Bölüm 17: 'Ağabeyim Ellerine Sağlık Diyor'

63.2K 2.7K 60
                                    







***


Sana bu güzellikler bizden kalsın,

bugünlerden bir şeyler bizden kalsın..

Senden almak isterler, bizi söyle;

geleni bize gönder, bizden alsın.


***


        Sabah, kimse uyanmadan konaktan çıktı Yavuz. Kardeşi için hazırladığı sürprizle ilgilenmeliydi. Okulların açılmasına az bir zaman kalmıştı. Her şeyin zamanında yetişmesini istiyordu. Melek öğrencilerine, çocuklar da okul ve öğretmenlerine bir an önce kavuşmalıydı.

        Okulunu bitirdikten sonra hiç istemese de kız kardeşinin çalışma hayallerinin önünde duramamıştı genç adam. Melek atanıp bir devlet okulunda çalışmak istiyordu. Özel kreşler ona göre değildi. Paranın her şeyin çözümü olduğunu düşünmüyordu genç kız tıpkı ağabeyi gibi. Bu yüzden devlet okulunda çalışmak en iyisiydi. Daha iyi okullara gidememiş çocuklara bir şeyler öğretmeye çalışmak tek emeliydi.

        Yavuz kız kardeşinin çalışmasına mani değildi. Gönlünün razı olmadığı şey kardeşinin belki de adını hiç duymadıkları bir şehre gidebilme ihtimaliydi. Yanından ayırmak istemiyordu ailesinden hiç kimseyi. Bu yüzden girişmemiş miydi bu projeye? Özel bir kreş yaptırıp, hem durumu iyi olmayan çocukları okutmak hem de kardeşinin isteğini yerine getirmek değil miydi?

        Şirketin yardım fonuyla okulun ihtiyaçlarını karşılamayı planlıyordu genç adam. İstanbul'dan da birkaç bağışçı ayarlamıştı bile. Sorun para değildi onun için. Bir şekilde hallederdi parayı Yavuz. Türkiye'nin birçok ilinde bayisi olan bir inşaat şirketi zinciri vardı nihayetinde.

         Çocukları bu kadar seviyor oluşu bir etkendi tabii bütün bunlar için. Arslan'ın da okul yaşı gelmişti. İlkokul için erkendi, kreş için uygun yaştaydı miniği. Kız kardeşinden iyi öğretmen de bulamazdı. Tek öğretmenle olacak iş değildi tabii. Berfin'den Yakup Ağa'nın küçük kızının da okul öncesi okuduğunu öğrenmişti. Bildiği kadarıyla bir yerde çalışmıyordu. Babasının buna izin vereceğini pek sanmıyordu gerçi. Ama Yavuz Ağaya karşı geleceğini de hiç düşünmüyordu. Ne yapıp edip kızla konuşup ikna etmeliydi. Birkaç tane de gönüllü ablayla işi çözeceğine inanıyordu genç adam. Okulu bitmemiş ama çalışmak isteyen birçok öğrenci olduğunu düşünüyordu. Bunun için üniversiteye ilan verdirmeliydi. Bunu aklının bir köşesine not etti.

        Okullar açılmadan bütün her şeyi hazırlamalı ve açılış ilanlarını en son yapmalıydı. Sürprizi berbat etmek istemezdi. Okulun iç dizaynı tamam sayılırdı. İnkâr edemezdi bütün bunlarda Berfin'in rolü büyüktü. Bütün dekorasyonla ilgilenmişti. Meleğin zevkine göre döşemeye çalışmıştı fakat genç kız beğenmezse diye bir B planları bile vardı.

        Sabahın bu erken saatinde de okulu görmeye gitmişti. Mimarlar eksik bir şey olup olmadığını kontrol etmesini istemişleri. Her şey tamamsa anahtarı teslim edeceklerdi.

        Okulun her yerini gezdi Yavuz Miroğlu. Her şey tamam görünüyordu. Erkek gözüyle anca bu kadarına kanaat getirebildi. Yine de Berfin'in de gelip incelemesi en iyisi olurdu.

     ''Bence her şey tamam ama kız kardeşimin de gelip son bir kez bakmasını isterim. Öğleden sonra yanınıza uğrar. Anahtar şimdilik sizde kalsın. Berfin 'tamam' derse ona verirsiniz.'' Mimarın uzattığı anahtarı almadı. Elini uzatıp genç kadının sıkmasını bekledi. O her zaman kibar bir adam olmuştu.

AH SENDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin