Seninle Mutluydum
Sevda bir ateş buldu sende, eğilip öptü seni. Artık kimse denizi bilmiyor.*
Edip CanseverEliza sabah altı buçukta kimseyi, hatta yanında uyuyan Agah'ı bile uyandırmadan, sessizce kalkmış, önce koşuya çıkmış ardından gelip duş almıştı. Agah ile arasının düzeliyor olması, adamın iyileşen ve iyileştiren, kabuk bağlayan biri olması onun içindeki azabı azaltmıştı. Adamı seviyordu. Bu baleye duyduğu gibi bir sevgi değildi. Eliza adama bakarken etinin uyuştuğunu hissediyordu. Göz bebekleri titriyor, elleri kendi bağımsızlığını ilan ederek sürekli adama ulaşmaya, ona temas etmeye çalışıyordu. Adama dokunmak, açık yaraya değen bir rüzgar gibi canını yakıyordu. Onu seviyordu. Kahvesini içip evden çıkarken odanın kapısında durup hala derin bir uykunun kollarındaki adamı kısacık izleyerek gülümsedi. Saat daha yeni yeni sekiz buçuğu gösteriyordu. Titreyen telefonuyla irkilerek kendine geldi ve dudaklarından silinmeyen aptal bir gülüşle evden çıkıp Riccardo'nun arabasına bindi. Bu ana kadar ikisi de dün basına yansıyan kavgadan ve yayımlanan boy boy fotoğraflardan haberdar değildi. Onları haberdar eden Igor'un öğlen çıkıp gelmesi oldu. Kıyamet kopmuş, taş taş üstünde kalmamıştı. Suçu üstlenmişti. Riccardo'yu aldattığını, onun böyle öğrenmesinin haksızlık olduğunu, özür dilediğini söylemişti. Onu kırmak istememişti ki! Adamla karşılaşmaları bir tesadüftü. Riccardo'nun ne yaptığını anlamayan bakışlarına aldırmadan "Agah benim eski sevgilim," diye mırıldanmıştı. Adamın Riccardo'yu göz ucuyla yokladığını fark ederek "Sevgilimdi," diye devam etmişti. "Dün onu görmeye gittim ve biz...Ben..." Kekeleyerek susmuştu. Riccardo'ya dönerek "Böyle öğrenmeni istemezdim," demişti sessizce. "Ben... Ben gerçekten özür dilerim." Riccardo kadının ne yapmaya çalıştığını fark ederek atılmak istediğindeyse Eliza izin vermeyerek "Ben... Ben onun da orada olacağını bilmiyordum," demişti. "Tartışmaya başladık ve sonra..." Uzun, hüzünlü bir sessizlik aralarına çökmüştü. O an herkes eski Eliza'nın bunu yapabileceğini biliyordu ama bilmedikleri, daha doğrusu Igor'un bilmediği, kadının eski Eliza'ya benzer bir yanının kalmadığıydı. Kadın değişmişti. Kadının o insanı darmadağın eden yanları silinip gitmişti. Eliza, Riccardo'ya ihanet etmemişti çünkü onunla hiçbir zaman birlikte olmamıştı. Ama bunu açık açık söylemek Riccardo'ya zarar verirdi. "Lütfen, Rick..." Gözyaşları parlarken adama doğru bir adım atmış ve "Ben gerçekten çok..." kesik kesik mırıltısı ölüp gitmişti. Adamın hayreti öyle gerçekçiydi ki Igor adama üzülmekten kendini alamamıştı -ki Tanrı biliyordu ya adamı hiç sevmemişti. Bu oyun öğle saatlerinde Vladimir kapıda belirip onları aramaya gelene kadar sürmüştü. Vladimir ve Igor'un gergin selamlaşmaları, kesik ve kısa sohbetlerini bölen şey, Riccardo'nun Eliza'yı terk etme sahnesiydi. Başarılı bir ayrılıktı. Bir filme ait olsa izleyiciler çok gözyaşı döker, Eliza'dan nefret ederdi ama bu bir film değildi. Çünkü Vladimir de oradaydı. Eliza onun gözlerinde insanın kalbini kıran bir kırgınlık görmüştü. Igor söylene söylene gözden kaybolduğunda aralarında insanı sağır eden bir sessizlik peyda oldu.
"Onunla mı çalışacaksın?"
Adam içeriye yürürlerken daha fazla susamamıştı. Yüzü öfke ve hayal kırıklığıyla kapkaraydı. Eliza dalgınca sahnede ısınmaya dönen adama bakmış ve "Hayır," diye yanıtlamıştı. "Seni bırakıp gitmek gibi bir düşüncem yok." Ama onunla buluşmuştu. Hem Riccardo'nun tavrı da neydi öyle? Onlar ayrılalı -sözde bir ilişkinin sözde ayrılığı- haftalar önce bütün Paris'in gözleri önünde gerçekleşmemiş miydi? Aklından neler geçiyordu? "Onunla yollarımın kesişeceğini biliyordun, Vlad." Dalgınca adamın koluna girip gülümsedi. "Geçmişte kim olduğumu, tüm o hikayeleri, onunla aramda geçenleri biliyordun. Şimdi şaşırıyor gibi yapıyorsun ama..." Tatlı bir gülümsemeyle başını hafifçe sol omzuna eğdi. "Şaşırmadığını, seni arkandan vuracağıma inandığın o anın geldiğini biliyorsun. Muhtemelen daha Igor'un döneceğini duyduğun andan beridir bunun olmasını bekliyordun." Derin bir nefes alarak başını iki yana salladı ve "Yanıldın," diye devam etti. "Çünkü beni kovmadığın sürece benden kurtulman mümkün olmayacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayışığı Grisi
RomanceSevdiğin kişi için ne kadarını feda edebilirsin? Kariyerini? Hayatını? Sahip olduğun her şeyi? Eliza hepsini feda etti. Ya başkası için her şeyini feda eden bir kadını ne kadar daha karşılıksız sevebilirsin? Agah sabırla sevdi. Bu hikaye kanatları...