Bölüm 13: 'Fazla Zorluyorsun Miroğlu'

60K 2.6K 130
                                    







***


Kelebek gibidir aşk. Peşinden koştukça senden kaçar. En iyisi bırak uçsun, Belki hiç beklemediğin bir anda gelir omzuna konar...


***


        Uyandığında babaannesinin odasındaydı Ahsen. Dün gece yalvarırken uyuya kalmıştı. Babaannesi yanında değildi. Pencereden dışarı baktığında havanın henüz aydınlanmadığını gördü. Yaşlı kadının ne zaman yanından ayrıldığını bilmiyordu. Bütün gece yalvarmış, af dilemişti fakat görünüşe göre pek bir işe yaramamıştı. Bütün gece biçimsiz uyuduğundan eklemleri ağrıyordu. Yavaşça yerinden kalktı ve tutulan boynunu acısına karşın oynattı. Fiziksel acılar artık pek acı sayılmıyordu onun için. O, acıyı en derin sızılarıyla tatmıştı. Bundan daha acısı yoktu. Öyle biliyordu Ahsen. Fakat gerçek acının en büyüğünü henüz tatmamıştı.

        Rahşan Hanımın odasından ayrılıp kendi odasına girdi. Yarın atacağı imzadan önce bir şey yapması gerekiyordu. O imzayı attıktan sonra bunu yapmaya yüzü kalmayacaktı biliyordu. Saatin bu kadar erken oluşu önemli değildi. Gideceği yerin herhangi bir giriş ve çıkış saati yoktu. Yarından sonra bir daha buna cesaret edemeyebilirdi.

        Hızlı bir duşun ardından hazırlanıp çıktı Karahan Konağından. Arabalardan birini alıp tek başına kabristana gitti. Güneş yeni doğmaya başlamıştı. Ailesinin mezarlarının bulunduğu yere geldiğinde eli boş geldiğinin farkına vardı. Ne getirebilirdi ki? Çiçek mi? Genç kız zaten bütün günahlarını sırtlanıp gelmişti. Yanında çiçek getirse ne yazardı?

        Önce bütün duaları okudu genç kız. Annesinin ve babasının mezarlarının ortasına geçti. İki mezarın toprağını da elleriyle okşarken içinde ne varsa döktü. Sanki karşısında dinliyorlarmış gibi, sanki anlattıktan sonra kızlarını üzen kim varsa cezasını vereceklermiş gibi...

        Koskoca bir gününü orada geçirdi Ahsen. Son kez vedalaştı ailesiyle. Hava kararmaya yakın ayrıldı oradan. Bir daha gelmeyecekti biliyordu. Yarın atacağı imzadan sonra buna yüzü yoktu, hatta hakkı bile yoktu. Yüzü yerde çıktı kabristandan.

        Niyeti konağa gitmekti. Odasına çekilip, sabaha kadar çıkmamaktı. Sonra birden vazgeçti. Yalnız kalabileceği bir yere ihtiyacı vardı. Nereye gittiğini bilmeden sürdü arabayı. Araba genç kızı babasını kaybettiği yere getirmişti. Kenara çekti. Etrafta kimseler yoktu. Yol bomboştu. Güneş artık görünmüyordu. Arabadan inip etrafına baktı. Yolun iki tarafında da boş arazi vardı. Burada ne işi vardı bilmiyordu. Yine tekrar tekrar eskileri hatırlayıp kendine acı çektirmek istiyor olabilirdi. Fakat bu olanları değiştirmezdi. Hiçbir şey düşünmeden sadece durmak istiyordu. Sadece durmak... Öylede yaptı.


***


        Ahsen'in peşine taktığı adamdan gelen telefonu bekletmeden açtı genç adam. Günlerdir konaktan çıkmayan genç kızdan bir haber gelmiş olabilirdi. Bu kızı bu kadar merak etmesine anlam veremiyordu. Yakında karısı olacaktı, evet ama evlilikleri düşünüldüğünde bu yine de ona bu hakkı vermiyordu.

     ''Söyle Kadir.''

     ''Ağam, Ahsen Karahan sabah erkenden konaktan çıkıp kabristana gitti. Bu saate kadar da orada kaldı. Şimdi de Zafer Ağanın vurulduğu yerde. Ben fark ettirmeden uzaktan izliyorum. Arabadan inip öylece etrafı seyrediyor.''

AH SENDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin