Son Tango
Merve Lâl gergince yerinde kıpırdandı. Narin Hanım ile Sera Gece'nin arasında oturuyor ve sık sık kuruyan dudaklarını ıslatıyordu. Bu nasıl olmuştu? Nasıl buraya düşmüştü? "Sakin ol," diye mırıldanan kadına dönerken neredeyse soluksuz kalıp bayılacaktı. Sera Gece'nin menekşe rengi gözleri sevgiyle kısıldı. "Bana alışmış olman gerekirdi."
"B-ben..." Sesi kısıldı ve sonra gözlerini kapatıp derin bir nefes alarak tek nefeste fısıldadı: "Size alıştım ama..."
"Çocuk benden korkuyor, Sera!"
Diğer tarafından atılan Narin Hanım'a dönemedi bile. O Devrim'i bulduğu an öldürecekti. Burada, bu iki ağır topun arasında ne işi vardı? Allah aşkına! Merve Lâl elli kiloluk kızdı. Bu kadar basıncı kaldıramayıp patlamasını mı istiyordu adam? Çaresizce soluklandı.
"Alışması biraz zaman alıyor." Sera dostuna dönerken gülümsedi. Kız şu an için sakin görünüyordu ama Sera Gece Levi genç kızın her an fırlayıp çığlık çığlığa kaçabileceğini düşünüyordu -ki kız yerinde rahatsızca kıpırdandığında elini kızın koluna dayayıp "Neden içeriye gidip çocukları kontrol etmiyorsun canım?" diye sordu. "Hem Agâh'a uslu durmasını da söylersin."
"Yine ne yaptı?"
"Ah, Narin!" Gözlerini devirerek sevimli bir tavırla saçlarını kulaklarının arkasına sıkıştırdı. "Büyüdükçe çocuklaşıyor!"
Merve Lâl gergince "Ben," diye mırıldandı. "Dediğiniz gibi Agâh'ı uyarıp geleyim madem Sera Teyze!"
Narin kız ayağa fırladığında istemsizce güldü. Kızın arkasından "Gidiyorsan," diye seslendi. "Devrim'e yanıma uğramasını da söyler misin Lâl'ciğim?" Kızın arkasından uzun uzun baktı. Dostundan yana eğilerek "Devrim'e kök söktürse keşke," diye mırıldandı. "Böyle sessiz sessiz durması korkutuyor beni."
"Asıl sessiz olduğu için kök söktürecek ya Narin!" Gülerek göz kırptı. "Kız fazla naif, fazla sakin ve fazla..."
"Ürkek."
"Kesinlikle." Ellerini tatlı tatlı birbirine vururken "Devrim'i yola getirirse Lâl getirir," diye devam etti. "Agâh'ı da Eliza." Narin'in bir anlığına duraksadığını ve renginin çekildiğini fark ettiğinde "Yanlış bir şey mi söyledim?" diye sordu. Kadın cevap vermeyince kısık selse "Narin?" diye seslendi. "Bilmem gereken bir şey mi var?"
"Hayır, hayır." Durdu ve derin bir nefes alıp "Yani Eliza ve Deniz..." diyerek sustu. "Eski meseleler." Sera Gece kaşlarını çatarak bir an sahneden yana kısa bir bakış attı. Tatsızlıktan haberdardı ve kadının hayatında da yakın zamana kadar biri olduğunu biliyordu ama bu kişinin Deniz olduğunu tahmin etmemişti. "Önemli bir konu değil, Sera," diyen dostunun içini rahatlatmak istercesine gülümsedi. "Sadece birlikte olduklarını bilmem gerektiğini düşündüm."
"Tahmin etmemiştim." Sessizce ekledi: "Deniz olduğunu yani."
"Ben de birlikte olduklarını tahmin etmemiştim," diye mırıldandı. "Eliza ile Agâh'ın yani."
"Değiller." Gülümsedi. "Narin, Deniz ile Eliza'nın arasında ne yaşandığını bilmiyorum ama Agâh, genç kadını gerçekten önemsiyor. Eğer ki bu durum seni ya da Deniz'i üzecekse, eminim bir çözüm..."
"Hayır, hayır." Narin gülümseyerek kadının elini tuttu. "Buna gerek olacağını sanmıyorum. Deniz, Eliza'yı haddinden fazla üzdü." Dalgın, dağınık bir bakış geçip gitti yüzünden. "Buna rağmen onlar bir arada bu oyunu çıkarabiliyorlarsa her şey mümkün demektir." Anlayışlı bir ifade belirdi yüzünde. "Sadece... Eminim ki aile yemeklerimizi iki ayrı şekilde yapmamız gerekecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayışığı Grisi
RomanceSevdiğin kişi için ne kadarını feda edebilirsin? Kariyerini? Hayatını? Sahip olduğun her şeyi? Eliza hepsini feda etti. Ya başkası için her şeyini feda eden bir kadını ne kadar daha karşılıksız sevebilirsin? Agah sabırla sevdi. Bu hikaye kanatları...