38. Bölüm: Heykel

3.3K 313 49
                                    


-İşte uzun zamandır beklediğim an. Nerelerdeydin? Artık direnmeye başlamışsın. Seni uykuya çekmekte zorlandım sayılır.

Kuşların cıvıltıları, gülüşen çocuk sesleri... Neredeydim ben?

-Anlayamadın mı? Ah bir de zihin ustası zırvalığı olacak. Sen o şey misin cidden? Buna inanmak güç.

Bilincim yarım yamalak açıldı. Bir çocuk parkının ortasındaydım. Burası geçmişten bir parçaydı. Bir yansıma. Geçmişin acısı yüreğimi dağlamaya başlamıştı bile.

-Safsın. Bazen bu huyun çok sinirimi bozuyor.

Bilinç yansımam beyaz elbisesiyle ifadesiz bir şekilde parkın ortasındaydı. Beynim uyuşmuş gibiydi. Düşünemiyordum.

-Artık farkında olduğuna göre sana işkence etme faslına geçelim.

Kötü birine ait olduğu kesin kahkaha beynimin içinde yankılandı. Sesin cinsiyeti yoktu. Rüyadaydım. Bilincimin derinliklerinde kayıptım.

-Ben şu namı diğer Eva, senin minik sarışın kızın.

Görüntüler değişmeye başladı. Küçüklüğüm siyaha yakın uzun saçları ve mavi elbisesiyle parkta yalnız başınaydı. Etraftakilerin kahkahaları arasında mutsuzluğu ilk göze çarpan şeydi. Kalbimdeki sızı arttı. Uyum sağlayamamış minik etrafa hala umutla bakıyordu.

-Zavallı şey. Sana acıyorum ustacık. Yazık. Şimdiye kadar kimseye güvenemeyeceğini hala anlayamadın mı?

Neden bir şey yapamıyordum, cevap vermekten bile acizdim. Sadece görüntü ve ses vardı.

-Meraklı şey. Sana beynin bazı bölümlerini etkileyebildiğimi söylerken yalan söylemedim. Nasıl yaptıysan o an beni kendi beynine hapsetmiştin. Ama artık bu mümkün değil. Komik kâbuslara son verdim. Artık sıkıcı geliyordu.

Küçüklüğüm birileriyle konuşmaya çalıştı. Hava kararmaya başlıyordu ama o hala bir arkadaş bulamamıştı. Üstelik yağmur yağacaktı. Hatırlıyordum. Bu denemesi de başarısız olacaktı.

-Minik Duygu annesini mi kaybetmiş?

Öfke denen şeyin damarlarımı kabarttığını hissetmeye başlıyordum. Hisler zaten buradaydı ama öfke yeniydi. Üstelik bu kişi en büyük damarın üstüne basmaktaydı.

+Benden ne istiyorsun?!

-Sinirlendiniz mi Duygu Hanım?

Bilinç yansımam titreşti ve gözlerini kırptı. Korku seziyordum. Bana ait değildi.

+Zavallı olan sensin. Madem uzun zamandır kafamın içindesin...

Cümlemi yarıda kestim. Ona kendim hakkında daha fazla bilgi verme gibi bir hataya düşemezdim.

-Ee, Duygu, acıyı hissetmiyor musun?

Elimi kaldırdığımda etraftaki görüntüler dondu ve değişmeye başladı. İkimizin ortak anısı olan görüntüler belirmeye başlamıştı zihnimde. Parktaki salıncakta oturan iki kızın karların arasındaki görüntüsüyle başladı.

+Acıyı hissedecek olan sensin! Benden ne istiyorsun söyle!

Geçmişten görüntüler geriye doğru oynuyordu. En başa gelene kadar bekledim. Küçük kızın ortaya çıktığı andan önceki saniyede görüntü durdu. Korku artmıştı.

Zihin Oyunları: SınırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin