“Bizi de fikrinle aydınlatır mısın?” Emily dikkatle Hector’a bakarak onun cevabını bekledi.
“Adriana’yı kaçıranların harpialar olduğunu düşünüyorum. Paulo geldiğimizde bana mutfakta birçok şeyin ortadan kaybolduğunu söyledi. Harpialar hırsızlıklarıyla ünlü olan mitolojik yaratıklardır. Aslında Paulo bunu söylediğinde aramızdan birini kaçıracaklarını tahmin etmiştim.” Hector’ın uzun sayılabilecek açıklaması sona erdiğinde omzuna vurarak onu şaşkınlığa uğrattım. Aslında kafasına vurmak istemiştim fakat bu hareketimin sonucunda sağ kalabileceğimi düşünmüyordum.
“Neden bu tahminini bizimle paylaşma gereği duymadın acaba?” Mantıklı bir açıklama bekliyordum.
Omuz silkti. “Yanılıyor olabilirdim. Sizi panikletmek istemedim.” Ona attığım yargılayıcı bakışlarım mantıklı sayılabilecek sebebine rağmen değişmemişti.
“Daha fazla zaman kaybetmeden gidelim.” Frederick’in sözleri hepimizin kendine gelmesine neden oldu.
“Onları nerede bulabiliriz?” İnci cevabını Hector’dan alacağını bildiğinden bakışlarını ona yöneltti.
“Adriana’yı kaçırdıklarına göre onu kulelerine götürürler.” dedi Hector basitçe.
“Peki, kulelerine nasıl gideceğiz?” Sorumu yanıtlayan kişi Ted olmuştu.
“Harpialar yanlış hatırlamıyorsam uçabiliyorlardı,” Ted onay beklercesine Hector’a baktı. Onun onayının ardından devam etti. “O zaman ben gidip pavolaları çağırayım.” Ellerimi yüzüme kapattım.
“O kadar mı kötü?” dedi Dianna umutsuz bir sesle. Pavolalarla yaptığımız bir önceki seyahatte Dianna ve Paulo bize katılamamışlardı, bu onların ilk seferi olacaktı.
“Ben galiba seviyorum onları. Çok güzel yaratıklar.” dedi Olenka omuz silkerken. Bunun gerçek fikri mi yoksa sadece benim fikrime zıt olduğu için söylediği bir şey mi olduğunu bilemiyordum. Ted hepimizden çabuk davrandı ve aramızdan çıkıp kapıya doğru ilerledi. O pavolaları çağırırken biz kimlerin gidip kimlerin evde kalacağını kararlaştırabilirdik. Aslında o kadar çok yorgundum ki, bu seferliğine evde kalmayı yeğlerdim. Fakat Adriana bir takım yaratıklar tarafından kaçırıldıysa ve bunun hakkında hiçbir şey yapmadıysam kendimi kötü hissederdim.
“Kimler evde kalmak istiyor?” İnci’yle aynı anda aynı şeyleri düşünüyor olmamız epey romantikti.
“Ben yalnız da kalabilirim.” Emily İnci’nin bu sorunun altındaki gerçek amacını anlamış ve cesur bir öneri sunmuştu.
“Ya da onunla birlikte kalırız,” diye ekledi bansheeyi işaret ederek.
“Martin de sizinle kalır.” Hector’ın bu konuda hiç tereddüdü yoktu.
Martin hemen itiraz etti. “Ben sizinle geleceğim.” Yüzündeki ifadeden anladığım kadarıyla Hector bu durumdan hiç hoşlanmamıştı.
“Senin bizimle gelmen çok tehlikeli, seni böyle bir riske atamam.” Hector’ın sözlerinin ardından Martin ona doğru bir adım attı.
“Adriana o yaratıkların elindeyken hiçbir şey yapmadan öylece oturamam. Beni en iyi sen tanırsın.” Hector hala ikna olmuş görünmüyordu.
“Beni en iyi tanıyan da sen olduğuna göre, sana benim yüzümden zarar gelmesine izin vermeyeceğimi bilirsin.” Defalarca uğraşmama rağmen Hector’a burada olup biten her şeyden onun sorumlu olmadığı fikrini izah edememiştim.
“Dostum, izin istemiyorum.” Martin’in sözleri o kadar kesindi ki, Hector’ın daha fazla diyecek bir şeyi kalmadığına inanıyordum.
“Tamam, ben Emily ile kalırım.” Frederick Emily’nin yanına gidip, koluna girdi. “Yine ikimiz kaldık, Schwester.” Banshee boğazını temizledi. Fred bu sayede Emily ile yalnız kalmayacaklarını hatırlamıştı muhtemelen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK
FantasyMitolojide kelebek ateşi simgeler, ateşe koşan pervane böceğinin yanıp ateşle bağdaşmasıdır. Eski Yunan'da ise ruhun beden üzerindeki etkisini ve bu etkinin yarattığı büyük değişimleri simgeler. Mavi kelebek, saf ruhu simgeler. Bu, monoton hayatını...