***İki araba kendilerini takip eden bir ordu dolusu adamla Karahan Konağı'nın önünde durdu. Ateş, kapıdaki adamların yardımıyla Ali'yi konağa taşırken Yavuz ve Ahsen de konaktan içeri girdiler.
''Ateş? İyi misin?'' Leyla çardaktan, Arslan'ın yanından kalkıp koşarak Ateş'in yanına geldi. Ali'yi o halde görünce Ateş için de endişelenmişti. Genç kadın yaşadıklarından sonra çok daha fazla evhamlıydı. En ufak bir şeyde ortalığı velveleye veriyordu. Ateş'ten haber alamadığı her dakika herkesi ayağa kaldırıyordu.
''Ben iyiyim güzelim, bir şeyim yok, da Ali biraz kötü.''
''Hay Allahım! Şu kapıdan içeri olaysız girdiğiniz gün kurban keseceğim, gerçekten. Geçin şöyle, oturtun.'' Leyla bütün olanları biliyordu. O da diğerleri gibi Ali'nin suçsuzluğuna koşulsuz inananlardandı. Berfin'in yaşadığı şey kabul edilebilir bir şey değildi. Ali'nin bunu bilerek ve isteyerek yapmadığına emindi. O sebepten genç adama bir ceza yüklemek saçmaydı. Olayda adı geçen iki kişi de masumdu. Ve bu masum insanlar zarar görmeden bir çözüm bulunmalıydı.
Arslan oturduğu yerden olanları izliyordu. Neler olduğunu kavrayamasa da, küçük aklınca bir senaryo uydurmuştu. Konak kapısından içeri giren diğerlerini gördüğünde mutluluktan gözleri parlıyordu. Oturduğu yerden kalkıp Ahsen'e koştu. Babasını da özlemişti ama şimdi Ahsen ile görüşmeliydi. Babasını her gün evde görüyordu zaten.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AH SENDE (TAMAMLANDI)
General FictionKor olmuş elem dağı bir semer misali sarmıştı bedenlerini... Kalp ağrıtıcı feryatlar dilleri zorluyor, bir türlü dökülmeyen vaveylalar boğaz yakıyordu. Suskunluk en sarsıcı tepkiydi. Ağzı bıçak açmıyor, kederli gözler asla kurumuyordu. Derdi veren R...