Final

4.1K 219 48
                                    

Final

Eliza, Devrim ile bir örnek giydiği mavi takım elbisesinin yakalarını bir araya getirerek bir tarafında güneş diğer tarafında ay olan yaka iğnesini düzeltti. Saçlarını sıkıca tepesinde toplamış, hafif bir makyaj ile Agâh'ın doğum günü hediyesi olan siyah inci küpelerini takmıştı.  Oldukça maskülen bir takım elbisenin içinde bile zarif ve feminen görünmeyi başarabiliyordu. Aynadan kendisine ve ona birer kadeh viski dolduran Devrim'e bakıp küçücük gülümsedi. Adamın ne kadar gergin olduğunu anlatmaya çalışsa buralar baştan aşağıya kelimelerle dolardı şüphesiz. İlerleyip adamın önünde durdu, uzattığı kadehi almadan önce yakalarını düzeltti ve ardından "Bu kadar yakışıklı bir damat olacağını tahmin etmemiştim," diye ekledi. Devrim'in yüzünde kendini beğenmiş bir gülümseme genişlerken adamın uzattığı kadehi alıp havaya kaldırdı.

"Göz açıp kapatıncaya kadar bitecek."

"Beni kandırma, Liz." Kadehlerinin tokuşma sesinin ardından Devrim içkisini tek yudumda bitirdi. "Benden daha çok damada benziyorsun."

"Bir örnek giyinmeyi sen istemiştin." Alayla kaşlarını havalandırdı. "Şimdi kıskançlık çıkaramazsın."

"Agâh ile Deniz'den haberin var mı?"

"Merve Lâl'in çiçeğiyle ilgili bir problem çıkmış." Kendine bir kadeh daha dolduran Devrim'e yetişebilmek için içkisini tek yudumda bitirip kadehi ona doğru ittirdi. Adamın doldurduğu kadehi alarak kapıları aralık duran balkona doğru ilerledi. "Burası gerçekten çok güzel..." Rüzgarla kabaran perdeleri nazikçe bir kenarda toplayıp "Çatıda gizli gizli sigara içtiğimiz zamanları hatırlıyor musun?" diye sordu. "Annem öğrendiğinde az daha kalp krizi geçiriyordu."

"Deniz ispiyonlamıştı."

Kadınla birlikte balkona çıktılar. Denizden esen tatlı meltem yüzünü yalarken Devrim, Eliza'nın seçtiği orkestranın sahneye yerleşmeye başladığını görebiliyordu. Temmuz ayının son günlerinde, Merve Lâl'in de istediği gibi, deniz kenarında küçük bir düğün planlamışlardı. Her şey tıpkı onun istediği gibi çok sade ve beklediğinden daha kusursuzdu. Eliza orkestra elemanlarının hepsini tek tek seçmiş, düğün boyunca çalınacak her şeyi -evet, oyun havalarını bile- tek tek planlamıştı. Boğaziçi Caz Korosunun en başarılı kadın solistlerinden birinin düğünde çıkabilmesi için araya bir sürü kişi sokmuş, kadına şimdiden gelecek yıl New York'taki gösterilerinden biri için gidiş-dönüş biletlerini ayarlamış, ona sahne önünden bir yer ayırtmıştı. Onun her şeye yetebilmesi, her şeyi bu kadar detaylı planlayabilmesi Merve Lâl'in panik olmasını engellemişti. Atıştırmalıklar, yemekler ve içecekler Merve Lâl'in istediği gibi ayarlanmış, masalar ve davetlilerin nasıl oturması gerektiğine üçü -Devrim, o ve Merve Lâl- birlikte oturup karar vermişlerdi. Davetiyelerin tasarımını Devrim bir arkadaşına yaptırmış, düğünden önce dağıtılacak çikolataları ise Eliza eski bir arkadaşına tasarlatmıştı. Herkes onun bu konudaki yeteneğiyle dehşete düşerken o bütün bunları çok sıradan bularak istedikleri başka bir şey olup olmadığını sormuştu. Merve Lâl'in o an mutluluktan ağlamak üzere olduğuna yemin edebilirdi, Devrim. Her şeyin ince ince düşünülüp yapılması Deniz ve Agâh'ın kimi zaman işine gelmiş kimi zamansa hayatlarını zorlaştırmıştı.

"Bunların hepsini bir aydan kısa sürede yaptığına hala inanamıyorum."

Adamın uzattığı paketten bir tane çekip dudakları arasına yerleştirdi: "Kimden isteyeceğini bildiğinde..." Adamın yaktığı sigaradan bir nefes çektikten sonra "Her şey kolayca halloluyor," diye devam etti. "Alkol kokusunu bastırmak için sana naneli şeker bulalım."

Ayışığı GrisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin