Merkür Retrosu
"İnsan ilişkilerine müdehale etmemelisin, Agâh." Sera kollarını göğsünde bağlayarak kahveleri kupalara dolduran oğluna doğru döndü. "Beklemediğin sonuçlar doğurabilir."
"Onların birbirine nasıl baktıklarını görüyorsun çakıl taşı."
"Bu onlar için doğru zamanda olduğumuzu göstermez küçük bey." Kendi kupasını avuçları arasına alarak üzerine kafi miktarda köpürtülmüş süt ekledi. "Gecenin eğlenceli geçtiğini kabul ediyorum ama planladığınız şeyi bana son dakikada söylemenizden hoşlanmadım."
"Bunun için babama söylenmelisin."
"Agâh!" Kadının uyaran ses tonuyla derin bir nefes alıp doldurduğu son kupayı da tepsiye bırakarak annesine döndü. "Bu tavrının bana sökeceğini düşünüyorsan oldukça yanılıyorsun demektir!" Tatsızca kaşlarını çatarak kahvesini tezgaha bıraktı ve oğluna doğru ilerledi. Agâh'ın da kaşları çatılmış, gri gözleri koyulaşmıştı. Bu anda Agâh bir an için babasının gençliğini andırmıştı kadına. "Dışarıdaki şey bir oyun değil." Oğlunun itiraz etmesine izin vermeden devam etti. "Eğlenceli olduğundan daha çok tehlikeli! Merve Lâl sizin gibi değil." Elinin oğlunun koluna dayayarak aynı taviz vermez ses tonuyla devam etti. "Bu yaptığınız onu korkutup kaçırabilirdi. Hala kaçırabilir."
"Biraz fazla abartmıyor musun?"
Kadın "Ses tonundan hoşlanmadım," diye kestirip attı. "İnsanların ilişkilerine yön verebilecek kudrette değilsin Agâh. Üstelik onların bir araya gelmesi seninle Eliza'nın arasını şu an olduğundan daha iyi bir yere götürmeyecek." Oğlunun homurdanmasıyla tek kaşını kaldırarak uyarı dolu bir bakış attı. "Anlamayacağımı mı sandın? Eliza ile aranda olan şey zaten özel ve Devrim bunu onayladığını açık bir şekilde gösteriyor."
"Onunla Merve Lâl'i bir araya getirmek istemememin sebebi bu değil."
"Sadece bu değil," diye düzeltti kadın. "Seni anlıyorum ama bu yaptığını onayladığım anlamına gelmiyor."
"Anne..."
"Kahveler soğuyor." Dönüp tezgahtan kendi kupasını alarak dışarıya çıkmadan önce son kez omzunun üzerinden oğluna baktı. "Ne yapmaya çalıştığına dikkat et."
Agâh kadının arkasından birkaç saniye baktıktan sonra tatsızca saçlarını karıştırdı. Annesinin doğrudan kalbinin derinlerini görebiliyor olmasından bazen nefret ediyordu. Ama sahiden, sahiden, kötü bir niyeti yoktu. Devrim'in kızdan etkilenmesini sağlayan o değildi ya? Yine de içindeki o sesin sürekli konuştuğunu, Devrim ile Eliza arasında geçmişte bir şeyler yaşanma ihtimali olduğunu sürekli hatırlattığını duyuyordu. Bundan rahatsız olduğunu inkar edemezdi. Ama bir yandan da bu defterin kapandığından emindi. Dostu, yeni kızın üzerine öyle bir titriyordu ki... Elinden gelen her şeyi, kızı güldürmek ve onun sevgisini kazanmak için gereken her şeyi hiç düşünmeden yapıyordu. Kahve tepsisini alırken kahvelerin soğuyup soğumadığı pek de umurunda değildi. Bahçeye çıktığında Eliza'nın Devrim ile bir şeyler konuştuğunu görerek durup bir an onları izledi. Aralarındaki buzlar hızla erimemişti ama oldukça iyileşmiş sayılırlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayışığı Grisi
RomanceSevdiğin kişi için ne kadarını feda edebilirsin? Kariyerini? Hayatını? Sahip olduğun her şeyi? Eliza hepsini feda etti. Ya başkası için her şeyini feda eden bir kadını ne kadar daha karşılıksız sevebilirsin? Agah sabırla sevdi. Bu hikaye kanatları...