Veeee finale son 1....Finalden önceki son buluşmamız :) Biraz buruk biraz sevinçliyim aslında.... Kelimeleri toparlayıp kuramıyorum :) Temelli aranızdan ayrılmıyorum ama işte eksiğim biraz. Yeni yeni maceralarda yine beraber olacağız. Sizin de tıpkı şimdi ki gibi yanımda olacağınıza eminim :)
Herkese, hepinize sonsuz teşekkürler...
Keyifli okumalar, bol yorumlar....
***
Gördüğünü herkes sever, sen onda görmediğini bulacaksın. Eğer gerçek aşk istiyorsan; tene değil, kalbe dokunacaksın...
***
Ahsen içeri girdiğinde ortam sessizliğe bürünmüştü. Herkes konuşmamak için anlaşmış gibi oturuyordu. Ahsen kahveleri dağıttıkça biraz olsun rahatlamaya çalışıyordu ama ne mümkündü. Tepsiyi tutan elleri daha fazla titrememek için kasım kasım kasılmıştı. Bir an önce şu anı atlatmak istiyordu.
Yavuz kapıda gördüğü karısıyla neye uğradığını şaşırmıştı. Bu kadar heyecanlanacağını tahmin etmiyordu. Damat olmak kolay şey değildi. Ateş bunu söylemişti de aklına böylesi gelmemişti. Bordo, bedenini saran, dizleri ile bilekleri arasında biten elbisesinin içinde Ahsen gerçekten aklını başından almıştı Yavuz'un. Boran Karahan'ın bütün dürtüklemelerine rağmen bir an olsun gözünü karısından ayırmamıştı. Kime kahve uzatırsa ona bakıyordu. Yavuz Miroğlu hipnotize olmuş gibi Ahsen'i izliyordu. Tabi ki bu kimsenin gözünden kaçmamıştı.
Leyla ve birkaç kişi kıkırdarken, Ateş, ateş püskürüyordu. Biliyordu böyle olacağını. Hiç bu işe girmeyecekti. Neden girmişti ki? Evli adam bir daha neden düğün yapıyordu sanki? Ateş'e inat mıydı hepsi? Adamı kudurtmak için, kıskançlıktan çatlatmak için planlanmış şeyler miydi?
Ateş kahvesini alalı çok olmuştu, fakat Yavuz'un Ahsen'i süzmeleri bitmemişti. Kahvesinden bir yudum alıp hafifçe öksürdü Ateş. Yavuz'a bir uyarıydı bu. Ama kim anlardı ki?!
Meryem Hanım yanında oturan oğluna eğilip kulağına fısıldadı. ''Oğlum...''
''Hı?'' Yavuz boş bulunmuş sesli cevap vermişti. Leyla kahkahasını tutamayıp koyuverince kızlar ve hanımlar da gülmeye başlamıştı.
''Oğlum önüne dön, ayıp.'' Meryem Hanım önüne dönüp gülümsedi. Ortamı biraz olsun toparlamaya çalışıyordu ama iş işten geçmişti. Herkes gülmeye başlamıştı. Yavuz insanların kendine güldüklerini fark edince başını önüne eğdi. Ne olmuştu sanki iki dakika izlediyse?
Ahsen kalan kahveleri de sahiplerine uzatıp sonuncunun sahibine ilerlemeye başladı. Az önce olanları fark etmemişti. Tepsiden başka yöne baktığı yoktu genç kadının. Yavuz'un önüne gelip hafifçe eğildi. Tepsiyi önüne uzatıp beklemeye başladı. Yavuz eğdiği başının önünde tepsiyi görünce başını hafifçe kaldırdı. Tepside tek kalan fincanı titreyen elleriyle tutup havaya kaldırdı. Ahsen boşalan tepsiyi yere indirip yerine ilerlemeye başladı.
Yavuz bir anlığına bakışlarını fincandan çekip karşısında oturan kıza dikti. Anında gözlerini kaçırıp fincanı dizlerinden destekle tutmaya başladı.
''Efendim. Sebebi ziyaretimiz bellidir.'' Boran Karahan söze girince kızlar korkuyla birbirlerine baktılar. Başak Yavuz'un kahveyi içmediğini görünce telaşlanmıştı. Yaşlı adam isteme kısmına geçince de öylece lafa dalıverdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AH SENDE (TAMAMLANDI)
General FictionKor olmuş elem dağı bir semer misali sarmıştı bedenlerini... Kalp ağrıtıcı feryatlar dilleri zorluyor, bir türlü dökülmeyen vaveylalar boğaz yakıyordu. Suskunluk en sarsıcı tepkiydi. Ağzı bıçak açmıyor, kederli gözler asla kurumuyordu. Derdi veren R...