Bölüm 74 : 'Ahım vardı sende, almaya geldim'

43.4K 2.2K 267
                                    







İyi akşamlar değerli okuyucularım... Bir perşembe gecesi yeni bölümle sizleri selamlıyorum...

Hafta sonu bölümü paylaşmak için vakit bulamayabilirim diyerekten 74. bölümü yayınlıyorum. Hepiniz merakla bu bölümü bekliyordu biliyorum. Özellikle şuan Ahsen'in Yavuz ve yandaşlarına - ki bu sadece Ateş oluyor- çektirdiği cezalar kısmı alıntı bölümünde baya ilginizi çekmiş gibiydi. Ne yalan söyleyeyim yazarken benim de içimin yağları erimedi değil fakat gelin görün ki benim Yavuz'a olan derin duygularım - evet derin duygular, yazdığım karakterlere böyle hisler beslemem normal mi sizce? (Ahsen kesinlikle duymasın, paralar beni :) )- adama acı çektirtemiyor. Ne yapalım ben de kör kütük imkansız bir sevdaya tutulmuşum :D Her neyse karşılıksız aşkım mevzu bahsimiz değil :)

Onca acının, kederin üzerine keyifli bir bölüm olduğunu düşünüyorum bu bölümün yani en azından gelecek bölümlerde olacaklara bir giriş :) Umarım siz de bu keyiften nasibinizi alırsınız.

Yorumlarınızı dört gözle bekliyor, cevap vermek için parmaklarımı klavyede hazır bekletiyorum :)

Keyifli okumalar, bol yorumlar sevgili okuyucularım...











***


Uyku ile uyanıklık arasında gördüğüm bir ışıktın sen.

Gerçekliğinden emin olamadığım,

Rüya olduğuna da inanmadığım.

Ellerimi tutunca parmaklarımdan kalbime yayılan bir sıcaklıktın sen,

Yandığımı bile bile sığındığım, üşürsem diye bırakamadığım...


***





Bedeninde hissettiği ağırlıkla bilinci yavaş yavaş yerine gelirken hala karanlığın içindeydi Ahsen. Zifiri karanlığın içinde kaybolmuştu yine. Zihninin parçalarını bir bir birleştirip çıkmalıydı bu karanlıktan. Gözlerini açmaya zorladı. İlk birkaç denemesinde karanlığa küçük bir ışık huzmesi doluyor sonrasında yeniden kayboluyordu. Göz kapaklarını bile açabilecek gücü yok gibiydi. Dördüncü denemesinde biraz araladığı gözlerini beyaz ışık almıştı. Karanlığın ardından beyaz ışık başını ağrıtsa da kapatmadı gözlerini. Daha fazla dayanamazdı o karanlığa. Daha fazla kaybolamazdı.

''Ahsen...'' Kulağına dolan boğuk sesle başını hafif sağa sola çevirdi. Sesin kaynağını arar gibiydi. Gözleri hala tam açık değildi. Zaten Sol gözünün üzerinde büyük bir ağrılık vardı. En fazla açabileceği o kadardı.

''Ahsen?'' İsmini tekrar işitince beyaz ışığın önünde bir karaltı belirdi. Tam seçemiyordu. Beyaz gözünü aldıkça elini siper etmek istiyordu. Fakat kolunu hareket ettirebileceği gücü kendinde bulamıyordu genç kadın. Sağ gözünü tamamen açıp bakınmaya başladı.

Görüş alanına giren yüzle neye uğradığını şaşırmıştı. Gördüğüne inanamıyordu. Test etmek için gözlerini tekrar kapayıp açtı. Değişmemişti. Beyaz ışığın önünde capcanlı kendisine bakıyordu. Bu bir mucize miydi? Yoksa Ahsen ölmüş müydü?

Ah! Tabi ki ölmüştü. O kadar acıya kim dayanabilirdi ki Ahsen dayansındı? Ölmüştü ve şimdi Yavuz yanındaydı. Geride kalanlar için üzülmüştü Ahsen. Özellikle de Arslan için. Çocuğu yapayalnız bırakıp gitmiş olmasın vicdanını rahat bırakmasa da Yavuz'un yanında olduğu için mutluydu. Seviniyordu aslında Ahsen o lanet dünyadan kurtulduğu için seviniyordu. Aybar Çiyeşan'ı o dünyada bırakıp geldiği için üzgündü fakat üzüntüsü çektiği acıların binde biri kadar bile değildi.

AH SENDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin