Mitolojide kelebek ateşi simgeler, ateşe koşan pervane böceğinin yanıp ateşle bağdaşmasıdır.
Eski Yunan'da ise ruhun beden üzerindeki etkisini ve bu etkinin yarattığı büyük değişimleri simgeler.
Mavi kelebek, saf ruhu simgeler.
Bu, monoton hayatını...
Herkese merhaba! Uzun bir aradan sonra yeni duyurularla sizlerleyiz... ❤
💫Kelebek'in üçüncü kitabının adı belli oldu: KOZA. İsim hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizlerin görüşleri bizim için çok değerli. :)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
💫Üçüncü kitap şu an yazım aşamasında, eğer her şey planladığımız gibi giderse yayınevine yaz aylarında teslim etmiş olacağız. Bu da demektir ki, (yayınevinin takvimi sıkışık olmazsa) Koza sonbahar aylarında ellerimizde olabilir! Şimdiden sabırsızlanıyoruz. ❤
💫 Bu duyurunun sonunda sizleri bir sürpriz bekliyor: Koza'dan spoilerlar barındıran küçük bir kesitimiz var! (Sabredin, çok az duyurumuz kaldı :D)
💫Yazarların İzmirli olduğunu biliyor muydunuz? 23 Nisan Pazar günü, saat 14:00 ile 15:00 arasında İzmir Kitap Fuarı'nda Epsilon standında sizleri bekliyor olacağız! Kollarımız açık, gelin size sıkı sıkı sarılalım. ❤
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
💫Youtube'da kolayca ulaşabileceğiniz Elif ER kanalında Kelebek ile ilgili muhteşem fan videoları mevcut, izlemenizi tavsiye ederiz. Hazırladığın bu güzel videolar için çok ama çok teşekkürler! ❤
💫Sizler de bize Kelebek ile ilgili hazırladığınız çalışmaları, videoları veya kitabınızla çektiğiniz fotoğrafları Wattpad'deki profilimize ya da sosyal medyadaki hesaplarımıza gönderebilirsiniz. Paylaşmaktan mutluluk duyarız! (Sosyal medya hesaplarımız👇)
💫23 Nisan'da İzmir'deki fuardan fotoğraflar, videolar ve canlı yayınlar paylaşmaya gayret edeceğiz elimizden geldiğince. Takipte kalın.❤
-Şimdi, sıra Koza'nın ilk kesitinde... Umuyoruz ki keyifle okursunuz, yorumlarınızı bekliyoruz. ❤
*
"Jane?" Ted'in kesik nefeslerinin arasından bana seslendiğini işittiğimde ben de ona adıyla seslenmeyi uygun buldum.
"İyi, sen hâlâ ölmediysen ben de ölmem." Etrafımdaki hiçbir şeyi görmüyordum, tek hissettiğim yerde sürülmekten sarsılan bedenim ve acıyan uzuvlarımla gövdemdi. Beni sürükleyen yılan birden bire durduğunda avuçlarımdan güç alıp ayaklarımın üstünde durdum. Bileğimdeki baskının azalmasından yılanın benden uzaklaştığını anlamıştım. Omzumu kavrayan elin kime ait olduğunu bu karanlıkta ayırt edemediğim için korkuyla öne sıçradım.
"Benim, sakin ol." Ted'in onayını alsam da gerginliğim azalmamıştı. Tüm kaslarımın kasıldığını hissediyordum. Bu kez ağırlığından ve sıkıca sarışından anladığım kadarıyla bacağıma daha büyük bir yılan kıvrılmaktaydı. Derin bir nefes alıp buradan kurtulma yollarını düşünmeye çalıştım. Sürüklendiğimiz koridordan geri dönmeye çalışsak, sanırım biz içeri girdikten sonra kapı kapatıldığı için hiçbir etrafta herhangi bir ışık kırıntısı dahi yoktu, bu yönümüzü bilmediğimiz için fazla imkânsız bir durumdu.
"Jane, bacağımdaki şeyi senin yaptığını söyle bana..."Ted'in sesi umutsuzdu. "Bence İnci bacağına benim tırmanmamdansa yılanın tırmanmasını tercih eder." Arkadaşımı iyi tanırdım.
