AH SENDE (TAMAMLANDI)

Bölüm 54: 'Her şeyin düzeleceğine olan inancını kaybetme'

Güzel bir pazar gününden herkese merhabalar :) Söz verdiğim gibi yeni bölümü paylaşıyorum.

Bölümle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Bölüm başlığından da anlaşılacağı üzere bir destek çıkma durumu söz konusu. Henüz bölümü okumadığınız için kim kime destek çıkıyor yahu der gibisiniz. O yüzden spoiler vermeden üstü kapalı yorum yapacağım. Bu aralar Ah Sende karakterlerinin başı beladan kurtulmuyor maalesef. Herkes darmadağın durumda. Kimse ne yapacağını bilemiyor. Bütün bunların tek suçlusu olarak gördüğümüz Çiyeşan'ınsa keyfi yerinde. Aybar Çiyeşanla ilgili çok fazlaca yorum aldım. Hepiniz bir an önce canice ölmesi gerektiği konusunda sanki sözleşmişsiniz gibi mesajlar atıyor, yorumlar yapıyorsunuz :) Bende adamın ne kadar kötü bir karakter olduğunun farkındayım sonuçta onu ben kurguladım :D Benim hayal dünyamdan çıkma. Benimde kendisinden pek hazzettiğim söylenemez. Ki zaten hazzeden varsa kendisinden, gerçekten büyük bir şok yaşarım. Her neyse Çiyeşan'ın sonu ile ilgili söyleyebileceğim tek şey şimdilik ona veda etmek için biraz erken olduğu. Nasıl bir sonu olur, Aybar Çiyaşan adını Ah Sende'den nasıl silerim bilmiyorum ama her kötü karakterin olduğu gibi onun da bir sonu olduğunu söylemek istiyorum. Her kurgunun bir kötü karaktere ihtiyacı vardır diyerek Çiyeşan bahsini kapatıyorum.

Bölüme tekrar dönecek olursak, hepsinin birazcık da olsa birbirine destek olması gereken bir anda en büyük destekçisinden böylesine bir güç alanı merak ediyorsak hep birlikte bölümü okuyalım :)

Yazar notumu burada bitirirken benden bir isteğiniz varsa yapmaya hazırım diyorum. Mesaj olarak, yorum olarak ne isterseniz çekinmeden söyleyebilirsiniz ( Çiyeşan'ın sonu ile ilgili değişik senaryolara da açığım :D ) Şimdilik ben kaçıyorum. Haftaya yeni bölümde görüşmek üzere, herkese iyi okumalar...

Bu arada gerçekten uzun bir bölüm oldu umarım beğenir ve yorumlarınızı eksik etmezsiniz...

***

Sevmek gibi geliyordu her şey, sevmek gibi gidiyordu kadın...

***

Berfin'i sakinleştiriciyle uyuttuklarında genç kızı odada yalnız bırakıp çıktı Yavuz. Hastane koridoruna adımını attığında yan odadan çıkan Ateş'le karşılaştı. Genç adamın kendisini görmesiyle yanına gelmesi bir olmuştu.

''Berfin nasıl?''

''Sakinleştirici yaptılar uyuyor. Ahsen?''

''Ayağını alçıya aldılar. Odada şimdi.'' Eliyle çıktığı odayı gösterdi Ateş. Kardeşinin iyi olduğundan emin olduktan sonra Ali'ye bakmak için dışarı çıkmıştı. Genç adamın Ahsen'in odasının diğer tarafındaki odada kaldığını biliyordu. Üçü yan yana odalara bilerek koyulmuştu. Ateş gerekli ayarlamayı yapmıştı.

''O nasıl?'' Yavuz'un Ali'yi kast ettiğini biliyordu Ateş. Her ne kadar nefret etse de merak ediyordu işte.

''Bilmiyorum. Şimdi onun yanına gidecektim.''

''Evdekiler iyi mi?''

''İyiler, bir sorun yok. Gelmek istediler ama evde kalmaları daha iyi. Daha fazla adam yolladım hem size hem eve. Bundan sonra işimizi şansa bırakamayız.'' Ateş hala o kadar adamın nasıl başarısız olduğunu düşünüyordu. Miroğlu Konağı'nda neler yaşandığını öğrenmişti. Ahsen'in cesur direnişini de. Gözünü bile kırpmadan tonla adam vurduğunu biliyordu. Bu durum hoşuna gitmese de kardeşinin cesaretiyle gurur duymuştu. Ahsen cesurdu cesur olmasına ama vurduğu adamların durumunu da merak etmişti sonradan. Birini öldürmediği için mutluydu genç kız. Dile getirmese de Ahsen, Ateş bunu çok iyi biliyordu.