İşlerim dolayısıyla yarın yeni bölümden alıntıyı paylaşamayabilirim diyerek bugünden paylaşıyorum.Alıntı bol bol Emirhan ve Melek'le dolu :) Onları özlemişsinizdir diye düşündüm :)
Yavuz ve Ahsen nerede? Onları da görmek istiyoruz artık diyenler de birazcık sabır :D Ne demişler sabreden derviş muradına ermiş :)
Altmışıncı bölüm bomba bomba :D Herkesin beklediği, özlemin dindiği bölüm olacak :) Öyle iddialıyım :D Şimdi bir de beğenmezmişsiniz :D Ama sanmıyorum :) Hepiniz beğeneceksiniz :)
Neyse çok konuştum sizi alıntıyla baş başa bırakıyorum :)
İyi okumalar....
***
Melek etrafına bakındı. İkisi yalnız başına konağın ortasında durup konuşurken birinin onları görme ihtimali rahatsız ediyordu genç kızı. Kötü bir şey yaptığından değildi elbet. Sadece kardeşi böyle bir haldeyken yediremiyordu kendine.
''İyiyim, şimdi lütfen izin verin gideyim.'' Kolunu kurtarıp merdivenleri adımlamaya başladı Melek. Ardında bıraktığı adamın aklından ne geçiyordu bilmiyordu. Anlaması uzun sürmemişti.
''Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç,
Sana diyeceklerim söylemekle bitmez.
Yıllardır yaşamımdan çaldığım zamanlar,
Adına düğümlendi.
Bana yaşadığın şehirleri aç,
Başka şehirleri özleyeyim orada seninle.
Bu evler bu sokaklar bu meydanlar,
İkimize yetmez.''
Emirhan şiiri bitirinceye kadar gitmedi Melek. Basamakların üçüncüsünde kalakaldı. Adamın şiiri kalbine saplanırken, gözyaşları elindeki tepsiye damlıyordu. Ne yapacağını ne diyeceğini bilemiyordu genç kız. Usul usul akarken gözlerinden damlalar, tüm cesaretiyle araladı dudaklarını. Sonunu getiremeyecek olsa bile başlayacaktı. Zaten onun bu hikâyede tahmin ettiği bir son yoktu.
''Elimden tut yoksa dü-düşeceğim...
Yoksa bi-r bir yıldızlar düşecek...
Eğer şairsem be-beni tanırsan...''
Devam edemedi Melek. Merdivenleri koşarcasına inip gözden kaybolduğunda ardında bıraktığı adamın şiirini tamamladığını duyamadı. Melek'in başlattığı bu hikâyeyi Ermirhan'ın tamamladığını anlayamadı. Adam şiiri bitirdiğinde ay ışığı altında gözlerindeki anlamları göremedi. Duyamamıştı, anlayamamıştı, görememişti ama hissetmişti Melek. Şu hayatta nefes alması için bir nedeni daha olduğunu hissetmişti.
''Yağmurdan korktuğumu bilirsen...
Gözlerim aklına gelirse...
Elimden tut yoksa düşeceğim...
Yağmur beni götürecek yoksa beni...''
Dizeleri bitirdiğinde biraz önce Melek'in doldurduğu boşluğa baktı. Genç kızın hayatına girişi de az önceki gidişi gibi olmuştu. Kalbi ona kapıları hemencecik aralamıştı aralamasına ama ya onun kalbi kendini kabul etmiş miydi?
Etmişti. Etmez miydi? Yoksa elimden tut der miydi?
Güldü Emirhan. Ellerini ceplerine sokup gerisin geri çıktığı odaya yürümeye başladı. Zor olacaktı belki ama olacaktı. Melek'i bir kere tanımıştı. Ötesi berisi yoktu. Emirhan Cihan tutulmuştu. Varlığından bile bazen emin olamadığı bir meleğe tutulmuştu.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AH SENDE (TAMAMLANDI)
General FictionKor olmuş elem dağı bir semer misali sarmıştı bedenlerini... Kalp ağrıtıcı feryatlar dilleri zorluyor, bir türlü dökülmeyen vaveylalar boğaz yakıyordu. Suskunluk en sarsıcı tepkiydi. Ağzı bıçak açmıyor, kederli gözler asla kurumuyordu. Derdi veren R...