60. Bölüm: Deja-vu

2.9K 293 51
                                    


   Peri gözden kaybolalı birkaç dakika olmalıydı. Ama ne Alper ne de ben yerimizden kıpırdamış ya da tek kelime etmiştik. Alper perinin son sözlerinden bihaber öylece etrafı ve beni incelerken ben bilinmez düşüncelere dalmıştım. Harekete geçme zamanıydı.

"Hadi Alper gidiyoruz. Önce kralla tanışacaksak tanışacak sonra da babamıza gideceğiz."

Dalgın dalgın düşünen Alper perinin ne dediğini sormadan başını sallayalak onayladı ama aklından geçenler benim de henüz çözüm bulamadım şeylerdi.

Nasıl çıkacağız buradan?

O peri benim Alper'i çıkarabileceğimi söylerken gayet ciddi görünüyordu. Beynimse bununla uğraşamayacak kadar yorgun düşmüştü ne yazık ki. Suya hükmedebilen biri lazımdı. Çağan gibi biri...

Çağan?

Bir saniye duraksamama izin vermeden tüm düşünceler saniyeler içinde beynime akmaya başladı. Adeta gürül gürül çağlayan ırmak misali akan düşünceler beni afallattı. 

-Abriana? Beş dakika bir süre önce doldu ve sen ancak cevap veriyorsun ne olduğunu söyle, ters bir şey yok değil mi? Ah! Yine hiçbir işe yaramadım, su ustası olacağım bir de! Ne diye şu aptal kayıkları verirler ki bize, düzgün, en azından güvenli bir şey verebilirlerdi. sanki su perilerinin varlığından bihaberler! 

Sakin ol lütfen. Gelip bizi alıp alamayacağını soracaktım.

-Ona söylemeli miyim? Anlamıştır zaten gerçi, suya hükmedemiyorum ki, periler suya girmeme izin vermiyor, ne demeliyim? Neredesiniz?

Periler bana bundan bahsetmemişlerdi. Kaşlarımı çatarak derin bir nefes aldım ve saçlarımı havada uçurarak suya atladım. Arkamdan haykıran Alper'i duyduğumda suda arkama bakmadan onun zihnine konuştum. Darmadağın zihnimdeki iş önceliklerini belirlemiştim çoktan. Elbette önde Alper vardı ama ona yardım bulmalıydım. 

Bekle kardeşim, senin için döneceğim ama yardım almalıyım.

-Beni yalnız bırakma! Ah, neyse çocuk muyum ben? Acele et kardeşim

Mağaranın kristal ışıklandırmalı su altı koridorlarından kıvrılarak geçip karanlık açıklığa çıktım. Perilerin büyük çoğunluğu mağaranın girişinde durmuş meraklı gözlerle beni izliyordu. Hepsinin üzerinde fosforlu rengarenk elbiseler olduğunu görebiliyordum. Hiç erkek su perisi yok muydu cidden? Hadi ama düşündüğün şeye bak. Beyin işte...

"Onun içeri girmesine neden izin vermiyorsunuz?"

Periler kıpırdanıp minik ellerini ağızlarına götürerek kıkırdadılar. Gayet cilveli yukarı erkekleri için baş döndürücüydüler. Acaba bir zamanlar erkekleri yedikleri olmuş muydu. Tebrikler beyin, yine mükemmel uyumlu sorular! 

"Engelleyen biz değiliz onu. O kendini engelleyen."

Anlayamıyordum. Etrafımda döndüm. 

"Nasıl yani?"

"Biz onu asla engellemedik O'nun kızı. Onun korkusu bu."

Gözlerimi belli belirsiz uzak bir nokta gibi görünen teknenin yüzeyine diktim. Bu daha önce de olmuştu, diğer boyuttaki havuzda, ve orada periler yoktu. Neydi Çağan'ın korkusu? Bunu öğrenecektim. 

"Az önceki hareketlerim için üzgünüm ben sadece kardeşim için meraklanmıştım."

Cevap vermelerini beklemeden olanca hızımla yüzeye çıkmaya başladım. Suyun içinde yağ gibi kayıyor müthiş duygular eşliğinde gülümsüyordum. Bu özgürlük gibiydi. Bir gün tüm bu savaşlar sona erdiğinde kesinlikle suya dönmeliydim. İnsanlardan ve onların ön yargılarından uzağa...

Zihin Oyunları: SınırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin