahit olmuştu fakat bu sefer farklıydı. İnsanları doğru olmayan bir haber verecekti, karşısında boş yere acı çekişlerine şahit olacaktı.

''Nasıl? Doktor durumu nasıl?'' Herkes ayaklanıp doktorun önüne geçince Ahsen ağlamaktan kızarmış gözlerle adamın gözlerine bakıyordu. 'İyi. Merak edilecek bir şeyi yok' desin diye bekliyordu. Doktor kafasındaki boneyi çıkarmış ellerine bakmaya başlamıştı. Sonunda cesaretini toplayıp konuşmaya başlayınca kimsenin gözüne bakmıyordu. Elbette yakınlara vefat haberi çok vermişliği vardı ama bu başkaydı bambaşka.

''Biz elimizden gelini yaptık fakat...''

''Evet, doktor siz elinizden geleni yaptınız, şuan iyi birazdan çıkaracaklar odaya alınacak değil mi?'' Doktorun buna bir cevabı yoktu. Daha haberi almadan inkâr ediş evresinde olan birine verebileceği bir cevap yoktu. Ama bir şeyler söylemesi gerekiyordu.

''Maalesef. Hastayı kurtaramadık. Zaten ambulansta çoktan ...''

''Sus! Yalan söylüyorsun! Yalan! Olamaz! O-LA-MAZ!'' Ahsen doktoru göğsünden ittirmiş, duyduklarını duymamazlığa vermişti. Kimsenin yüzünden istediği ifadeyi okuyamıyordu. Ateş bir köşede durmuş ifadesizce Ahsen'e bakıyordu. Meryem Hanım Rahşan Hanım'ın yardımıyla bir şekilde banka oturtulmuş yaşlı kadınla birlikte göz yaşı dökmeye başlamıştı bile. Berfin oturma koltuklarının başında dengesini kaybetmiş duvardan güç alıyordu. Doğru duyduğunu sanmıyordu. Boş boş etrafına bakarken Ahsen'in çığlığıyla bilincini kaybedip koltukların önüne yığılmaktan Ali sayesinde kurtulmuştu.

           

''HAYIR! OLAMAZ! HAYIR!'' Ahsen gerçeğin farkına vardığı anda şuursuzca etrafta dolanmaya başlamıştı. Olamazdı. Yavuz ölemezdi. Daha ona söylemesi gereken çok önemli bir şey vardı. Ölemezdi. Genç kadın hemen ağabeyine koşup adamı ceketinden yakaladı.

''Ölmedi de! Ölmedi, yaşıyor de!'' Ağabeyinden aldığı sessizliği cevap olarak kabul etmiyordu. Bu cevap değildi. ''Susma söyle! Bir şey söyle!'' Ahsen yumruklarını adamın göğsüne indirmeye başlayınca Ateş onu durdurmaya çalışıyordu. ''Onu göreceğim! Götür beni ona! Bir şey söylemem gerek ona!''

''Ahsen... Sakin ol!''

''Beni ona götür! Bir şey söyleyeceğim. Söylememgerek!'' Ateş'in ayaklarının dibine çöken genç kadın ileri geri sallanıyordu.''Bir şey söylemem gerek. Ona bir şey söyleyeceğim. Bir şey...'' Ahsen bitap haliAteş'i daha çok sinirlendiriyordu. Yavuz'un kardeşini sevdiğini biliyordu.Şimdi ise Ahsen'in de Yavuz'u sevdiğine şahit olmuştu. Artık istese de ikisininarasına girmezdi. Ateş Karahan böyle büyük bir vebal altına giremezdi. Şimdikardeşinin bu ayrılık süresini en hasarsız şekilde atlatmasını sağlamalıydı.



***

AH SENDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin